Bakan Işıkhan, Anadolu Ajansı Editör Masası’nda Değerlendirmelerde Bulundu

21 Ekim 2024, Pazartesi

Bakan Işıkhan, Anadolu Ajansı Editör Masası’nda Değerlendirmelerde Bulundu


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Işıkhan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölümüne ilişkin sorulan soru üzerine, "Ülkemize, devletimize yuvalanmış alçak bir örgütün elebaşının devletimize, milletimize, dinimize büyük ihanetler ettiğini ve ülkemize verdiği büyük zararları unutmayacağız. Gelecek nesillerin de bu ihanet şebekesini tanıması için de elimizden geleni yapacağız. Darbe girişimiyle milletimizin, devletimizin canına kasteden, bu ülkenin önemli kurumlarına çeteleşerek sızmış bir örgütten bahsediyoruz. Yurt dışında ülkemiz ve Sayın Cumhurbaşkanı'mız aleyhine yürütülen tüm kirli kampanyaları düzenleyerek ülkemize ihanetlerini sürdürüyorlardı. Bu ve benzeri terör örgütleriyle mücadelemiz bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir" cevabını verdi.

"Yenidoğan çetesi" ile ilgili soru üzerine ise Işıkhan, konunun herkesi derinden yaraladığını, bir baba olarak bu olay karşısında üzüldüğünü söyledi.

Bakan Işıkhan, benzeri olayların bir daha yaşanmaması ve tüm sorumluların en ağır cezayı alması için İçişleri, Adalet ve Sağlık bakanlıklarıyla birlikte çalışmalara hız kesmeden devam ettiklerini ifade etti.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine bakanlığın ivedi şekilde müfettiş görevlendirdiğini ve süreci başlattıklarını kaydeden Işıkhan, "Görevlendirme yaptığımız tarih 2023. Dün Sağlık Bakanımız da ifade etti. Konuya ilişkin CİMER başvurusu geldiği ilk andan itibaren tüm ilgili kurumlarımızla birlikte süreci işbirliği ve koordinasyon dahilinde yürüttük. Biz de bu kapsamda olay SGK'ya intikal ettiği andan itibaren görevlendirme yaparak soruşturmalarımızı başlattık. Yine aynı şekilde bu çetenin çökertilmesi ve suçluların en ağır şekilde cezalandırılması için de kurumlarımızın işbirliğiyle çok gizli operasyonlar gerçekleştirdik" diye konuştu.

“Sağlık Bakanlığı’nın Ruhsatlarını İptal Ettiği Hastanelerle Sözleşmeleri Feshettik”

Bakan Işıkhan, hastanelerdeki incelemelere aylar öncesinden başladıklarını belirterek, şunları aktardı:

"Başsavcılığın bize bildirdiği, sözleşmemiz olan hastaneleri incelemek için görevlendirdiğimiz başmüfettişlerimiz ve müfettişlerimiz mevzuat çerçevesinde fatura ve mali konularda inceleme yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Ancak bunun yanında kamu zararına sebep olan reçetelerin ya da tedavi yöntemlerinin tespit edilmesi konuları da ayrı bir başlık altında incelendi müfettişlerimiz tarafından. Bu süreçte incelemelerimizi tamamladık. Özel Bağcılar Medilife Hastanesinin 29 Nisan'da, Özel Şafak Hastanesi Bağcıların ise 9 Ağustos'ta sözleşmeleri feshedilmiş ve ödemelerini durdurmuş durumdayız. Bunun yanında incelemeleri devam eden hastaneler de söz konusu. Sağlık Bakanlığımızın özellikle özel hastane açılış ruhsat iptalleri kararıyla diğer özel hastanelerin de sözleşmeleri feshedilerek ödemeleri durduruldu ve bu hastaneler de kapatıldı."

Sağlık Bakanlığı’nın ruhsatlarını iptal ettiği hastanelerle de sözleşmeleri feshettiklerini, geçmiş dönem dahil henüz ödenmemiş alacaklarına da bloke koyduklarını ifade eden Işıkhan, "Bu özel hastanelere ilişkin yapılmış ödemeler var ise müfettiş raporunda tespit edilen hususlar doğrultusunda geçmişe dönük olarak da faiziyle birlikte sözleşme kapsamındaki cezaları da tahsil ediyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki çalışmalarımızı, risk analizi kapsamında denetimlerimizi ve soruşturmalarımızı yürütüyoruz" dedi.

Işıkhan, "yenidoğan çetesi" soruşturmasının CİMER'e gelen ihbarla başladığını anımsatarak, ilgili kurumlarla birlikte konunun üzerinde titizlikle çalıştıklarını aktardı ve tüm suçluların hak ettikleri en ağır cezayı alacaklarından vatandaşların şüphe duymamasını istedi.

SGK'nin özel hastanelerle yaptığı sözleşmelerle ilgili yeni bir çalışma olup olmadığına yönelik sorulan soru üzerine ise Bakan Işıkhan, yapılan rutin taramalar kapsamında müfettişlerin fatura kontrolleri için yoğun mesai yaptığını söyledi.

Sağlık hizmeti sunucularının inceleme ve kontrol standartlarının ilgili genelge kapsamında yapıldığını belirten Işıkhan, "Bu genelge doğrultusunda müfettişlerimiz ihbar ve şikayetlere bağlı harekete geçiyor. Bazen müfettişlerimiz planlı bir şekilde denetlemelerini, incelemelerini yapıyor. Bir de gerekçeli inceleme ve kontrol olmak üzere üç boyutta özel hastaneler başta olmak üzere tüm sağlık hizmet sunucularını bu kapsamda değerlendiriyoruz" diye konuştu.

“Sosyal Güvenlik Kurumu’nda Co-Pilot Programı Sayesinde Nerede Ayrıcalık, Sapma, Hata Varsa Bunlar İçin Yapay Zekadan Faydalanacağız”

Medula sistemi üzerinden de fatura ve reçetelerin takip edildiğini kaydeden Bakan Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz yapay zekadan da yararlanarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nda Co-Pilot adını verdiğimiz program sayesinde nerede ayrıcalık, sapma, hata var, bunları yapay zekadan faydalanarak, bu desteği alacağız. Faturaların incelenmesi için SGK bünyesinde oluşturulmuş inanılmaz bir ekip var. Tabii bu ekip insan ve doktorlar tarafından oluşuyor. Hata yapma olasılığı elbette olabilir. Ama Co-Pilot uygulamamızla yapay zekadan faydalanarak burada milyonlarca reçetenin gözden geçirilmesi, bize bir hata payı verecek. Hani standart sapma diyoruz ya bazen bu sapmaya bağlı olarak da bu tür aykırı uygulamalarda kaçak, kayıp, tekrar, gerek duyulmayan incelemeler ve tetkikler yapıldığı zaman da bunları rahatlıkla gözlemleyebileceğiz. Bu çok iyi bir sistem. Bilgi Teknoloji Genel Müdürlüğümüz ve Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğümüz tarafından bu hizmet yakın zamanda gündeme alınacak."

“Emeklilik Sistemiyle Çok Fazla Oynamayı Düşünmüyoruz"

2024 ila 2025 yılında emekli olacakların maaşlarında oluşacak yüzde 30'luk farkla ilgili soru üzerine Işıkhan, enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde bu tür tartışmaların gündeme geldiğini belirtti

Işıkhan, şunları kaydetti:

"Emeklilik sistemiyle çok fazla oynamayı düşünmüyoruz. Çünkü sistemli ve başarıyla yürüyen bir sisteme müdahale ettiğinizde ki, biz tek başımıza da müdahale edemeyiz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak diğer bakanlıklarımızın da bu konuda hassasiyet gösterdiklerini biliyorum. Ancak burada konuyu ince eleyip sık dokumak gerekiyor. Bu tür durumlarla daha önceki yıllarda da karşılaştık. Tabii biz Sosyal Güvenlik Kurumu ve Bakanlık olarak, şu mesajı vermek isterim, çalışanlarımızın daha çok üretimine ve çalışmasına ihtiyacımız var. Sistemde ne kadar çok kalırlarsa bizim için, sosyal güvenlik sistemimizin geleceği açısından, sürdürülebilirliği açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum."

Emekliliğin bir hak olduğunu ve zamanı geldiğinde herkesin emekli olacağını ifade eden Bakan Işıkhan, "Vatandaşlarımızdan önemli ricam şudur ki, elimiz, ayağımız tutuyorken, nefes alıyorken, sağlıklıyken çalışmaya, üretmeye hem ailemizin geçimini hem kişisel gelişimimizi gerçekleştirmek hem de ülkemizin ekonomik anlamda büyümesini sağlamak amacıyla daha çok çalışmaya, daha fazla üretmeye ihtiyacımız var. Sistemde ne kadar kalırlarsa gelecekteki emekli aylıklarının da daha yüksek olacağını öngörebiliyoruz" dedi.

“Gelecekte Çocuklarımıza Sürdürülebilir Bir Sosyal Güvenlik Sistemi Bırakmak İçin Daha Çok Çalışmaya, Üretmeye İhtiyacımız Var”

Işıkhan, 2024 ila 2025 yıllarında emekli olacakların maaşlarında oluşacak farka ilişkin bir çalışmalarının olup olmadığıyla ilgili soru üzerine "Tabii biz vatandaşlarımızın tercihine, emeklilik kararına müdahale edecek bir noktada değiliz. Şu an her bir vatandaşımız emeklilik süresini e-Devlet'ten rahatlıkla görebilir, dilekçesini verip emekli aylığına hak kazanabilir. Ancak biraz önce ifade ettiğim gibi sistemde kalıp çalışmayı tercih etmelerini ben özellikle rica ediyorum. Çünkü bizim daha fazla sosyal güvenlik primine ihtiyacımız var ve gelecekte çocuklarımıza sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi bırakmak için de daha çok çalışmaya, üretmeye ihtiyacımız var" cevabını verdi.

Bu süreçte nitelikli iş gücü kaybının da ortaya çıkacağına dikkati çeken Işıkhan, "Ancak piyasa o kadar dinamik ki bu iş gücü açığının da kolay ve kısa sürede kapatılacağını da öngörebiliriz" ifadesini kullandı.

Almanya'da 40 yıl prim ödenip 20 yıl emekli aylığı alınmasına karşın, Türkiye'de bunun tam tersi olduğunu söyleyen Işıkhan, ne kadar çok prim ödenirse emekli aylığının da o ölçüde yüksek olacağını hatırlattı.

Bakan Işıkhan, Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında sosyal güvenlik sisteminde yapılacak düzenlemelere ilişkin soru üzerine, 12. Kalkınma Planı ve OVP çerçevesinde temel hedefin, vatandaşların refahını yükseltmek ve sürdürülebilir sosyal güvenlik sistemine sahip olmak olduğunu söyledi.

OVP hedeflerine ulaşmayı ve bu hedefleri güçlendirecek adımlar atmayı planladıklarını belirten Işıkhan, "Tabii emeklilik şartlarıyla ilgili herhangi bir köklü değişiklik öngörmüyoruz. Hem Ekonomi Koordinasyon Kurulunda hem de bakanlığımızın böyle bir çalışması söz konusu değil. Ancak sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülebilirliğini sağlamak ve emeklilerimizin yaşam standartlarını yükseltmek konusunda çalışmalarımız, gayretlerimiz var" dedi.

"Tamamlayıcı Emeklilik Sistemiyle İlgili Herhangi Bir Çalışma Yok"

Çalışanların haklarını gözetmenin dikkat etmeleri gereken bir konu olduğunu aktaran Işıkhan, "Tamamlayıcı emeklilik sistemiyle ilgili Bakanlığımızın herhangi bir çalışması yok. Bazen 'Kıdem tazminatının yerine mi geçecek' diye endişeler var. Bu konuda hem işçi hem de işveren kesimimizin rahat olmasını istiyoruz" diye konuştu.

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesinin çalışan ve emekli oranlarını nasıl etkilediğiyle ilgili sorulan soru üzerine de Bakan Işıkhan, "Elbette sosyal güvenlik sistemimize, iş gücü piyasamıza ve bütçeye etkileri oldu. Ancak Allah'a şükür mali disiplin anlayışımız ve güçlü bütçe yönetimi sayesinde bu yükü dengeli şekilde yürütmeye gayret ediyoruz" yanıtını verdi.

Işıkhan, şöyle devam etti:

"Emekli sayımız, bugün itibarıyla 16,4 milyon. EYT düzenlemesinden faydalanılan sigortalılarla ilgili bilgi verdiğimde, 2023 yılında 2 milyon sigortalıya aylık bağladık. 2024 ağustos sonu itibarıyla da aylık bağlanan kişi sayısı 2,3 milyon. EYT emekliliğinin ortalama yaşı 48. 38 yaşında emekli olan 450'ye yakın vatandaşımız mevcut. Emekli olan SSK'lıların yaklaşık yüzde 57'si tekrar çalışmaya devam ediyor. EYT emeklilerimizin ortalama aylıkları 17 bin liradır. EYT'nin maliyetine baktığımızda, 2023 yılında yaşlılık aylığı bağlanan 2 milyon sigortalıya yatırılan yaşlılık aylığı, bayram ikramiyesi, emeklilik ikramiyesi, 5 bin liralık tek seferlik ödeme yapmıştık, toplamı yaklaşık 210 milyar lira."

“EYT'den Toplam 5 Milyon Kişi Emekli Olma Hakkı Kazandı Ancak Bunlardan 2,5 Milyonu Emekli Olmadı”

Bakan Işıkhan, geçen yıl emekli olanlardan kaynaklı 42,1 milyar lira prim kaybı da olduğunu belirterek, "2024 yılında EYT'nin maliyetinin 592,6 milyar lira olacağı öngörülmektedir " dedi.

EYT'den toplam 5 milyon kişinin emekli olma hakkı kazandığını ancak bunlardan 2,5 milyonunun emekli olmadığını söyleyen Işıkhan, sistemde kalanlara teşekkür etti.

Türkiye'nin emeklilik sisteminin gelecek yıllarda nasıl şekilleneceğine ilişkin sorulan soru üzerine Işıkhan, "Aktüeryal dengeyi çok iyi korumak zorundayız. Gerçekten iyi bir durumdaydık. Fakat EYT ile birlikte bu aktüeryal denge aleyhimize dönmüş durumda" cevabını verdi.

Bakan Işıkhan, SGK'nin 10-20 yıllık projeksiyonlar yaptığını bildirerek, "Nüfusumuz sürekli artıyor. Yaşlanan bir nüfusa sahibiz. Bu nüfusu acaba bir risk olarak mı değerlendireceğiz yoksa bize katkı getirecek bir boyuta mı dönüştürmek durumundayız? Emeklilik sistemimizle oynamamamızın temel nedenlerinden biri de budur" diye konuştu.

Kayıt Dışı ile Mücadele

Kayıt dışı istihdama yönelik çalışmalara ilişkin açıklama yapan Işıkhan, kayıt dışılığın vatandaşların sosyal güvenlik haklarının zedelenmesine sebep olurken, SGK açısından da prim kaybına neden olduğunu ifade etti.

Sorunu çözmek için yoğun çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Işıkhan, 2002'de kayıt dışı istihdam oranının yüzde 52 seviyelerindeyken, bugün bu oranın yüzde 24,2'lere indiğini açıkladı.

“Kayıt Dışı Çalışanların Tespiti Konusunda da Yapay Zekadan Faydalanıyoruz”

Kayıt dışılığın önlenmesinde işletmeye önce ceza kesmek yerine rehberlik, danışmanlık hizmetleri sunduklarını, risk odaklı çalışmalara ağırlık verdiklerini belirten Işıkhan, kayıt dışı çalışanların tespiti konusunda da dijital teknoloji ve yapay zekadan faydalandıklarını söyledi.

Vatandaşlardan kayıt dışılıkla mücadele noktasında tespit ettikleri durumları bildirmeleri ricasında bulunan Işıkhan, sene sonuna kadar denetimleri sürdüreceklerini ifade etti.

Işıkhan, sığınmacıların kayıt dışı çalışması konusuna da değinerek, şunları kaydetti:

"Yabancıların çalışma konusu ülkemize çalışmak için gelen yabancıları kapsayan bir durum. Biz çalışma izni değerlendirme kriterlerini tekrar gözden geçirdik. 10 yıl değişiklik yapılmayan konularda yönetmeliğimizi güncelledik. İstihdam, ücret, mali yeterlilik konuları, kriterleri başta olmak üzere bu yönetmeliğin özellikle iş gücü piyasasına uyumunu sağlayacak şekilde gerçekleştirdik. Türkiye Çalışma Hayatı Buluşmaları kapsamında ziyaret ettiğimiz tüm illerde işverenlerimizin en büyük sıkıntılarından bir tanesi de buydu. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının, sendikalarımızın görüşlerini alarak, TOBB ve TİSK'in görüşlerini de alarak çalışma izni konusunda günümüze uygun konularda belli başlıklarda düzenlemeler yaptık. Tabii burada yabancıların kayıtlı çalışmalarının artırılması bizim için önemli, yoksa kayıt dışı çalışmaya asla onay vermiyoruz."

Kayıt dışı çalışmanın Bakanlık olarak mücadele ettikleri önemli bir konu olduğunun altını çizen Bakan Işıkhan, "Türkiye'de yabancıların kayıtlı çalışmalarını destekleme noktasında politikalarımızı etkin bir şekilde sürdürüyoruz. Kayıt altına aldığımızda vergi ödeyecek bu insanlar, vergi gelirimiz artacak. Ekonomimizde bir iyileşme söz konusu olabilecek. Sosyal güvenlik sistemimize prim gelecek, prim gelirleriyle aktüeryal dengeyi daha iyi noktaya taşıyabileceğiz. Çalışanların gelecekteki sosyal güvenlik haklarını da korumuş olacağız" diye konuştu.

Bakan Işıkhan, CHP'nin üst düzey yöneticilerinden birinin "yabancılar, Türkiye'de 6 aydan 3 yıla kadar izinsiz çalışabilecek" açıklamasını hatırlatarak, "Herhangi bir yabancının, Türkiye'de kayıtlı olmadan değil 6 ay, 3 yıl 1 gün bile çalışmasına izin verilmemektedir. Herhangi bir işverenin de bunu çok iyi bildiğini biliyorum. Ne yazık ki popülist politikalarla, CHP'nin üretmiş olduğu bu söylemlerle de bir taraftan sosyal medyada mücadele ediyoruz" dedi.

"Çalışma İzni Olmadan Bir Yabancının Çalıştırılması Suçtur"

Türkiye'de bir yabancının çalışabilmesi için işverenin ilgili yabancı için çalışma izni başvurusunu yapması gerektiğini ifade eden Işıkhan, "Çalışma izni olmadan bir yabancının çalıştırılması suçtur" ifadesini kullandı.

Sporcu, sanatçı, tur operatörleri, rehberler gibi seçkin gruplara kamu kurumlarının önerisiyle çalışma izni muafiyeti getirdiklerini söyleyen Işıkhan, "Örneğin yabancı bir basın mensubu olarak Türkiye'de görev yapmak istiyorsanız, Bakanlığımıza başvururken, İletişim Başkanlığı’ndan uluslararası basın mensubu olduğunuza dair belgenizi istiyoruz. Her şey kontrol altında" diye konuştu.

Asgari Ücret Görüşmeleri

Bakan Işıkhan, "Asgari Ücret Tespit Komisyonunun ilk toplantı tarihi, sürecin nasıl ilerleyeceği ve sürece ilişkin beklentilerin nasıl olduğu" ile ilgili sorulan soru üzerine, asgari ücretin belirlenmesinin hükümetin tek başına belirlediği bir durum olmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:

“2025'ten itibaren geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için Asgari Ücret Tespit Komisyonumuz var. Aralık ayı başında bu süreci başlatacağız. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin yer aldığı komisyon toplanacak. Çalışmalarını belli bir dönem sürdürecek ve sonrasında nihayete erdirdikleri, hem işçiyi hem de işvereni memnun edecek rakamın gündemimize gelmesi ve daha sonra da karar verilmesi süreci söz konusu olacaktır. Tabii AK Parti hükümetleri olarak biz her zaman işçimizin, işverenimizin bu süreçte maksimum faydayı elde etmesini sağlıyoruz, o yönde çabalarımızı sürdürüyoruz. 2025 yılı asgari ücreti belirlerken de bu hassasiyetimizi sürdüreceğiz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu bu kararı alırken enflasyon oranını dikkate almak, ekonomik büyümemizi, iş gücü piyasamızın ihtiyaçlarını ve vatandaşlarımızın yaşam standartlarını göz önüne alarak bu ücreti belirlemektedir. Yaşam standartlarını iyileştirecek, ekonomimizin de genel istikrarına, yapısına zarar vermeyecek düzeyde belirleneceğini umut ediyorum."

Işıkhan, asgari ücreti minimum ücret olarak belirlediklerini ama işverenlerin bunun üzerinde de ücret verebileceklerini ifade etti.

Belediyelerin Prim Borçları

"Belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna prim borçlarının ne durumda olduğu ve ödenmeyen borçlara ilişkin neler yapıldığı" sorusu üzerine Bakan Işıkhan, belediyelerin prim borçları noktasında güçlüklerle karşılaştıklarını aktardı.

Işıkhan, "Bu borçların ödenmesi hem emekli aylıklarımızın ödenmesi hem de milletimizin sosyal güvenlik haklarını, sağlık, ilaç ve tedavi harcamalarının karşılanması açısından kritik bir öneme sahip. Prim olmadan, gelirimiz olmadan biz bu masrafları nasıl karşılayacağız?" dedi.

Belediyelerden son birkaç haftada 7,9 milyar lira nakit ödeme aldıklarını açıklayan Bakan  Işıkhan, "Bunun kat kat fazlasını da taksitlendirdik. Borçlarını taksitlendirmek isteyen belediyelerimiz var. Gayrimenkul teklifinde bulunan belediyeler söz konusu. Gayrimenkul tekliflerinde süreç oldukça uzun sürüyor. Bu çerçevede özellikle Sosyal Güvenlik Müdürlüğümüzde bu değerlendirmeler, bize önerilen gayrimenkuller, bir değerlemeye tabi tutuluyor. Bu değerleme rapor halinde merkeze gelip, SGK yönetim kurulu tarafından da ayrıca özel ve titizlikle değerlendirilmekte. Çünkü verilen gayrimenkul değeri, bizim borcumuzu karşılayacak düzeyde değil" ifadelerini kullandı.

Bütçeleri doğrultusunda nakit ödemede bulunamayan belediyelerin olduğuna işaret eden Işıkhan, "Aslında belediye başkanlarımızın da birçok rol ve sorumluluğu yanında mali sorumlulukları da söz konusu. Başkanlarımız ne yazık ki SGK prim borçları ödenmesi gerekenler listesinin başında değil, en sona koyuyorlar, en son kaldığı için de bunları ödeyeceği bütçeye sahip olamıyorlar" dedi.

"SGK Olarak Borçları Son Kuruşuna Kadar Tahsil Edeceğiz"

AK Parti'li belediyelere de aynı hassasiyetle yaklaştıklarını kaydeden Işıkhan, Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile başladıklarını, CHP'li belediyelerden Bakanlıkla işbirliği kurmak isteyen Bodrum Belediyesi ile prim borcu yapılandırmasına başladıklarını ve tüm belediyelere eşit mesafede olduklarını söyledi.

Bakan Işıkhan, "Bize bir adım gelene biz on adım atıyoruz. Parti ayrımı gözetmeksizin tüm belediyelerimize aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz, taksitlendirme yapıyoruz. Amacımız prim tahsilatımızı artırmak. İcra gelen belediyelerden mağdur edebiyatı yapmamalarını rica ediyorum. Bizimle iletişim kurmayan belediyeler var. Adana Büyükşehir Belediyesi, İstanbul'da Beşiktaş, Sarıyer, Maltepe, Kartal belediyeleri, İzmir Karşıyaka Belediyesi... İlgili kanun gereği biz haciz işlemlerini başlatacağız" dedi.

Ödemelerde bulunmayan belediyelerin de borcunun faizle birlikte sürekli arttığına değinen Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir borcunuz var, belediye başkanı olarak borcunuzu neden ödemiyorsunuz, biz sosyal güvenlik sistemimizi sürdürmek zorundayız. Emekli ayaklıklarımızı, ilaç, tedavi giderlerimizi karşılamak zorundayız. SGK olarak son kuruşuna kadar biz borçları tahsil edeceğiz. Bu rakamı ilk açıkladığımda 96 milyardı, şu an 140 milyar liraya yükseldi. Burada İzmir Büyükşehir Belediyesinin 8 milyar, Ankara Büyükşehirin 7 milyar, İstanbul'un 4 milyar... Bu belediyeler yine bizimle iletişime geçip taksitlendirme ve yapılandırma sürecine girdiğimiz belediyeler."

"SGK'ye Prim Borcu Olan Kim Varsa Açıklayacağız"

SGK prim borcu olan şirketlere yönelik neler yapılacağı sorusu üzerine ise Işıkhan, şirketlerin borçlarının inanılmaz düzeye çıktığını belirterek, "Maliye Bakanlığımız nasıl paylaşımda bulunuyorsa biz de prim borcu en yüksek olan şirketleri kamuoyuyla paylaşacağız. SGK'ye prim borcu olan kim varsa açıklayacağız. 500 milyon ya da 1 milyar borcu olan şirketler var ne yazık ki. Bunları kamuoyuyla da paylaşmayı düşünüyoruz. Çünkü bunun mutlaka etkisi olacağını da düşünüyorum, en azından borçların tahsilatı konusunda" ifadesini kullandı.

“2025 Yılının İlk Çeyreğinde Yeni Nesil Çalışma Modellerini Çalışma Hayatıyla Buluşturacağız”

Bakan Işıkhan, "esnek çalışma" ve "uzaktan çalışma" modeliyle ilgili sorulan soru üzerine, Orta Vadeli Program'da uzaktan kısmi çalışma modelleri üzerinde yoğun enerji harcadıklarını söyledi.

Çalışma hayatının sürekli değişim ve dönüşüm içerisinde olduğuna işaret eden Işıkhan, ekonomilerin, dış ve küresel ticaretin yapısının değiştiğini ifade etti.

Uzaktan çalışma modelinin Kovid-19 salgını döneminde Türkiye'de başarıyla uygulandığını belirten Işıkhan, burada istihdamı artırmayı amaçladıklarına vurgu yaptı.

Bakan Işıkhan, yeni nesil çalışma modelleriyle çeşitli nedenlerden dolayı istihdama katılamayan özel grupları hedeflediklerini belirterek, şunları aktardı:

"Örneğin, kadınlar önemli bir hedef grubu. İş ve yaşam dengesinin sağlanması noktasında güçlüklerle karşılaşabiliyor insanlar. Bizler, belki bir noktada bu dengeyi sağlamış durumdayız ama bunun yanında özel politika gerektiren gruplar, gençlerin istihdama katılması noktasında bu modelleri çalışıyoruz. Çalışma Genel Müdürlüğümüzün mevzuat çalışmalarını, Ekonomi Koordinasyon Kurulunun gündemine getireceğiz. 2025 yılının ilk çeyreğinde özellikle kısmi çalışma, part-time çalışma, platform çalışmaları gibi yeni nesil çalışma modellerini çalışma hayatıyla buluşturacağız. Ancak burada dikkat ettiğimiz bir konu, çalışanların güvencelerinden asla taviz vermememiz gerekiyor. Part-time çalışma bile, saat başı çalışsa dahi çalışanlarımızın sosyal güvenliğini korumak bizim öncelikli amacımız olacak."

Yeni nesil çalışma modelleri ile istihdama dinamizm katmak istediklerinin altını çizen Işıkhan, "Sosyal Güvenlik Kurumumuzun genel yapısını, teknolojik altyapısını da saat başı çalışma sistemine uydurmak zorundayız. Bu yönde Genel Müdürlüğümüze talimat verdim. Ocak ayından başlayarak 2-3 aylık dönem içinde bu teknolojik altyapının, saat başı çalışmanın altyapısını, yazılımını gerçekleştiren bir sistem kurulması bizim için önemli" ifadesini kullandı.

Bakan Işıkhan, hangi sistem ya da modelde çalışırsa çalışsın tüm çalışanların sosyal güvenlik haklarını korumaları gerektiğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Bu yönde ne tür yasal düzenleme gerekiyorsa bu yasal düzenlemenin ana çerçevesini bizler çalışıyoruz. 2025 yılının ilk çeyreğinde bunları getireceğiz. Burada işçilerimizin toplu sözleşme ve sendikal örgütlenme haklarına da büyük önem verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Özellikle yeni nesil çalışma modellerimizi hayata geçirirken, uluslararası düzeyde part-time ve yeni nesil çalışma modellerinin nasıl uygulandığını gözlemliyoruz, araştırmalar yapıyoruz. Türkiye'ye özgün bir modeli de bu dönemde, yakın zamanda da hayata geçirmek zorundayız. Neden? İstihdamı artırmak zorundayız. İstihdamı artırmanın en başarılı yöntemlerinden bir tanesi bu. Yurt dışında Amerika, Almanya bunu yapıyor. Biz de bunu yapmak zorundayız. Yapmamamız için herhangi bir neden yok."

"İş Pozitif" İle 600 Binden Fazla Kadın İstihdama Katıldı”

Eylül ayının başında İşgücü Uyum Programı modelini hayata geçirdiklerini hatırlatan Bakan Işıkhan, şu bilgileri paylaştı:

"Kadınlar, engelliler, eski hükümlüler ve gençleri iş gücüne katmayı amaçlıyoruz. Burada çalışma alışkanlığı kazandırmak çok önemli. Bunu eğitim yoluyla yapıyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarımızın temizlikten ağaçlandırmaya, tarımsal faaliyetlerden sosyal hizmetlere kadar ihtiyaçlarına cevap veriyoruz. Eylül ayı sonu itibarıyla 72 binden fazla kişi faydalandı. Bu rakamı bir yıl içerisinde 720 bine çıkartmak istiyoruz. Çalışma isteyen herkese iş var. İŞKUR'a başvuran herkesi, yeteneklerine uygun işlere yerleştiriyoruz."

"Ne eğitimde ne istihdamda" durumunda olan 2 ila 2,5 milyon kişinin olduğuna dikkati çeken Işıkhan, "Bunlar lisans ve yüksek lisansını yapmış kişiler. Bizim hedefimizde bu grup var. Çalışma hayatına bir yerden başlamak lazım" dedi.

İş gücü uyum programı ile üniversitelilerin, üniversitelerinin bünyesinde çalışabileceğini vurgulayan Işıkhan, bu konuda üniversitelerden gelen talepleri karşılamaya hazır olduklarını söyledi.

Kadınların iş gücüne katılımının yüzde 32 seviyesinde olduğunu belirten Işıkhan, kadın istihdamını artırmak için "İş Pozitif" Programını hayata geçirdiklerini, bu kapsamda 600 binden fazla kadının istihdama katıldığını aktardı.

Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz.   Daha fazla bilgi için linke tıklayarak Çerez Politikamıza ulaşabilirsiniz.