Uluslararası Kuruluşlar
Avrupa Birliği
Genel Bilgiler
AB’nin Kuruluşu, Amacı ve AB’ye Üye Ülkeler
Avrupa bütünleşmesinin fikri temelleri oldukça eskilere gitse de ilk somut adım İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Avrupalı devlet adamlarının Avrupa’da kalıcı bir barış oluşturma çabalarının bir ürünü olarak kömür ve çelikte ortak pazar kurmalarıyla atılmıştır. Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman, Eski Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri Jean Monnet'in tasarısına dayanarak, 9 Mayıs 1950 tarihinde Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun (AKÇT) kurulmasını önermiş, AKÇT’yi kuran Paris Antlaşması 1951 yılında Belçika, Federal Almanya, Fransa, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda tarafından imzalanmıştır. Bu altı devlet, 1957’de Roma Antlaşması'nı imzalayarak çeşitli mal ve hizmetleri içeren ortak bir pazara dayalı Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu (AET) kurmuştur. AET'nin amacı, malların, işgücünün, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaştığı bir ortak pazarın kurulması ve en nihayetinde siyasi bütünlüğe gidilmesiydi. Roma Anlaşması ile AET haricinde, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla ve güvenli biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) da kurulmuştur. 1965 yılında imzalan Füzyon Antlaşması (Birleşme Anlaşması) ile, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu tek bir Konsey ve tek bir Komisyon çatısı altında birleşmiş, bu Topluluklar, Avrupa Toplulukları adı altında anılmaya başlanmıştır.
1986’da imzalanıp 1987’de yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedi ile Ortak Pazar hedefi yeniden tanımlanmış, Avrupa Topluluklarını kuran Antlaşmalar kapsamlı bir biçimde değişikliğe uğramıştır.
1991’de imzalanıp 1993’te yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu, Avrupa Birliği adını almıştır. Antlaşmayla, Ekonomik ve Parasal Birlik, Ortak Güvenlik ve Dış Politika ile İçişleri ve Hukuk alanında iş birliği başlıklarında yeni bir yapı tanımlanmış, üç sütunlu bir Avrupa Birliği yapısı oluşturulmuştur. Buna göre birinci sütunu AKÇT, AET ve EURATOM, ikinci sütunu Ortak Dışişleri Güvenlik Politikası, üçüncü sütunu Adalet ve İçişleri oluşturmuştur.
1997'de imzalanıp 1999'da yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması ile Maastricht Antlaşması'nın oluşturduğu hukuksal çerçeve tamamlanmış “Avrupa Vatandaşlığı” kapsamındaki hakları güçlendirilmiştir.
2001'de imzalanıp 2003'te yürürlüğe giren Nice Antlaşması ile kurumsal reformlar yapılmış Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu’ndaki üye ülkelerin oy dağılımları ve Avrupa Komisyonu üye sayıları yeni katılacak ülkeleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Son olarak 2007’de imzalanıp 2009’da yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması ile temel olarak, AB'nin karar alma mekanizmalarındaki tıkanıklıkların giderilmesi ve Birliğin daha demokratik ve etkili işleyen bir yapıya kavuşması hedeflenmiştir.
Avrupa ülkeleri arasında ekonomik bir işbirliğinin kurulması ve barışın sağlanması amacıyla oluşturulan AB zamanla ortak ilkeler (insanlık onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü, insan hakları) temelinde inşa edilen siyasal bir birliğe dönüşmüştür. AB amaçlarını şu şekilde sıralamaktadır:
- Barışı, değerlerini ve vatandaşlarının refahını teşvik etmek;
- İç sınırlar olmaksızın özgürlük, güvenlik ve adalet sunmak;
- Dengeli ekonomik büyümeye ve fiyat istikrarına dayanan sürdürülebilir kalkınma sağlamak, tam istihdam ve sosyal gelişim ile rekabetçi bir pazar ekonomisi oluşturmak ve çevreyi korumak;
- Sosyal dışlanma ve ayrımcılıkla mücadele etmek;
- Bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi teşvik etmek;
- Üye ülkeler arasında ekonomik, sosyal ve bölgesel bütünlüğü ve dayanışmayı artırmak;
- Zengin kültürel ve dilsel çeşitliliğine saygı duymak;
- Para birimi avro olan bir ekonomik ve parasal birlik kurmak.
AB Genişleme Dalgaları
Kurucu üyeler: Belçika, Federal Almanya, Fransa, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda
Birinci genişleme,1973: Danimarka, İrlanda ve İngiltere
İkinci genişleme, 1981: Yunanistan
Üçüncü genişleme, 1986: İspanya ve Portekiz
Dördüncü genişleme, 1995: Avusturya, Finlandiya ve İsveç
Beşinci genişleme, 2004: Çek Cumhuriyeti, Estonya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya
Altıncı genişleme, 2007: Bulgaristan ve Romanya
Yedinci genişleme, 2013: Hırvatistan
AB’nin Yapısı ve Organları
Avrupa Birliği, amaçlarını ve değerlerini gerçekleştirip geliştirecek ve Birliğin, vatandaşlarının ve üye devletlerin çıkarlarına hizmet edecek tek bir kurumsal çerçeveye sahiptir. Avrupa Birliği Antlaşması'nın 13. maddesi uyarınca Birlik kurumları:
Avrupa Parlamentosu: Avrupa Parlamentosu, AB kurumları içinde doğruda halk tarafından seçilen, üye devlet vatandaşlarının demokratik menfaatlerini ve siyasi görüşlerini temsil eden bir organdır. Bundan dolayı, Avrupa Parlamentosu'nda üyeler ülkelerine göre değil, siyasi görüşlerine göre grup oluştururlar. Avrupa Parlamentosu, Konsey ile birlikte yasama yetkisini paylaşır. Üye devletleri bağlayacak hukuki düzenlemelerin kabul edilebilmesi genel kural olara hem Avrupa Parlamentosu ve hem de Konsey'in onayı ile mümkün olur. Bazı konularda ise sadece danışma organı niteliğindedir, görüşleri bağlayıcılık taşımaz. Bu alanların en önemlisi dış politika konularıdır. Parlamento Genel Kurulu kural olarak Strazburg'da toplanır. Parlamento'nun siyasi grupları ve komiteleri Brüksel'de toplanır, sekretaryası ise Lüksemburg'dadır.
Avrupa Komisyonu: Avrupa Komisyonu, yasama sürecini başlatan, ayrıca Birliğin yürütme organı olarak AB müktesebatını, bütçeyi ve programları uygulamaktan ve idari denetimden sorumlu kurumdur. Avrupa Komisyonu, her bir üye devletten bir kişinin yer aldığı 28 üyeden oluşur. Bu kişilere "komiser" adı verilir. Her Komiser bir veya daha fazla AB politikasının yürütülmesinden sorumludur. Komisyon adeta bir Bakanlar Kurulu gibi faaliyet gösterir. Komisyon'da komiserlerin yanı sıra, Avrupa Birliği görevlilerinden oluşan 25.000 kişilik bir idari teşkilat da mevcuttur. Komisyon'un merkezi Brüksel'dedir.
Avrupa Birliği Konseyi: Konsey, (“Bakanlar Konseyi” ya da “AB Konseyi”) Avrupa Birliği üyesi devletlerin hükümetlerinde görev yapan bakanlardan oluşan bir organ konumundadır. Konsey, Avrupa Birliği içinde üye devletlerin ulusal çıkarlarının temsil edildiği organdır. Konsey toplantılarına, karara bağlanacak konu doğrultusunda üye devletleri temsilen ilgili bakanlar katılır. Örneğin toplantının konusu ekonomi veya para politikası ile ilişkili ise, üye devletlerin ekonomi ve maliye bakanları toplantıya katılır. Konsey başkanlığı 18 aylık süre için görev yapacak 3 üye devletten oluşan, devamlılığı ve tutarlılığı sağlamaya yönelik takımlar tarafından yürütülür. Böylece Başkanlık 6 aylık dönemlerle üye devletler arasında el değiştirir.
Avrupa Birliği Zirvesi: Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Birliği'ne üye devletlerin başbakanları veya devlet başkanları ile Avrupa Birliği Zirvesi Başkanı ve Avrupa Komisyonu Başkanı'nın katılımı ile meydana gelir. Yılda dört defa toplanan Zirve, Birliğin gelişmesi ve Avrupa'nın bütünleşmesi doğrultusunda öncelikleri ve temel politikaları belirleyen kararlar alır. Avrupa Birliği Zirvesi'nin herhangi bir yasama yetkisi yoktur. Buna rağmen, AB üyesi tüm devletlerin en üst düzey yetkililerinin bir araya geldiği ve temel politikaları belirlediği kurum olmasından dolayı siyasi bir ağırlık ve yönlendirme gücü taşır. Çoğu durumda uzlaşıyla, istisna olarak nitelikli çoğunlukla karar alır.
Avrupa Birliği Adalet Divanı: Avrupa Birliği Adalet Divanı, Avrupa Birliği'nin yargı organıdır ve Adalet Divanı, Genel Mahkeme ve uzmanlık mahkemeleri olmak üzere üçlü bir yapıdan oluşur. Adalet Divanı'nın temel amacı, Avrupa Birliği hukukunun Avrupa Birliği içerisinde her yerde aynı şekilde yorumlanmasını ve uygulanmasını sağlamaktır. Divan, Birlik hukukunun yorumlanmasında ve uygulanmasında hukuka saygıyı sağlama, ulusal hukuk düzenleri ile AB hukuk düzeni arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi, hukuki denetim, yorum, uyuşmazlık çözme, hukuk yaratma ve boşluk doldurma işlevlerini yerine getirir. Avrupa Birliği Adalet Divanı Lüksemburg'da faaliyet göstermektedir.
Avrupa Sayıştayı: Avrupa Sayıştayı, Birliğin tüm gelir ve giderlerini inceler, işlemlerinin hukuka ve usule uygunluğunu temin eder. Sayıştay denetimi, gelir ve giderlerin hukuka uygunluğu ile düzenliliğini ve iyi bir mali idareyi sağlamaya yöneliktir. Avrupa Sayıştayı her bir üye devletten birer üye olmak üzere 28 üyeden oluşmaktadır. Üyeler, Konsey tarafından Parlamento'ya danışıldıktan sonra, 6 yıllık bir süre için tayin edilir. Bu üyeler, kendi ülkelerinde denetim kurumlarında çalışan veya çalışmış ve bu görev için özel niteliğe sahip kişilerin arasından seçilir. Sayıştay üyelerinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı güvence altına alınmıştır.
Avrupa Merkez Bankası: Avrupa Merkez Bankası tüzel kişiliğe sahip bağımsız bir AB organıdır. Görevi, para birimi olarak Avro'yu kullanan AB üyesi ülkelerden oluşan Avro bölgesinde fiyat istikrarını sağlamaktır. Bu görevini üye devletlerin merkez bankaları ve Avrupa Merkez Bankası'ndan oluşan Avrupa Merkez Bankaları Sistemi içinde yerine getirir. Bu çerçevede AB'nin para politikasının tespiti ve uygulanması, döviz işlemlerinin yürütülmesi, üye devletlerin resmi döviz rezervlerinin tutulması ve yönetilmesi, ödeme sistemlerinin düzgün işlemesinin sağlanması görevlerini yerine getirir. Avrupa Merkez Bankası Avro bölgesi dahilinde kağıt para basımına izin verme konusunda tek yetkilidir. Merkezi Almanya'nın Frankfurt kentinde olan Banka'nın karar alma organları, Yürütme Kurulu, Yönetim Konseyi ve Genel Kurul'dur.
Ekonomik ve Sosyal Komite: Ekonomik ve Sosyal Komite; Parlamento'ya, Konsey'e ve Komisyon'a yardımcı olmak amacıyla öngörülmüş bir danışma kurumu olup, kararları bağlayıcı değil, danışma niteliktedir. Ekonomik ve Sosyal Komite, işçi ve işveren grupları ile belirli toplum kesimlerinin değişik menfaatlerini temsil eden gruplardan seçilen üyelerden oluşur. Komite, Avrupa bütünleşmesinin genel çıkarları çerçevesinde faaliyet gösterir ve üyelerinin bağımsızlığı Antlaşma'da açıkça düzenlenmiştir.
Bölgeler Komitesi: Bölgeler Komitesi, AB içindeki yerel ve bölgesel yönetimlerin temsilcilerinden oluşan danışma nitelikli bir komite olup, AB'nin İşleyişine Dair Antlaşma'nın 305. ve 307. maddelerinde düzenlenmiştir. Bölgeler Komitesi, çeşitli uzmanlık grupları halinde çalışır. Komite bünyesinde ayrıca çeşitli alt komiteler kurulabilir. Belirli karar önerileri ya da sorunlar üzerinde görüş taslakları bu alt komiteler tarafından hazırlanır.
Avrupa Yatırım Bankası: Avrupa Yatırım Bankası'na Avrupa Birliğinin finans kurumudur ve Birliğin hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olacak yatırımların finanse edilmesi amacıyla kurulmuştur. AB'nin İşleyişine Dair Antlaşma'nın 308. maddesi uyarınca Avrupa Yatırım Bankası tüzel kişiliği haiz olup üyeleri, Avrupa Birliği üyesi devletlerdir. Banka'nın görevi, Antlaşma'nın 309. maddesinde, Birliğin çıkarı doğrultusunda iç pazarın dengeli ve düzgün gelişimine katkı sağlamak olarak belirtilmektedir. Banka bu anlamda sermaye piyasasından ve öz kaynaklarından yararlanarak kazanç amacı gütmeksizin kredi vermek suretiyle bazı alanlardaki projelerin finanse edilmesini sağlar.
Avrupa Ombudsmanı: Maastricht Antlaşması ile AB kurumsal yapısına kazandırılmış bir kurum olan Avrupa Ombudsmanı, Avrupa Parlamentosu tarafından yenilenebilen 5 yıllık bir süre için atanır ve bağımsızlığı da Antlaşmalarda teminat altına alınmıştır. AB'nin İşleyişine Dair Antlaşma'nın 20. maddesinde Avrupa Ombudsmanı'na başvurmak Birlik vatandaşlarının hakları arasında sayılmaktadır. Antlaşma'nın 228. maddesi uyarınca Avrupa Parlamentosu tarafından seçilen Avrupa Ombudsmanı'na Birliğin her vatandaşı veya ikametgahı ya da tüzüğüne göre merkezi bir üye devlette bulunan her gerçek ve tüzel kişi başvurabilir. Anılan kişiler, Birlik organları, kurumları veya diğer birimlerinin faaliyetlerinde kötü yönetime ilişkin şikayetleri Avrupa Ombudsmanı'na iletirler ve Ombudsman bunları araştırarak rapor hazırlar.
Kaynak: AB Bakanlığı
AB İle İlişkiler
Türkiye-AB İlişkilerinin Tarihçesi (AB Bakanlığı)
AB Katılım Müzakereleri Süreci
Katılım müzakereleri süreci, her aday ülkenin AB müktesebatını ne kadar sürede ve hangi düzenleme ile kabul edip, yürürlüğe koyacağının ve de uygulamayı ne şekilde yapacağının belirlendiği süreçtir. Aday ülkeler AB müktesebatının tümünü benimsemek zorundadır. Aday ülkenin, AB müktesebatının tümünü benimsemek için gerekli kanun, yönetmelik vb. mevzuatı çıkarması yeterli değildir, yayımlanan mevzuatı en etkin şekilde uygulamak için, gerekli "adli ve idari" kapasiteyi de oluşturması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, mevzuatı uygulayacak kurumları ya da birimleri oluşturmak ve bunların uygulama kapasitelerini de güçlendirmek zorundadır.
Türkiye ile müzakerelerin açılması, Kopenhag siyasi kriterlerinin yeterli ölçüde karşılanması ile mümkün olmuştur. 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg'ta yapılan Hükümetlerarası Konferans (HAK) ile Türkiye resmen AB'ye katılım müzakerelerine başlamıştır. Katılım Müzakereleri, Türkiye'nin AB Müktesebatını ne kadar sürede kendi iç hukukuna aktarıp, yürürlüğe koyacağının ve etkili bir şekilde uygulayacağının belirlendiği süreçtir. AB Müktesebatı, AB Hukuk sistemine verilen addır. AB'yi kuran ve daha sonra değişikliğe uğrayan antlaşmaları, aday ülkelerin AB'ye katılırken imzaladıkları katılım antlaşmalarını, Konsey, Komisyon, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı gibi Topluluk organlarının çıkardıkları tüm mevzuatı ifade etmektedir. Söz konusu müktesebat, Katılım Müzakereleri Fasılları çerçevesinde 35 başlık altında sınıflandırılmıştır. AB Müktesebatı fasıl başlıkları şunlardır:
1) Malların Serbest Dolaşımı 2) İşçilerin Serbest Dolaşımı 3) İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi 4) Sermayenin Serbest Dolaşımı 5) Kamu Alımları 6) Şirketler Hukuku 7) Fikri Mülkiyet Hukuku 8) Rekabet Politikası 9) Mali Hizmetler 10) Bilgi Toplumu ve Medya 11) Tarım ve Kırsal Kalkınma 12) Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı 13) Balıkçılık 14) Taşımacılık Politikası 15) Enerji 16) Vergilendirme 17) Ekonomik ve Parasal Politika 18) İstatistik 19) Sosyal Politika ve İstihdam 20) İşletme ve Sanayi Politikası 21) Trans-Avrupa Ağları22) Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu 23) Yargı ve Temel Haklar 24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik 25) Bilim ve Araştırma 26) Eğitim ve Kültür 27) Çevre 28) Tüketicinin ve Sağlığın Korunması 29) Gümrük Birliği 30) Dış İlişkiler 31) Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası32) Mali Kontrol 33) Mali ve Bütçesel Hükümler 34) Kurumlar 35) Diğer Konular
Müzakerelerde mevcut durum için: https://www.ab.gov.tr/37.html
Müzakereler nasıl yürütülüyor?
Müzakereler, sürecin ilk aşaması olan "tarama" ile başlamıştır. Bu sürecin başlıca aktörleri Avrupa Komisyonu ve aday ülke bürokratlarıdır. Aday ülkelerin müzakerelere hazırlanmasını ve katılım öncesi sürecin hızlandırılmasını hedefleyen "tarama" döneminde esas olarak, AB müktesebatı ve aday ülke mevzuatı hakkında karşılıklı bilgi verilmekte, AB müktesebatı ile aday ülke mevzuatı arasındaki farklılıklar belirlenmekte ve uyum sürecinin çok genel bir takvimi ve bu süreçte karşılaşılacak muhtemel sorunlar saptanmaya çalışılmaktadır. Her bir müzakere faslının taraması bittikten sonra, Komisyon üye ülkelere her fasıl başlığı için bir "tarama sonu raporu" sunmaktadır. Buradaki değerlendirme ve öneriler, o fasılda müzakerelerinin açılmasına temel teşkil etmektedir. Komisyon, raporlarında, ayrıntılı tarama sırasında verilen bilgilere dayanarak aday ülkenin müzakerelere hazır olup olmadığını değerlendirmekte ve sonuç kısmında ya faslın müzakereye açılmasını önermekte; ya da bunun için tamamlanması gereken açılış kriterlerini (benchmarks) ortaya koymaktadır. Herhangi bir faslın "tarama sonu raporu" Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanarak AB Konseyine sunulmasının ardından Konseyde oybirliği ile kabul edilmektedir. Dolayısıyla eğer Komisyon bir faslın tarama sonu raporunda herhangi bir açılış kriteri belirlememiş ise ya da belirlemiş ve aday ülke bu kriteri belli bir süre sonunda yerine getirmiş ise, Komisyon faslın müzakereye açılmasını Konsey'e hazırladığı bir değerlendirme raporu vasıtasıyla önerir. Konsey'de tüm üye ülkelerin Komisyon'un bu önerisini oybirliği ile kabul etmesi gerekir. Aksi takdirde fasıl müzakerelere açılamaz. Aynı süreç bir faslın kapanması için de geçerlidir. Müzakere fasılları, aday ülke müktesebat uyumu ve uygulama düzeyi açısından yeterli kabul edilirse önce geçici olarak kapatılır. (Örnek: 12 Haziran 2006 Bilim Araştırma Faslı açılmış ve aynı tarihte kapandığı ilan edilmiştir.) Aday ülkenin müktesebat uyum ve uygulama düzeyi faslın geçici olarak kapatılması için yeterli görülmezse, Komisyon değerlendirmeleri de dikkate alınarak Konsey'de kapanış kriteri getirilebilir. Bu durumda da kapanış kriterinin yerine getirildiğine dair raporun Konsey'de oybirliği ile kabul edilmesi gerekir. Fasıllar önce geçici olarak kapatılır. Daha sonra müzakere sürecinin sonunda tüm fasıllar yeniden değerlendirilerek nihai olarak kapatılır. Bunun iki nedeni bulunmaktadır. Öncelikle müzakere süreci yıllar boyu sürdüğünden, bu süre zarfında müktesebatta önemli değişiklikler olabilir ve buna aday ülkenin uyumu gerekebilir. İkinci olarak da geçici olarak kapanan fasılda aday ülkenin uyum düzeyi zaman içerisinde geri gitmiş olabilir. Süreç kısaca şu şekildedir:
Tarama (tanıtıcı ve ayrıntılı) -> Tarama sonu raporu ->Uyumluysa fasıl müzakereye açılır, ya da tam uyumlu değilse açılış kriteri getirilir ->Açılış kriteri yerine getirilirse müzakereye açılır -> Ülke gerek mevzuat uyumu gerekse uygulamada AB’ye uyumluysa fasıl geçici olarak kapatılır, ya da kapanış kriteri getirilebilir -> Tüm fasıllarda uyum tamamlandıktan sonra Üyeliğe hazır hale gelince fasıl nihai olarak kapatılır.
Bakanlığımız – AB İlişkileri
Bakanlığımız doğrudan sorumlu olduğu “2 no.lu İşçilerin Serbest Dolaşımı” ve “19 no.lu Sosyal Politika ve İstihdam” fasılları ile birlikte toplam 13 adet müktesebat faslında gerekli çalışmaları yürütmektedir.
- 19 No.lu Sosyal Politika ve İstihdam Faslı
19 nolu Sosyal Politika ve İstihdam Faslı ile birlikte iş hukuku, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal diyalog, istihdam, sosyal koruma ve sosyal içerme, ayrımcılıkla mücadele, kadın - erkek eşitliği ve Avrupa Sosyal Fonu (ESF) başlıkları ele alınmaktadır. Bu alanlardaki Avrupa Birliği mevzuatının iç hukuka aktarılması ve etkili bir şekilde uygulanıp denetlenmesi ile bu esnada ilgili kurumların kurumsal kapasitesinin daha ileriye taşınması için gerekli çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bu fasıldaki müzakere sürecinin önemli tarihleri şu şekildedir:
Tarama Sonu Raporu ile fasılda müzakerelere başlanılması için 2 açılış kriteri getirilmiştir.
- Özellikle örgütlenme, grev ve toplu sözleşme gibi sendikal hakların AB standartları ve ilgili ILO Sözleşmeleri ile uyumlu hale getirilmesi.
- Faslın içerdiği konularda AB müktesebatının aşamalı olarak iç hukuka aktarılması, uygulanması ve yürütülmesini içeren bir eylem planının sunulması.
Bu açılış kriterlerinin sağlanmasıyla birlikte 19. Fasılda müzakere sürecine geçilecektir. Türkiye aslında her iki kriteri de büyük ölçüde yerine getirmiştir. (Eylem planı 2010 tamamlanarak Avrupa Komisyonuna iletilmiştir. Sendikal haklara ilişkin bazı mevzuat düzenlemeleri yapılmış ve Üst Düzey Çalışma Grubu tarafından hazırlanan ve üzerinde uzlaşı sağlanan yol haritası 2015 yılında Avrupa Komisyonuna iletilmiştir. Açılış kriteri kapsamında bu alanda bazı ek düzenlemeler gerekmektedir.)
- 2 No.lu İşçilerin Serbest Dolaşımı Faslı
İşçilerin Serbest Dolaşımı kavramı, diğer ekonomik faktörler gibi emeğin de herhangi bir engelle karşılaşmadan AB tek pazarında dolaşımını ifade etmektedir. İşçilerin serbest dolaşımı, AB tek pazarının 4 temel serbestisinden biridir. Fasıl kapsamında İşgücü Piyasasına Erişim, Avrupa İstihdam Hizmetleri İletişim Ağı, Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Koordinasyonu başlıkları ele alınmaktadır. Bu fasıl altındaki mevzuat, bir işverene bağlı olarak gelir getirici bir işte çalışan her nitelikteki AB üyesi ülke vatandaşı bireylerin diğer bir üye ülkede de çalışma hakkına sahip olmasını ve çalışma koşulları, sosyal yardımlar, vergilendirme konularında o ülke işçileri ile eşit muameleye tabi tutulmasını düzenlemektedir. Bu çalışma hakkı diğer üye ülkelerde; iş arama, bu amaçla ikamet ve kalma, aile üyeleriyle bir araya gelme haklarını içermektedir. Bu başlık altında aynı zamanda, sosyal güvenlik sistemine bağlı Birlik vatandaşlarının ve aile bireylerinin bir başka Üye Devlete taşınmaları durumunda üye ülke vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarının kesintiye uğramaması için sosyal güvenliğin koordinasyonu sistemi geliştirilmiştir. Bu fasıldaki müzakere sürecinin önemli tarihleri şu şekildedir:
Tarama sonu raporu henüz Avrupa Komisyonu tarafından resmi olarak tarafımıza iletilmemiştir. Fasıl GKRY tarafından tek taraflı bloke edilen fasıllar arasındadır.
Faydalı Bağlantılar
Avrupa Birliği Bakanlığı
ÇSGB Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı
AB Resmi Sitesi
AB Nezdinde Türkiye Daimî Temsilciliği
AB İstatistik Kurumu (Eurostat)
Avrupa (Hükümet ve Devlet Başkanları) Konseyi
Avrupa Parlamentosu
Avrupa Birliği (Bakanlar) Konseyi
Avrupa Komisyonu
Avrupa Birliği Adalet Divanı
Avrupa Sayıştayı
Avrupa Merkez Bankası
Avrupa Ombudsmanlığı
Birleşmiş Milletler
Genel Bilgiler
BM’nin Kuruluşu, Amacı, BM’ye Üye Ülkeler
Birleşmiş Milletler (BM) örgütünün kurulması çalışmaları II. Dünya Savaşı sırasında, dönemin ABD Başkanı Roosevelt ile İngiltere Başbakanı Churchil'in 14 Ağustos 1941 tarihli Atlantik Bildirisi ile başlamıştır. 1 Ocak 1942'de Sovyet, Amerikan ve İngiliz liderleri, Washington'da "Birleşmiş Milletler Bildirisi"ni imzalamışlardır. 1 Kasım 1943'de Moskova Bildirisi'nin ABD, SSCB, Çin, İngiltere tarafından imzalanmasını müteakip 3-11 Şubat 1943 Yalta Konferansı ile kuruluş süreci tamamlanmıştır.
1945 yılında, 51 ülke temsilcisi Birleşmiş Milletler Antlaşmasını hazırlamak üzere San Francisco’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Uluslararası Örgüt Konferansı'nda bir araya gelmiş, kurucu üyelerin Antlaşmayı onaylamasıyla Birleşmiş Milletler 24 Ekim 1945 yılında resmen kurulmuştur. Konferansta temsil edilmemekle birlikte Polonya, Antlaşmayı daha sonra imzalamış ve kurucu 51 üye devletten biri olmuştur.
Antlaşmada Birleşmiş Milletler’in amaçları:
- Uluslararası barış ve güvenliği korumak;
- hak eşitliği ve halkların kendi geleceğini belirleme ilkelerine saygı göstererek milletlerarasında dostça ilişkiler geliştirmek;
- uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel, insani sorunların çözümünde işbirliği yapmak ve temel insan hak ve özgürlüklerine karşı saygıyı teşvik etmek;
- bu ortak çıkarların elde edilmesi hususunda milletlerarasında uyum sağlayıcı bir merkez olmak
belirlenmiştir.
Örgütün II. Dünya Savaşı sonrasında 51 olan üye sayısı bugün 193 üyeye ulaşmıştır. Türkiye de BM’nin kurucu üyeleri arasında yer almaktadır.
BM’nin Yapısı ve Organları
Birleşmiş Milletler'in başlıca 6 organı bulunmaktadır. Bunlar, Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Vesayet Konseyi, Uluslararası Adalet Divanı ve Sekreterlik olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler bünyesinde 15 ihtisas kuruluşu, çok sayıda program ve birim bulunmaktadır.
Genel Kurul: BM’nin ana istişare organıdır. Tüm üye ülkelerin birer oy hakkı bulunan temsilcilerinden oluşur. Barış ve güvenlik, yeni üyelerin katılımı, bütçe gibi önemli konuları ilgilendiren kararlarda üçte iki çoğunluk gereklidir. Diğer konuları ilgilendiren kararlar salt çoğunlukla alınır.
Güvenlik Konseyi: Güvenlik Konseyi, Anlaşma kapsamında uluslararası barış ve güvenliğin korunması konusunda birincil sorumluluğa sahiptir. Konseyin beşi daimi (ABD Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya Federasyonu), 10’u Genel Kurul tarafından iki yıllık süre için seçilen 15 üyesi vardır.
Ekonomik ve Sosyal Konsey: Ekonomik ve Sosyal Konsey, ekonomik, sosyal ve ilgili çalışmaların koordinesinden sorumlu olup BM bünyesinde yer alan kuruluşların eş güdüm içerisinde çalışmalarını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Konsey’in 3 yıllık süreyle hizmet eden 54 üyesi vardır. Konsey’de oylama salt çoğunluk ilkesine dayanır; her üyenin bir oyu vardır.
Vesayet Konseyi: BM Antlaşmasının 86’ncı Maddesi ile kurulan Vesayet Konseyi, vesayet altındaki ülkelerin yönetimini denetlemek ve bu ülkelerin özerkliğe ya da bağımsızlığa kavuşmasına yardımcı olmakla görevli organdır. 1994 yılından itibaren fiilen herhangi bir işlevi bulunmamaktadır.
Uluslararası Adalet Divanı: Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı, BM’nin başlıca adli organıdır. Devletler arasındaki yasal anlaşmazlıkları çözüme kavuşturur ve Birleşmiş Milletler ve onun özel teşkilatlarına hukuk müşavirliği hizmeti verir. Divan on beş yargıçtan oluşur ve yargıçlar, BM Genel Kurul’u ve Güvenlik Konseyi'nce seçilirler. Görev süreleri dokuz yıldır. Ayrıca, Divanda bir devletten iki yargıç bulunamaz.
Genel Sekreterlik: Genel Sekreterlik, çeşitli görevlerde çalışan ve örgütün günlük işlerini yürüten uluslararası memurlardan oluşur. BM’nin diğer ana organlarına hizmet eder ve bu organların açıkladığı program ve politikaları uygular. Birimin başı olan Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi’nin tavsiyesi üzerine Genel Kurul tarafından 5 yıllık bir süre için atanır. Genel Sekreter seçilen kişi en fazla iki dönem bu görevde bulunabilir.
BM İle İlişkiler
Türkiye BM’nin kurucu üyeleri arasındadır ve 28 Eylül 1945’de BM Şartı’na taraf olmuştur. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti BM Daimî Temsilciliği kurulmuş ve Sayın Büyükelçi Selim Sarper’in 15 Ağustos 1947 tarihinde güven mektubunu BM Genel Sekreterine sunması ile faaliyetine başlamıştır.
Son yıllarda ülkemiz BM gündemini yakından takip ederek Genel Kurul ve yan teşkilatlarında mümkün olduğu ölçüde daha etkin olmaya gayret etmektedir. Bunu yaparken, bölgesel ve uluslararası örgütlere üyeliği kadar farklı gruplara olan üyeliklerinden istifade etmektedir. Böylece, mevcut konularda yapıcı ve uzlaştırıcı bir rol üstlenmeye gayret etmektedir. Bunun yanı sıra, Türkiye kendi geleneksel dış politikasının alanı içerisinde olmasa dahi BM gündemindeki küresel konulara da ilgi göstermektedir.
Bu çerçevede, son yıllardaki ekonomik büyüme ve kalkınma, Afrika ve Latin Amerika ülkelerine olan yeni sosyal destek politikaları, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne üyeliği öncesinde ve sırasında uzak coğrafyalarda bu ülkelerle gelişen ilişkileri, Avrupa Birliğine katılım süreci, G20 üyeliği ve bunun yanı sıra ihtiyaç halindeki ülkelere resmi kalkınma yardımlarının arttırılması programları Türkiye’nin BM kalkınma gündemine olan katkısının artmasına neden olmuştur.
Ülkemiz 1951-1952, 1954-1955, 1961 ve 48 yıl sonra 2009-2010 dönemlerinde Güvenlik Konseyi üyeliğinde bulunmuştur.
Türkiye'nin uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ve sürdürülmesi için en önemli forum olan BM Güvenlik Konseyindeki 2009-2010 dönemindeki üyelik süreci, uluslararası arenada ve Birleşmiş Milletlerde yeni ve çeşitli fırsatlar doğurmuştur. Türkiye, BM Sözleşmesinde öngörülen ilke ve hedeflerin her zaman önde gelen savunucularından birisi olmuş ve uluslararası anlaşmazlıkların çok taraflı işbirliği yoluyla çözümlenmesini desteklemiştir. Güvenlik Konseyi'ne üyelik süresi boyunca, Türkiye Konsey çalışmalarına katılmış ve katkılarını çoğu hali hazırda kendi dış politika gündeminde olan çok sayıda konuyla birlikte yaparak hem derinlemesine ve hem de kapsam bakımından zenginleşmesine katkı sağlamıştır.
Son dönemlerde Orta Doğu’dan Kuzey Afrika’ya, Kafkasya’dan Balkanlar’a kadar ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan krizler ve sıcak çatışmalarda ülkemizin oynadığı dengeli ve yapıcı rol ile Rusya-Ukrayna gerilimi sonrasında oluşturulan Karadeniz Tahıl Girişimi gibi girişimler, Türkiye’nin küresel barış ve güvenliği sağlamakta asli rolü bulunan BM Güvenlik Konseyi’nde temsilinin getirebileceği katma değeri ortaya koymaktadır.
Bu hususlar ışığında ülkemiz, 2037-2038 dönemi için yeniden BMGK geçici üyeliğine adaylığını açıklamıştır. Diğer yandan, BM En Az Gelişmiş Ülkeler Dördüncü Konferansının 09-13 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da yapılmış olması da Türkiye’nin uluslararası kalkınmada işbirliğine verdiği destek ve katkıları açıkça göstermektedir. Türkiye, bu Konferansla, 2020 yılına kadar EAGÜ ile ilgili konuları uluslararası gündeme taşıma ve çözüm arama gayretlerine yardımcı olma sorumluluğunu almış, bir anlamda EAGÜ’nün sözcülüğünü üstlenmiştir. Bu konferansın sonuçlarının izlenmesine yönelik Ara Dönem Gözden Geçirme Toplantısı da 27-29 Mayıs 2016 tarihlerinde ülkemizin ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir.
BM programlarını, fonlarını, uzman kuruluşlarını, ekonomik ve sosyal faaliyetlerini koordine eden Ekonomik ve Sosyal Konsey (ECOSOC) üçer yıllık dönemler için seçilen 54 üyeden oluşmaktadır. Ülkemiz 2014 yılında üç yıllığına bu Konseye seçilmiş olup üyeliği 2017 yılı Aralık ayı itibariyle sona erecektir. Ülkemiz, ECOSOC üyesi olarak ekonomik ve sosyal konularda BM'nin görüş ve tutum belirleme çalışmalarında aktif rol almakta, ayrıca ECOSOC şemsiyesi altında yapılan seçimlerde oy kullanmaktadır.
Ülkemizin uluslararası toplumla olan aktif işbirliğine bir başka örnek de 2016 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen “Dünya İnsani Zirvesi” olmuştur. Huzurlu, müreffeh ve adaletli bir dünya ideali yolunda çok değerli bir adım olan Dünya İnsani Zirvesi 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde, BM tarihinde rekor katılımla başarıyla gerçekleştirilmiştir. Zirveye 180 ülkeden 9000 civarında katılımcı, 55 devlet ve hükümet başkanı yüzlerce sivil toplum temsilcisi ve paydaşlar iştirak etmiştir. İstanbul Zirvesi, uluslararası toplum olarak doğal afetler, çatışmalar, kıtlık ve insani krizlerle mücadelede daha etkin ve kalıcı yollar bulma arayışımızda bir dönüm noktası olmuştur. Küresel insani yardım sisteminin tüm paydaşlarını tarihte ilk kez bir araya getiren İstanbul Zirvesi, alınan kararlar ve sergilenen dayanışma itibariyle geleceğimiz adına yeni umutların filizlenmesine imkân sağlamıştır.
Ülkemiz, ikili düzeydeki insani yardım faaliyetlerine ilaveten, BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi (OCHA), Dünya Gıda Programı (WFP) gibi uluslararası örgütler aracılığıyla da yardımlarını sürdürmeye gayret göstermektedir. Bu doğrultuda, ülkemiz, 1 Temmuz 2014 tarihinde BM İnsani İşler Eşgüdüm Ofisine (OCHA) en fazla gönüllü bağış yapan ülkelerin yer aldığı ve OCHA’nın izlediği insani politikalara şekil vermeyi amaçlayan bir istişare mekanizması niteliğinde olan OCHA Donör Destek Grubu’na üye olarak kabul edilmiştir.
Diğer yandan, Türkiye ile BM Kalkınma Programı (UNDP) arasında geliştirilen stratejik ortaklık doğrultusunda, İstanbul Kalkınmada Özel Sektör BM Uluslararası Merkezi (Istanbul International Center for Private Sector in Development/IICPSD) olarak ev sahipliği yapmaktadır. 2011 yılında UNDP'nin altı Küresel Politika Merkezi'nden biri olan IICPSD, Türkiye Hükümeti ile ortak olarak kurulmuştur. UNDP'nin özel sektör ve vakıflar üzerindeki küresel çalışmasına öncülük etmekte ve UNDP'nin tüm dünyadaki ofislerini desteklemektedir.
Ülkemizin BM ile ilişkisine bir başka örnek BM Nüfus Fonu (UNFPA) ile çalışmasıdır. BM Nüfus Fonu’nun 1969 yılında faaliyetine başlamasından sonra 1971 yılında Türkiye ile birlikte faaliyet göstermiştir. UNFPA, istenilmeyen gebeliğin olmadığı, her doğumun güvenceli olduğu ve her genç kişinin potansiyelinin yerine getirildiği bir dünya için çalışan birincil düzeyde bir BM kuruluşudur. Çalışmalarına proje bazlı olarak başlayan Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, ilk çok yıllık Ülke Programını, 1988-1992 yılları arasında gerçekleştirmiş olup mevcut durumda 7. Ülke Programını (2021-2025) yürütmektedir.
Bunlara ilave olarak UNDP Avrupa ve BDT Bölge Ofisi’nin ve BM Kadın Birimi’nin (UN WOMEN) Avrupa ve Orta Asya’dan sorumlu bölgesel ofisinin İstanbul’a yerleşmesi sağlanmıştır.
Sonuç olarak Türkiye, olası her yolu kullanarak BM’yi desteklemeye kararlı olup uluslararası barışa, güvenliğe ve istikrara olduğu kadar insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilke ve değerlerin geliştirilmesi doğrultusunda çaba göstermeye isteklidir.
Bakanlığımız – BM İlişkileri
BM’nin Bakanlığımız görev alanına giren konularda komite çalışmalarına katılım sağlanmakta ve bu komitelerde ülkemiz görüşlerini yansıtılmaktadır. Ayrıca Bakanlığımız;
- BM Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP) bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Koruma Çalışma Grubu üyesi olarak Bakanlığımız Çalışma Grubu toplantılarına aktif katılım ve katkı sağlanmaktadır.
- BM İnsan Hakları Konseyine bağlı Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) mekanizması çerçevesinde ülkemizce yürütülen raporlama ve savunma çalışmalarına görev alanına giren konularda katkı sağlamaktadır.
- Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin ülke raporunun hazırlanmasına katkı sağlamakta ve BM Göçmen İşçiler Komitesinde savunmaya katılmaktadır.
- Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin uygulanmasına ilişkin ülke raporunun hazırlanmasına katkı sağlamakta ve BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesinde savunmaya katılmaktadır.
- BM’nin ikiz sözleşmeleri ile kadınların ve çocukların korunmasına ilişkin sözleşmelere dair denetim organlarına (CCPR, CESCR, CEDAW, CRC) sunulan ülke raporlarına katkı sağlamaktadır.
Ayrıca ülkemiz, Birleşmiş Milletler bünyesi dışında devletlerce yürütülen tek ve en büyük gayri resmi bir oluşum olan “Göç ve Kalkınma Küresel Forum”una (Global Forum on Migration and Development) üye bulunmaktadır. Forum faaliyetleriyle elde edilen siyaset odaklı ve bilgi birikimine dayalı çıktılarıyla hem hükümetlerin politika belirleyicilerine hem de ilgili diğer paydaşlara göç ve kalkınma alanlarında ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde referans noktası olmaktadır. Ülkemiz 14-16 Ekim 2015 tarihlerinde Forum’un başkanlığını yürütmüş olup Bakanlığımız söz konusu Forum’un faaliyetlerinde görev ve sorumluluk alanı içerisinde katkıda bulunmaktadır.
Ülkemizin Onayladığı BM Temel İnsan Hakları Sözleşmeleri
ILO
Genel Bilgiler
ILO’nun Kuruluşu, Amacı ve ILO’ya Üye Ülkeler
Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) sosyal adaletin sağlanması yoluyla dünyada kalıcı bir barışın gerçekleştirilmesi amacıyla 1919 yılında Versailles Barış Antlaşması ile kurulmuştur. Kuruluşundan itibaren Milletler Cemiyeti bünyesinde faaliyette bulunan ILO, II. Dünya Savaşı yıllarında Milletler Cemiyeti’nin ortadan kalkmış olmasına rağmen varlığını sürdürmüştür. 1944 yılında düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kabul edilen ve ILO Anasözleşmesi’ne eklenen Filadelfiya Bildirisi, Teşkilatın amaçlarını ve çalışma alanlarını yeniden tanımlayarak daha güçlü bir şekilde teyit etmiştir. ILO, 1946 yılında Birleşmiş Milletler Teşkilatı ile imzaladığı bir anlaşma ile yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusunda çaba gösteren BM’nin ilk uzmanlık kuruluşu olarak hizmet vermeye devam etmiştir.
Evrensel ve sürekli bir barışın ancak sosyal adalet temeli üzerinde oluşturulabileceği temel ilkesinden hareketle tam istihdama ulaşılması; yaşam standartlarının yükseltilmesi; işçilerin kendilerine en uygun işlerde çalıştırılmaları; mesleki eğitim imkânlarının sağlanması; kalkınmanın nimetlerinden herkesin eşit şekilde yararlanmasını sağlamaya yönelik politikaların uygulanması; çalışanların yaşam ve sağlığının korunması; örgütlenme ve toplu pazarlık hakkının tanınması ve sosyal güvenliğin yaygınlaştırılması gibi amaçları bulunan ve 1969 yılında Nobel Barış Ödülü ile ödüllendirilen ILO, tüm faaliyetlerini işçi, işveren ve Hükümet temsilcilerinden oluşan “üçlü yapı” ilkesine dayalı olarak yürütmekte ve bu özelliği ile diğer uluslararası kuruluşlardan farklılık göstermektedir.
ILO’ya üye 187 ülke bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) Teşkilatına üye olan ülkeler ILO Ana sözleşmesinden doğan yükümlülükleri kabul ettiklerini bildirmeleri halinde üye olabilmektedirler. BM’e üye olmayan bir ülke ise ancak ILO Genel Konferansı kararıyla üyeliğe alınmaktadır. Üyelikten çekilme ise ILO Genel Müdürü’ne yapılacak bir bildirimle mümkün olabilmektedir.
ILO’nun Yapısı ve Organları
Merkezi Cenevre’de bulunan ILO, her yıl Haziran ayında yapılan ve karar organı niteliği taşıyan Uluslararası Çalışma Konferansı, yürütme organı niteliğindeki Yönetim Kurulu ve Teşkilatın sekretarya hizmetlerini yürüten Uluslararası Çalışma Bürosu’ndan oluşmaktadır.
Uluslararası Çalışma Bürosu’nun başında bir Genel Müdür bulunmaktadır. Bu göreve 2022 yılı Mart ayında gerçekleştirilen 344. Yönetim Kurulu toplantısında Gilbert F. Houngbo (Togo) beş yıl süreliğine seçilmiştir (1 Ekim 2022 - 30 Eylül 2027).
Uluslararası Çalışma Konferansı, her bir üye ülkenin 2 Hükümet, 1 İşçi ve 1 İşveren temsilcisinden oluşmaktadır. Bu temsilcilere Konferans gündemindeki konulara göre teknik danışmanlar da refakat etmektedir. Uluslararası Çalışma Konferansı, çalışma yaşamıyla ilgili güncel sorunları tartışır, Sözleşme ve Tavsiye Kararlarından oluşan uluslararası çalışma standartlarını tespit eder, bu standartların üye ülkelerde uygulanmasını denetler, üye ülkelerin katkılarıyla finanse edilen iki yıllık ILO Bütçesini kabul eder, iki yıllık ILO faaliyet programını belirler ve her üç yılda bir Yönetim Kurulu üyelerini seçer. Konferans çalışmaları, oluşturulan Komiteler eliyle yürütülmektedir.
Yönetim Kurulu, ILO’nun yürütme organıdır. Teşkilatın bütün faaliyetlerinde belirleyici bir role sahip olan Yönetim Kurulu, Konferans gibi üçlü yapıya sahiptir. Yönetim Kurulu, yılda üç kez toplanmakta ve 28 Hükümet, 14 işçi ve 14 İşveren olmak üzere toplam 56 üyeden oluşmaktadır.
Ayrıca, ILO belli başlı endüstri alanlarını kapsayan üçlü yapıda sektörel ve teknik komiteler oluşturmakta, bölgesel ve teknik konferanslar düzenlemektedir.
ILO’nun taşra teşkilatı ise bölge, alan, şube ofislerinden ve çok yönlü uzmanlık gruplarından oluşmaktadır. Bilindiği gibi, ülkemizde faaliyet gösteren ILO alan ofisi yakın geçmişte (1998 yılında mektup teatisi yoluyla) şube ofisi haline dönüştürülmüştür. Bu ofis Avrupa Bölge Ofisine bağlıdır.
ILO bünyesinde, ayrıca, bir İdare Mahkemesi, Araştırma Merkezi ve İtalya’nın Torino şehrinde faaliyet gösteren Eğitim Merkezi bulunmaktadır.
ILO’nun Standart Tesisi ve Denetim İşlevleri
ILO’nun temel amacı, asgari ve evrensel uluslararası standartlar belirlenmesi suretiyle üye ülkelerdeki çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesidir. Bu standartlar uluslararası çalışma sözleşmeleri ve tavsiye kararları şeklinde oluşmaktadır. ILO’nun kuruluşundan bugüne kadar 191 Sözleşme, 6 Protokol ve 208 Tavsiye Kararı kabul edilmiştir. Sözleşmeler, usulünce onaylanması halinde onaylayan ülke için bağlayıcı hale gelmektedir. Tavsiye Kararları için ise onaylama söz konusu olmayıp bu metinlerde yer alan ilkeler yol gösterici veya Sözleşmeyi tamamlayıcı niteliktedir.
Üye ülkelerin onaylamış oldukları Sözleşmeleri ne ölçüde uyguladıklarını izlemek üzere kapsamlı ve etkin bir denetim mekanizması oluşturulmuştur. Şikâyetlere ve raporlara dayanan iki tür denetim usulü bulunmaktadır.
Üye ülkelerin onayladıkları sözleşmelerle ilgili olarak ulusal mevzuat ve uygulamaları hakkında belirli aralıklarla ILO’ya gönderdikleri raporlara dayanan denetim sistemine göre, bu raporlar ilkin Uzmanlar Komitesi tarafından incelenmekte ve belirlenen aykırılıklar bir rapor halinde Konferansa sunulmaktadır. Konferansta oluşturulan Aplikasyon Komitesi ise bu raporda yer alan ülkelerden bir kısmını Komitede sözlü savunma yapmaya davet etmektedir. Aplikasyon Komitesi’nde söz konusu ülkenin yaptığı savunma ve bunu izleyen tartışmalar ile Komite kararı Konferans raporu içinde yayınlanmaktadır. Ciddi aykırılıkların tespit edilmesi halinde ise ilgili ülkelerdeki duruma “özel paragraf” içinde dikkat çekilmektedir.
Şikâyetlere dayanan denetim usulüne göre, şikayet konusu, ilgili olduğu Sözleşmeye göre ya Sendikal Özgürlükler Komitesi’nde incelenmekte ya da Yönetim Kurulu’nda oluşturulan üçlü yapıda özel bir komitede ele alınmaktadır.
ILO ile İlişkiler
Türkiye'nin ILO ile ilişkileri 1927 yılına kadar dayanmaktadır. Ülkemiz, o yıllarda, Milletler Cemiyeti'nin üyesi olmadığı için ILO çalışmalarına gözlemci statüsüyle katılmış, 1932 yılında Milletler Cemiyeti'ne üye olduğunda ILO'nun da üyeliğini kazanmıştır.
Ülkemiz, ILO Yönetim Kurulu'nda 1948-51, 1954-57 ve 1996-99, 2014-17 dönemlerinde “Asil Üye”, 1975-78, 1987-90 ve 2002-05 dönemlerinde ise "Yardımcı Üye" sıfatıyla yer almış ve kurul çalışmalarına katılmıştır. Ülkemiz 2017-2020 dönemi için yardımcı üye olarak ILO Yönetim Kurulu'na yeniden seçilmiştir.
Türkiye, aralarında on temel sözleşmenin de bulunduğu 59 uluslararası çalışma sözleşmesini onaylayarak ulusal mevzuatına katmıştır. Bu sözleşmelerden 52’si halen yürürlüktedir.
Bakanlığımız – ILO İlişkileri
Bakanlığımız onayladığımız her sözleşmeye ilişkin olarak ILO'ya düzenli aralıklarla ulusal uygulama raporları göndermektedir. Bu sözleşmelerden herhangi biriyle ilgili olarak ülkemizin Aplikasyon (Standartların Uygulaması) Komitesi'ne alınması olasılığı göz önünde bulundurularak konferans öncesinde de hazırlık yapılmaktadır. Ülkemiz aleyhine ILO'ya yapılan şikâyetlere ilişkin hükümet görüşümüz de Genel Müdürlüğümüz tarafından hazırlanmaktadır.
Bakanlığımız ile Uluslararası Çalışma Örgütü'nün ev sahipliğinde "Küreselleşme Karşısında İstihdam Stratejileri" konulu Güney-Doğu Avrupa Ülkeleri Alt Bölgesel Konferansı 11-12 Eylül 2006 tarihlerinde İstanbul'da yapılmış ve konferans sonucunda İstanbul Bildirgesi kabul edilmiştir.
ILO 10. Avrupa Bölge Toplantısı ülkemiz ev sahipliğinde 2-5 Ekim 2017 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilmiş, toplantının sonucunda "Yüzyıl için İstanbul Girişimi: Avrupa ve Orta Asya'da Güçlü ve Sorumlu Sosyal Ortaklık için İnsana Yakışır İşin Geleceği" inisiyatifi kabul edilmiştir.
Faydalı Bağlantılar
Ülkemizce Onaylanan ILO Sözleşmeleri
ILO’nun kuruluşundan bugüne kadar 191 Sözleşme, 6 Protokol ve 208 Tavsiye Kararı kabul edilmiştir. Türkiye, aralarında temel çalışma haklarına ilişkin on sözleşmenin de bulunduğu uluslararası çalışma sözleşmelerinden 59’unu onaylayarak ulusal mevzuatına katmıştır. Bu sözleşmelerden 52’si yürürlüktedir. Yürürlükte olan sözleşmeler aşağıda yer almaktadır:
Sözleşme Numarası / Sözleşme Adı
C 2 İşsizlik Hakkında 2 Numaralı Sözleşme
C 11 (Tarım) İşçilerinin Dernek Kurma ve Birleşme Haklarına Mütaallik 11 Sayılı Sözleşme
C 14 Sınai Müesseselerde Hafta Tatili Yapılması Hakkında 14 Numaralı Sözleşme
C 26 Asgarî Ücret Tespit Usulleri İhdasına İlişkin 26 Sayılı Sözleşme
C 29 Cebri veya Mecburi Çalıştırma Hakkında Sözleşme
C 42 Meslekî Hastalıkların Tazmini Hakkında 42 Numaralı Sözleşme (1934'te Muaddel)
C 55 Gemiadamlarının Hastalanması, Yaralanması ya da Ölümü Halinde Armatörün Sorumluluğuna İlişkin 55 Sayılı Sözleşme
C 68 Gemilerde Mürettebat İçin İaşe ve Yemek Hizmetlerine İlişkin 68 Sayılı Sözleşme
C 69 Gemi Aşçılarının Mesleki Ehliyet Diplomalarına İlişkin 69 Sayılı Sözleşme
C 77 Çocukların ve Gençlerin Sanayide İşe Elverişlilikleri Yönünden Sağlık Muayenesine Tabi Tutulmaları Hakkında 77 Sayılı Sözleşme
C 80 Milletlerarası Çalışma Teşkilâtı Genel Konferansınca İlk Yirmî Sekiz Toplantısında Kabul Edilen Sözleşmelerle Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine Verilmiş Bulunan Bazı Kayıt ve Tescil Görevlerinin Bundan Sonra Yerine Getirilmesini Sağlamak ve Milletler Cemiyetinin Feshi Ve Milletlerarası Çalışma Teşkilâtının Statüsünün Tadili Dolayısiyle Bu Hususta Bazı Tamamlayıcı Değişiklikler Yapmak Maksadiyile, Anılan Sözleşmelerde Kısmi Tadiller İcrasına Ait Sözleşme (No. 80)
C 81 Sanayi ve Ticarette İş Teftişi Hakkındaki 81 Numaralı Milletlerarası Çalışmaı Sözleşmesi
C 87 Sendika Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı Sözleşme
C 88 İş ve İşçi Bulma Servisi Kurulması Hakkında 88 Numaralı Sözleşme
C 92 Mürettebatın Gemide Barınmasına İlişkin 92 Sayılı Sözleşme (1949 Yılında Revize)
C 94 Bir Âmme Makamı Tarafından Yapılan Mukavelelere Konulacak Çalışma Şartlarına Mütaallik 94 No. lu Sözleşme
C 95 Ücretin Korunması Hakkında 95 Sayılı Milletlerarası Çalışma Sözleşmesi
C 96 Ücretli İş Bulma Büroları Hakkında 96 No. lu Milletlerarası Çalışma Sözleşmesi (1949 Tadili)
C 98 Teşkilâtlanma ve Kolektif Müzakere Hakkı Prensiplerinin Uygulanmasına Mütaallik 98 Numaralı Milletlerarası Çalışma Sözleşmesi
C 99 Tarımda Asgari Ücret Tespiti Usulleri Hakkında 99 Sayılı Sözleşme
C 100 Eşit Değerde İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında 100 Sayılı Sözleşme
C 102 Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkında Sözleşme
C 105 Cebrî Çalıştırmanın İlgasına Dair 105 Sayılı Sözleşme
C 108 Gemiadamlarının Ulusal Kimlik Kartlarına İlişkin 108 Sayılı Sözleşme
C 111 İş ve Meslek Bakımından Ayırım Hakkında Sözleşme
C 115 İşçilerin İyonizan Radyasyonlara Karşı Korunması Hakkında Sözleşme
C 116 Sözleşmelerin Uygulanmasiyle İlgili Milletlerarası Çalışma Bürosu Yönetim Kurulu Tarafından Hazırlanacak Raporlara Dair Hükümlerin Yeknesak Hale Getirilmesi Amaciyle Milletlerarası Çalışma Teşkilâtı Genel Konferansının İlk Otuz İki Toplantı Döneminde Kabul Edilen Sözleşmelerin Kısmen Değiştirilmesi Hakkında Sözleşme
C 118 Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında Sözleşme
C 119 Makinaların Gerekli Korunma Tertibatı İle Teçhizine Dair 119 Sayılı Sözleşme
C 122 İstihdam Politikasıyla İlgili 122 Sayılı Sözleşme
C 123 Yeraltı Madenlerinde İşe Alınmada Asgari Yaş Hakkında Sözleşme
C 127 Tek İşçinin Taşıyabileceği Yükün Azamî Ağırlığı Hakkında 127 Sayılı Sözleşme
C 133 Mürettebatın Gemide Barınmasına İlişkin (İlave Hükümler) 133 Sayılı Sözleşme
C 134 İş Kazalarının Önlenmesine (Gemiadamları) İlişkin 134 Sayılı Sözleşme
C 135 İşletmelerde İşçi Temsilcilerinin Korunması ve Onlara Sağlanacak Kolaylıklar Hakkında 135 Sayılı Sözleşme
C 138 İstihdama Kabulde Asgari Yaşa İlişkin 138 Sayılı Sözleşme
C 142 İnsan Kaynaklarının Değerlendirilmesinde Mesleki Eğitim ve Yönlendirmenin Yeri Hakkında 142 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi
C 144 Uluslararası Çalışma Normları Uygulamasının Geliştirilmesinde Üçlü Danışma Hakkında 144 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi
C 146 Gemiadamlarının Yıllık Ücretli İznine İlişkin 146 Sayılı Sözleşme
C 151 Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı Sözleşme
C 152 Liman İşlerinde Sağlık ve Güvenliğe İlişkin 152 Sayılı Sözleşme
C 153 Karayolu Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin 153 Sayılı Sözleşme
C 155 İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 Sayılı Sözleşme
C 158 Hizmet İlişkisine İşveren Tarafından Son Verilmesi Hakkında 158 Sayılı Sözleşme
C 159 Sakatların Mesleki Rehabilitasyonu ve İstihdamı Hakkında 159 Sayılı ILO Sözleşmesi
C 161 İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin 161 Sayılı ILO Sözleşmesi
C 164 Gemiadamlarının Sağlığının Korunması ve Tıbbi Bakımına İlişkin 164 Sayılı Sözleşme
C 166 Gemiadamlarının Ülkelerine Geri Gönderilmesine İlişkin 166 Sayılı Sözleşme (Revize)
C 167 167 Sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi
C 176 176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi
C 182 Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesi
C 187 187 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi
Avrupa Konseyi
Genel Bilgiler
Avrupa Konseyi’nin Kuruluşu, Amacı ve Avrupa Konseyi’ne Üye Ülkeler
Avrupa Konseyi'nin (AK) oluşturulması fikri, İkinci Dünya Savaşı'ndan maddi ve manevi büyük kayıplarla çıkan Avrupa'da, bir daha aynı trajedinin yaşanmasını engellemek amacıyla ortaya atılmış, Avrupa'da gerginliğin ve çatışmanın yerini güven ve işbirliğinin alması hedeflenmiştir.
5 Mayıs 1949'da 10 ülke (Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg ve Norveç) Avrupa Konseyi'ni kuran Londra Antlaşması’nı imzalamışlardır. AK'nin belkemiğini oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ise 4 Kasım 1950'de Roma'da imzalanmıştır. Türkiye, Avrupa Konseyi’ne kuruluşundan üç ay sonra Yunanistan ve İzlanda ile birlikte Ağustos 1949'da davet edilmiş, 13 Nisan 1950 tarihinde üye olmuştur ve örgütün kurucu üyeleri arasında anılmaya hak kazanmıştır. Merkezi Strazburg'da bulunan AK' ye üye 46 ülke bulunmaktadır.
Avrupa Konseyi’nin amaçları, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çoğulcu demokrasi ilkelerini korumak ve güçlendirmek, ırkçılık, hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığı, sosyal dışlanma, uyuşturucu madde, çevre sorunlarına çözüm aramak ve Avrupa kültürel benliğinin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak olarak özetlenebilir. AK, savunma konuları dışında toplumun karşılaştığı tüm temel sorunlar ile ilgilenmektedir. Çalışma alanları arasında insan hakları, hukuk alanında işbirliği, medya, eğitim, kültür, spor, gençlik, sağlık, yerel yönetimler, bölgesel planlama, çevre, aile ve sosyal güvenlik de bulunmaktadır.
AK'nin yukarıda belirtilen alanlardaki çalışmaları, genellikle sözleşme ya da protokol hazırlanması ile gerçekleşmektedir. 2024 yılı sonu itibarıyla AK tarafından hazırlanmış olan toplam 225 Sözleşme/Protokol bulunmaktadır. AK Sözleşme ve Protokolleri, üye ülkelerin mevzuatlarının uyumlaştırılmasını, bu suretle Avrupa düzeyinde ortak normlar ve ortak bir hukuk düzeni oluşturulmasını amaçlamaktadır.
Avrupa Konseyi’nin Yapısı ve Organları
Avrupa Konseyi’nin temel organları, karar organı olan Bakanlar Komitesi, danışma organı olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, yerel yönetimlerin geliştirilmesini amaçlayan Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi ve denetim organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’dir.
Bakanlar Komitesi: Bakanlar Komitesi'nde üye ülkelerin Dışişleri Bakanları, Bakanlara vekaleten daha sık toplanan Delegeler Komitesi'nde ise Daimi Temsilciler (Büyükelçiler) yer alır. Komite’de, bütçe, yeni üye alımı ve teşkilatın politika ve faaliyetlerinin ana hatları karara bağlanmaktadır. Kararlar, üye devletlere tavsiyeler ve onaylayan devletler için bağlayıcı nitelik taşıyan sözleşmeler veya anlaşmalar şeklinde olmaktadır.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM): Konseyin tartışma forumunu ve itici gücünü oluşturmaktadır. AKPM, üye ülkelerin parlamentolarından ve parlamentolarındaki güç dengesini yansıtacak şekilde seçilen 306 asil, 306 yedek üyeden oluşur. Her üye devlete ayrılan parlamenter sayısı, söz konusu ülkenin nüfusuyla orantılı olup ülkemizden de 18 asil, 18 yedek üye AKPM çalışmalarına katılmaktadır. AKPM'de, “Avrupa Halk Partileri Grubu (EPP/CD)”, “Sosyalist Grup (SOC)”, “Avrupa Muhafazakârlar Grubu (EC)”, “Avrupa için Liberal ve Demokratlar İttifakı (ALDE)” ve “Avrupa Birleşik Sol Grubu (UEL)” olmak üzere beş siyasi grup mevcuttur. AKPM’de hiçbir partiye üye olmayan üyeler de bulunmaktadır. Ayrıca AKPM'nin çeşitli konularda oluşturulmuş komisyonları da bulunmaktadır.
AKPM Genel Kurul'u yılda dört kez Ocak, Nisan, Haziran ve Ekim aylarında birer hafta süreyle toplanmaktadır. AKPM'nin çeşitli komisyonlarında oluşturulan raporlar Genel Kurul'a sunulmaktadır. Raporların işlem bölümleri, bir başka deyişle karar, Bakanlar Komitesine yönelik tavsiye kararları ya da yönergeler tartışılarak oylanmaktadır.
Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi: Kongre, Avrupa Konseyi prensiplerinin yerel yönetimler düzeyinde de geliştirilmesi, yerel ve bölgesel yönetimlerin güçlendirilmesi, bu yapılanmaların hukuki ve idari açıdan incelenmesi ve aralarındaki sınır ötesi işbirliğinin artırılması amacıyla oluşturulmuştur. Bölgesel Meclis ve Yerel Meclis olmak üzere iki alt organı bulunmaktadır.
Sekretarya: Konsey'in yukarıda sayılan diğer organlara hizmet veren bir Sekretaryası vardır. Başkanlığını beş yıllık bir süre için Parlamenterler Meclisi tarafından seçilen Genel Sekreter yürütür Genel Sekreter Alain Berset 18 Eylül 2024tarihinde seçilmiştir. Sekretaryada her üye ülkeden memur bulunmaktadır, her üye ülkenin bulunduracağı memur sayısı Konsey bütçesine yaptığı katkıya paralel olarak belirlenmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM): Avrupa Konseyi'ne bağlı olarak 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, birey gruplarının, tüzel kişiliklerin ve diğer devletlerin, belirli kurallar dahilinde başvurabileceği bir yargı merciidir. Fransa'nın Strazburg şehrinde bulunmaktadır.
Avrupa Konseyi ile İlişkiler
Avrupa Konseyi, ülkemizin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’yla kurduğu ilk kurumsal bağı temsil etmektedir. Türkiye Avrupa Konseyi’ne, kuruluşundan üç ay sonra, Yunanistan ve İzlanda ile birlikte Ağustos 1949’da davet edilmiş ve örgütün kurucu üyeleri arasında sayılmıştır.
Avrupa Konseyi çalışmaları çerçevesinde ülkemiz açısından önem taşıyan sözleşme ve faaliyetler aşağıda belirtilmiştir:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS):
AİHS, Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanmış, 4 Kasım 1950 tarihinde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 15 ülke tarafından imzalanmış ve 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, temel insan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Türkiye, 1953’te yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) denetim sürecine ilişkin bireysel başvuru hakkını 1987’de ve AİHM’nin zorunlu yargı yetkisini 1990’da kabul etmiştir.
Avrupa Sosyal Şartı ve Gözden Geçirilmiş (Revize) Avrupa Sosyal Şart:
Avrupa Sosyal Şartı (ASŞ) demokratik sistemlere tam işlerlik kazandırılabilmesini teminen, özellikle ekonomik ve sosyal alanlarda insan haklarının güvence altına alınmasını amaçlayan temel bir insan hakları sözleşmesidir.
Avrupa Sosyal Şartı 18 Ekim 1961’de imzaya açılmış ve 26 Şubat 1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz tarafından 18 Ekim 1961 tarihinde imzalanan, 24 Kasım 1989 tarihinde onaylanan Şart, 24 Aralık 1989 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa Konseyi'nin insan hakları alanında kabul ettiği en önemli iki temel belgeden birini oluşturmaktadır. Birincisi 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi olup, medeni ve siyasi hakları düzenlemektedir. İkincisini oluşturan Avrupa Sosyal Şartı ise çalışma, sosyal güvenlik-sosyal refah, sağlık ve bunlarla ilgili diğer alanlarındaki temel insan haklarına ilişkin hükümleri içermektedir.
5 Kasım 1990 tarihinde Roma'da düzenlenen İnsan Hakları Bakanlar Konferansı'nda alınan karar doğrultusunda; bir yandan kişisel, politik, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak insan haklarının bütünlüğünü korumak, diğer yandan, Avrupa Sosyal Şartına yeni bir güç kazandırmak üzere, Şartın kabulünden sonra meydana gelen sosyal değişiklikler de alınarak, Şart güncelleştirilmiş, 1988 tarihli katma protokolde yer alan haklar ile bir takım yeni hakları ihtiva eden yeni bir Sosyal Şart hazırlanmıştır. 1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı'nın yerine geçen Gözden Geçirilmiş (Revize) Avrupa Sosyal Şartı, 3 Mayıs 1996 tarihinde imzaya açılmış ve 1 Temmuz 1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Gözden Geçirilmiş (Revize) Avrupa Sosyal Şartı tek bir metin halinde 1961 tarihli Şart ile garanti altına alınan haklarla birlikte, 1988 tarihli Ek Protokol'ün içerdiği 4 hakkı (20 – 23. maddeler) ve bunlara ilaveten 8 yeni hakkı (24 – 31. maddeler) ihtiva etmektedir.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı 31 madde ve toplam 98 fıkradan oluşmaktadır. Şartın 31 maddesinden 9'u temel (çekirdek) maddelerdir (1, 5, 6, 7, 12, 13, 16, 19 ve 20). Gözden Geçirilmiş (Revize) Avrupa Sosyal Şartı, 1961 tarihli Sosyal Şart'a göre iki yeni temel madde daha içermektedir (7. ve 20. Maddeler).
Gözden Geçirilmiş (Revize) Avrupa Sosyal Şartı’nın Maddeleri |
|
1 |
Çalışma hakkı |
2 |
Adil çalışma şartları hakkı |
3 |
Güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkı çalışma şartları hakkı |
4 |
Adil bir ücret hakkı |
5 |
Örgütlenme hakkı |
6 |
Toplu pazarlık hakkı |
7 |
Çocukların ve gençlerin korunma hakkı |
8 |
Çalışan kadınların analık haklarının korunması |
9 |
Mesleki yönlendirme hakkı |
10 |
Mesleki eğitim hakkı |
11 |
Sağlığın korunması hakkı |
12 |
Sosyal güvenlik hakkı |
13 |
Sosyal ve tıbbi yardım hakkı |
14 |
Sosyal refah hizmetlerinden yararlanma hakkı |
15 |
Özürlü kişilerin bağımsızlık, toplumsal bütünleşme ve toplum yaşamına katılma hakkı |
16 |
Ailenin sosyal, hukuksal ve ekonomik korunma hakkı |
17 |
Çocukların ve gençlerin sosyal, hukuksal ve ekonomik korunma hakkı |
18 |
Diğer Akit Taraf ülkesinde kazanç getirici bir işte çalışma hakkı |
19 |
Göçmen işçiler ve ailelerinin korunma ve yardım hakkı |
20 |
Cinsiyet ayırımı gözetmeksizin iş ve meslekte fırsat ve muamele eşitliği hakkı |
21 |
Bilgilendirme ve danışılma hakkı |
22 |
Çalışma şartlarının ve çalışma ortamının belirlenmesine ve iyileştirilmesine katılma hakkı |
23 |
Yaşlı kimselerin sosyal korunma hakkı |
24 |
İşe son verilmesinde korunma hakkı |
25 |
İşverenin iflas etmesi durumunda işçilerin taleplerinin korunma hakkı |
26 |
Onurlu çalışma hakkı |
27 |
Aile sorumluluğu taşıyan işçilerin fırsat eşitliğinden yararlanma ve eşit muamele görme hakkı |
28 |
İşletmede çalışan işçi temsilcilerinin korunma ve kendilerine tanınan kolaylıklardan faydalanma hakkı |
29 |
Toplu işten çıkarma yöntemlerine ilişkin bilgilendirilme ve danışılma |
30 |
Yoksulluk ve sosyal dışlanmaya karşı korunma hakkı |
31 |
Konut hakkı |
(Not: Koyu olarak yazılmış maddeler temel maddeleri göstermektedir.)
Ülkemiz tarafından 6 Ekim 2004 tarihinde imzalanan ve 27 Haziran 2007 tarihinde onaylanan Gözden Geçirilmiş (Revize) Avrupa Sosyal Şartı, ülkemiz açısından 1 Ağustos 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Avrupa Sosyal Şartı'nın öngördüğü denetim sistemi çerçevesinde Bakanlığımızca Şart'ın onayladığımız madde ve fıkralarının ülkemizde uygulanmasına ilişkin rapor hazırlanmakta ve hazırlanan ulusal raporlar Avrupa Konseyi'ne sunulmaktadır. Senede iki kez toplanan Hükümet Uzmanları Komitesinde ise Avrupa Sosyal Haklar Komitesinin ulusal raporları incelemesi sonucunda yayınlanan değerlendirmeleri üzerinden tüm üye ülkeler gerektiğinde sözlü savunmalar yapmaktadırlar.
Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu:
1964 tarihli “Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu”, tüm Avrupa Konseyi üyesi devletlerde sosyal güvenlik sistemlerinin en iyi seviyeye getirilmesini hedefleyen ve tıbbi yardım, hastalık yardımları, işsizlik yardımları, yaşlılık yardımları, analık yardımları gibi alanlarda sosyal güvenlik kapsamı konusunda normlar ve üye devletlerin temin etmesi gereken asgari koruma düzeylerini tayin eden bir sözleşmedir.
Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu, ülkemiz tarafından 13 Mayıs 1964 tarihinde imzalanmış, 21 Eylül 1978 tarih ve 2170 sayılı Kanunla Kodun Aile Yardımlarına ilişkin VII. ve İşsizlik Yardımlarına ilişkin IV. bölümleri dışında kalan bölümlerinin onaylanması uygun bulunmuş, sözleşme 8 Mart 1981 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu uyarınca her yıl çeşitli raporlar hazırlanarak Avrupa Konseyi’ne sunulmaktadır.
Sosyal Korumaya İlişkin Karşılaştırmalı Bilgi Sistemi (MISSCEO):
MISSCEO, AB Sosyal Koruma Karşılıklı Bilgi Sistemi (MISSOC) üyesi olmayan, Türkiye dahil 12 üye ülke arasında sosyal koruma alanında düzenli olarak bilgi alışverişini sağlamak amacıyla 1999 yılında kurulmuştur. Sosyal koruma sistemleri kapsamında karşılaştırmalı veri tabloları hazırlanmaktadır.
Bakanlığımız – Avrupa Konseyi İlişkileri
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartının, Avrupa Sosyal Güvenlik Kodunun uygulanmasına dair dönemsel raporlar hazırlanmakta, sunulan raporlarının sözlü savunmaları yapılmakta, Avrupa Konseyi sözleşmelerinin onaylanabilirlikleri incelenerek uygun görülenlerin onay süreci yürütülmekte ve Avrupa Konseyi’nin Bakanlığımız ilgi alanına giren Komitelerine ülkemizi temsilen katılım ve çalışmalarına katkı sağlanmaktadır.
OECD
Genel Bilgiler
OECD’nin Kuruluşu, Amacı, OECD’ye Üye Ülkeler
İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), demokratik yapılara ve piyasa ekonomisine sahip 38 ülkenin küreselleşmenin ekonomik, sosyal ve yönetim sorunlarını çözmek ve bu sürecin fırsatlarından faydalanmak üzere müştereken çalıştıkları bir forumdur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’yı yeniden imar etmek amacıyla yapılan yardımların eşgüdümünü sağlamak amacıyla 1948 yılında oluşturulan Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (OEEC) görevini tamamlaması ertesinde, 14 Aralık 1960 tarihinde Paris’te imzalanan anlaşma ile kurulmuştur. Anlaşma 30 Eylül 1961 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
OECD’nin amacı ülke hükümetlerine mali istikrarı korumada destek olmak, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, istihdam artışını ve yüksek yaşam standartlarını sağlamada yardım etmek, böylece dünya ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlamaktır.
OECD'ye 2024 yılı itibarıyla 38 ülke üyedir. Türkiye, OECD’nin 20 kurucu üyesinden biri olup diğer kurucu ülkeler şunlardır: ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya İzlanda, Kanada, Lüksemburg, Norveç, Portekiz ve Yunanistan. OECD'ye sonradan katılan ülkeler ise şunlardır: Japonya (1964), Finlandiya (1969), Avustralya (1971), Yeni Zelanda (1973), Meksika (1994), Çek Cumhuriyeti (1995), Macaristan (1996), Polonya (1996), Kore Cumhuriyeti (1996), Slovakya (2000) Şili, Slovenya, İsrail Estonya(2010), Letonya (2016), Litvanya (2018), Kolombiya (2020) ve Kosta Rika (2021).
OECD analitik deneyimini ve birikmiş tecrübesini son yıllarda OECD’ye üye olmayan ancak pazar ekonomisine sahip 70'in üzerindeki kalkınan ve gelişmekte olan ülkeye taşımaktadır. Bölgeler itibarıyla (Avrupa-Kafkaslar-Orta Asya-Orta Doğu- Kuzey Afrika ve Afrika Kıtasının diğer bölgelerinde) ortak çalışmalar yürütülmektedir. Küreselleşmeyle birlikte OECD çalışmalarının her bir üye ülkede belirli bir alanı ayrı ayrı incelemektense belirli alandaki politikaların üye ülkeleri ve OECD alanı dışındaki diğer ülkeleri topluca nasıl etkilediği üzerinde yoğunlaştırmaya başlamıştır. Öte yandan, G 20 platformuna yaptığı çalışmalarla da katkı vermektedir.
OECD temel ilkeleri ve üyelik şartları, demokrasi, insan haklarına ve yurttaş özgürlüğüne bağlılık, açık pazar ekonomisi çerçevesinde istikrarlı gelişme olarak sıralanabilir.
OECD ekonomik gelişme ve refahın sağlanması amacıyla kamu politikalarının hemen her alanında teknik çalışmalar yürütmektedir. Makroekonomik politikalar başta olmak üzere; ticaret; tarım; vergi; finans; rekabet; eğitim; sağlık; çevre; sanayi; teknoloji, yeşil büyüme, sürdürülebilir kalkınma, istihdam, sosyal güvenlik ve uluslararası göç gibi hükümetlerin politika oluşturdukları çok geniş bir sahada faaliyet göstermektedir. Teşkilatın temel hedefi, bahse konu alanlarda üyelerini en güncel veri ve analizler ışığında en iyi politika seçenekleriyle donatmak, bu kapsamda küresel sorunlar için de gerekli çözümleri üretmektir.
OECD’nin Yapısı ve Organları
OECD'nin başlıca organları şunlardır:
- Konsey
- Komiteler
- Sekretarya
Konsey: Yönetim ve karar organıdır. Konsey her üye ülkeden ve Avrupa Birliği temsilcilerinden oluşmaktadır. Konsey, ayda bir veya iki kez düzenli olarak toplanmaktadır. Genel Sekreter Konseyin başkanıdır. Konsey Genel Sekreterliğin tavsiyelerini karara bağlar. Konsey yılda bir kez önemli konuları tartışmak için ve OECD çalışmalarının önceliklerini belirlemek üzere Bakanlar düzeyinden toplanmaktadır. Konsey'de kararlar oybirliği ile alınmaktadır.
Komiteler: 38 ülkenin temsilcileri, fikir alışverişinde bulunmak ve ekonomi, ticaret, bilim, istihdam, eğitim ve mali piyasalar gibi önemli politika alanlarındaki gelişmeleri incelemek için uzmanlaşmış komitelerde bir araya gelmektedirler. Halen Örgüt bünyesinde 300'den fazla komite, çalışma grubu ve uzmanlar grubu bulunmaktadır. Üye ülkelerin yanı sıra davet edildikleri veya talepkâr oldukları takdirde üye olmayan ülkeler ve uluslararası örgütler de gözlemci veya katılımcı statüsüyle toplantılarda yer alabilmektedir. Yıllık 40.000 kadar ülke temsilcisi toplantılara katılım sağlamaktadır.
Sekretarya: 3500’den fazla OECD görevlisi Paris'te komitelerin faaliyetlerine destek olmak için çalışmaktadır. 15 adet Direktörlükte görevli ekonomist, hukukçu, bilim adamı ve farklı meslekten uzman, araştırma ve incelemeleri gerçekleştirmektedir. Sekretaryanın başkanlığını Genel Sekreter deruhte etmektedir ve kendisine dört Genel Sekreter Yardımcısı destek vermektedir. Genel Sekreter ulusal temsilcilerle Sekretarya arasındaki temel bağı sağlayan Konsey'e de başkanlık etmektedir. Halen görevde olan Genel Sekreter Mathias Cormann’dır (Avustralya).
OECD’nin Bütçesi
OECD’nin 2024 yılı bütçesi 352 milyon Avro’dur. Bu bütçenin 229,9 milyon Avrosu üye ülkelerin ekonomik büyüklüğüne bağlı zorunlu olarak yaptıkları katkılardan oluşmaktadır (Part I). 2024 yılı itibarıyla en büyük katkıyı %18,3 ile ABD yaparken, onu %8,5 ile Japonya ve %7,6 ile Almanya takip etmektedir. Ülkemizin 2024 yılı katkısı zorunlu bütçenin %1,9’u kadardır. Gönüllülük esasına göre katılıma açık programların bütçesi (Part II) ise 122.1 milyon Avro’dur.
OECD ile ilişkiler
OECD ile İlişkiler
Ülkemiz, OECD’nin kurucu 20 üyesinden biri olarak OECD çalışmalarına aktif şekilde katılmakta ve katkı sağlamaktadır. Daimî Temsilciliğimiz 1961 yılından önce OEEC nezdinde, daha sonra 1961’den itibaren de OECD nezdinde faaliyet göstermektedir. Daimî Temsilciliğimiz bünyesinde Dışişleri Bakanlığı dışında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kadroları bulunmaktadır.
Bakanlığımız-OECD İlişkileri
Bakanlığımız OECD bünyesinde görev yapan ihtisas komitelerinden “İstihdam, İşgücü ve Sosyal İşler Komitesi (ELSA)”nin ulusal düzeyde eşgüdümünden sorumludur. Komite, işgücü piyasası politikalarının izlenmesi ve değerlendirilmesi, sosyal ve sağlık politikalarında yeni yönelimlerin belirlenmesi ve uluslararası göçün emek piyasasına etkileri gibi sosyal politikalardan sorumlu olup; bu alanda çalışmalar yapmaktadır. Komiteye bağlı olarak görev yapan üç çalışma grubu ve bir program bulunmaktadır. Bunlar; Göç Çalışma Grubu, İstihdam Çalışma Grubu, Sosyal Politika Çalışma Grubu’dur. ELSA Komitesi bünyesinde gerçekleştirilen toplantılara Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarından katılım sağlanmakta olup, gerekli raporlamaların yapılması, soru ve anket formlarının doldurulması Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmektedir.
Bakanlığımız ayrıca KOSGEB’in ulusal eşgüdüm sorumluluğunda olan “Yerel Ekonominin ve İstihdamın Geliştirilmesi Görev Gücü (LEED)” MEB’in sorumluluğunda olan “Eğitim Politikaları Komitesi”nde ilgili kurumlar arasında yer almaktadır.
OECD'nin Bakanlığımız görev alanına giren konularda yürüttüğü çalışmalar yakından izlenerek düzenlenen toplantılara katılım sağlanmakta, ülkemiz mevzuatı ve uygulamaları ile diğer ilgili konularda istenilen bilgi, belge ve görüşler hazırlanarak OECD'ye iletilmektedir.
İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Komitesi (ELSA)
Nüfusun ve işgücünün yaşlanması, işsizliğin artması ve yoksulluğun neden olduğu göçün ülke ekonomilerine artan etkileri İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Komitesi’nin temel çalışma alanlarıdır. Komite, istihdam, sosyal uyum, göç ve sağlık alanlarında yapılan çalışmalarla üye ülkelere istatistiksel bilgi ve analizler yoluyla politika önerilerinde bulunmakta, Hükümetlerin, iş çevrelerinin, sivil toplum temsilcilerinin ve akademisyenlerin bir araya getirilmesiyle bilgi, görüş ve deneyimlerin paylaşıldığı bir forum oluşturmaktadır.
Komite çalışmalarında üye ülkelerdeki istihdam oranlarının ve verimliliğin arttırılması; nüfusun yaşlanmasıyla ortaya çıkan sorunların çözümü amacıyla sosyal güvenlik sistemlerinin modernleştirilmesi; çalışanların niteliklerinin arttırılması; hem gönderen hem kabul eden ülkelerin çıkarları doğrultusunda uluslararası göçün yönetimi; yüksek performanslı sağlık sistemlerinin geliştirilmesi; kadınlar, göçmenler ve “az kalifiye işçiler” gibi işgücü pazarında yeterince temsil edilmeyen kesimlerin iş hayatına kazandırılması ve çalışanların kariyer açısından geliştirilmesi gibi konular ele alınmaktadır.
Komite ayrıca uluslararası göç eğilimlerini izlemekte, uluslararası göçün kontrol altında tutulması amacıyla neler yapılabileceği hususunu değerlendirmekte, göçün sosyal ve ekonomik etkileri vb. konuları irdeleyerek politika önerileri geliştirmektedir.
Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Ölçülmesi Programı
OECD Eğitim Direktörlüğü ile İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Direktörlüğü tarafından ortaklaşa yürütülen “Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Ölçülmesi Programı” (PIAAC), daha nitelikli bir işgücüne ulaşılmasını ve bu doğrultuda karşılaşılan zorlukların aşılmasını hedefleyen bir araştırma programıdır. Program, ülkelerdeki mevcut durumu analiz ederek ihtiyaç duyulan politika çerçevesini çizmeyi amaçlamaktadır.
Bakanlığımız, PIAAC’ın 2012-2016 yıllarını kapsayan II. turuna katılım sağlamıştır. Bu kapsamda, ülkemizde yetişkin becerilerinin durumu analiz edilmiş ve ilgili sonuçlar politika geliştirme süreçlerinde değerlendirilmiştir.
Program hakkında daha fazla bilgi ve raporlara bu bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz: https://www.ikg.gov.tr/tr/p%C4%B1aac/p%C4%B1aac-raporlari/
G20
Genel Bilgiler
G20’nin Kuruluşu, Amacı ve G20’ye Üye Ülkeler
25 Eylül 1999 tarihinde Vaşington’da gerçekleştirilen G-7 Maliye Bakanları ve Merkez Başkanları Toplantısında ortak bir bildiriyle kurulan G20 (Group of 20), küresel ekonomik istikrarın sağlanması ve teşvik edilmesi için ülkeler arasında gayrı resmi bir görüş alışverişi ve işbirliği ortamının sağlanmasını amaçlayan bir platform niteliğindedir.
Ülkemizin kuruluşundan bu yana üyesi olduğu “yükselen piyasa ekonomileri” ile gelişmiş ülkelerin bir araya geldiği G20 platformu ABD, Almanya, Arjantin, Avrupa Birliği Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye’den oluşmaktadır. 2023 yılı Hindistan Dönem Başkanlığı sırasında Afrika Birliği’nin de G20 üyesi olmasına karar verilmiştir. G20 ülkeleri, dünya ekonomisinin yaklaşık %85’ini; dünya ticaretinin %75’inden fazlasını ve dünya nüfusunun üçte ikisini temsil etmektedir.
Daimî bir sekretaryası bulunmayan G20’de her yıl bir üye ülke dönem başkanlığı görevini üstlenmektedir. Bu çerçevede başkanlık, bir önceki yılın, içinde bulunulan yılın ve bir sonraki yılın dönem başkanlarının oluşturduğu bir “troyka” tarafından işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Son beş yılın dönem başkanlığını sırasıyla S. Arabistan (2020), İtalya (2021), Endonezya (2022), Hindistan (2023) ve Brezilya (2024) üstlenmiş olup, 19 Kasım 2024 tarihi itibarıyla Güney Afrika 2025 yılı G20 dönem başkanlığını üstlenmiştir.
G20 Çalışma Mekanizması
G20 çalışmaları iki temel kanal üzerinden yürütülmektedir. Birinci kanal, ülkelerin Finans’tan Sorumlu Bakanları, Müsteşarları ile Merkez Bankası Başkan ve Başkan Yardımcılarının oluşturduğu “Finans Kanalı”dır. Finans kanalında küresel ekonomi, altyapı yatırımları, finansal düzenlemeler, uluslararası finansal mimari, uluslararası vergi ve iklim değişikliğinin finansmanı gibi konular ele alınmaktadır.
İkinci kanal ise “Şerpa Kanalı”dır. Şerpa kanalındaki çalışmalar, başlangıçta ilgili konuya özel “Görev Gücü (Task Force)” olarak ve geçici mahiyette (Dönem Başkanlığına özel) başlatılmakta, ilerleyen süreçte ilgili konunun süreklilik arz etmesi halinde, G20 Liderlerinin kararı ile “Çalışma Grubu” (Working Group) olarak kalıcılık kazanmakta ve faaliyetlerine her yıl devam etmektedir.
2024 yılı G20 Brezilya Dönem Başkanlığında, tarım, yolsuzlukla mücadele, kültür, afet risklerinin azaltılması, kalkınma, dijital ekonomi, eğitim, istihdam, enerji dönüşümü, çevre ve iklim sürdürülebilirliği, sağlık, turizm, ticaret ve yatırımlar, araştırma ve inovasyon ile kadınların güçlendirilmesi konularından sorumlu 15 Çalışma Grubu faaliyet göstermiştir. G20’nin istihdam kanalındaki çalışmalarının ulusal eşgüdümünden Bakanlığımız sorumludur.
Öte yandan yine 2024 yılında İklim Değişikliğine Karşı Küresel Seferberlik ve Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak olmak üzere iki adet Görev Gücü ile Biyoekonomi İnisiyatifi de G20 düzeyinde çalışmalar yürütmüştür.
Bu çalışmalara IMF, Dünya Bankası Grubu, OECD, Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), Finansal İstikrar Kurumu (FSB), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) gibi uluslararası kuruluşlar da teknik destek sağlamaktadır.
Üye ülkelerin yanı sıra her yıl dönem başkanlığını yürüten ülke tarafından belirli sayıda ülke daha toplantılara gözlemci olarak davet edilmektedir. Bununla birlikte, İspanya ve özellikle son yıllarda Hollanda, G20 faaliyetleri bakımından neredeyse kalıcı bir misafir ülke statüsüne haiz olup düzenli olarak G20 çalışmalarına iştirak etmektedir.
Sivil toplumun da katkılarının ve görüşlerinin alınabilmesi için G20 ile ilişkili çeşitli etkileşim grupları oluşturulmuştur. Bu kapsamda, üye ülkelerin özel sektör temsilcileri (B20), işçi sendikaları (L20), düşünce kuruluşları (T20), sivil toplum kuruluşları (C20), gençlik oluşumları (Y20), kadın grupları (W20), şehir diplomasi inisiyatifi (U20), anayasal yargı organları girişimi (J20), parlamento işbirliği (P20), yeni işletmeler (STARTUP20), yüksek denetim kurumları (SAI20), okyanuslarla ilgili meselelerden sorumlu kurumlar (O20) ve akademi (S20) de G20 süreçlerine fikri destek vermekte ve bazı resmi toplantılara katılım sağlamaktadırlar.
G20 İle İlişkiler
G20 İstihdam Kanalı – Kısa Tarihçe
Küresel finans krizinin istidama etkilerinin kalıcı hale gelmesi ve istihdamın ekonomiye olumlu katkıları nedeniyle 2009 yılında ABD’de düzenlenen Pittsburgh Liderler Zirvesi’nde Çalışma Bakanları’nın da düzenli olarak bir araya gelmesi ve çalışmalarını Liderlere sunması kararı alınmıştı.
G20 Ülkelerinin Çalışma ve İstihdamdan Sorumlu Bakanları ilk defa ABD’nin ev sahipliğinde 2010 yılında Vaşington’da bir araya gelmişlerdir. G20 Çalışma Bakanları toplantılarında görüşülecek konuları teknik düzeyde çalışan ve tartışan İstihdam Görev Gücü ise 2011 yılında Cannes’da düzenlenen Liderler Zirvesi’nde alınan karar sonucu kurulmuştur. Bu gruba ilk olarak genç istihdamı alanında çalışma yapması görevi verilmiş, ardından görev süresi her yıl uzatılarak, uluslararası kuruluşların da desteğiyle, çalışma hayatı ve istihdam alanındaki farklı konularda da teknik çalışmalar yapması görevi verilmiştir.
2014 Avustralya Dönem Başkanlığı kapsamında düzenlenen Brisbane Liderler Zirvesi’nde alınan kararla, İstihdam Görev Gücü’nün daimi bir Çalışma Grubu’na dönüştürülmesine karar verilmiştir. Bu grubun çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlığımız tarafından hazırlanmış ve üyelerin de kabulünün ardından çalışmalarına ilk defa Ülkemizin Dönem Başkanlığında başlamıştır.
Bakanlığımız ve G20
Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan en büyük ülkeleri bir araya getiren G20 platformuna büyük önem vermekte, G20’nin çalışmalarına aktif katkı sağlamaktadır.
Ülkemiz 1 Aralık 2014 tarihinde üstlendiği G20 Dönem Başkanlığı sırasında pek çok yeniliğe imza atmış, 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya’da düzenlenen Liderler Zirvesi ile Dönem Başkanlığını başarıyla tamamlamıştır. G20 kapsamında ilk defa En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) Türkiye’nin kapsayıcı G20 gündeminde önemli bir yer işgal etmiştir. Türkiye, 2015 yılına kadar G20 düzeyinde faaliyet gösteren 5 adet açılım grubuna, 6’ncı olarak Kadın 20’yi (W20) dahil etmiş, istihdam piyasasından dışlanma riski yüksek olan gençlerimizin istihdama kazandırılması için sayısal bir hedef belirlemiştir. G20 Antalya (Gençlik) Hedefi olarak anılan bu taahhüt kapsamında G20 Liderleri, istihdam piyasasından kalıcı olarak dışlanma riski bulunan gençlerin oranını 2025 yılına kadar %15 oranında azaltmayı somut bir hedef olarak önlerine koymuşlardır. Ayrıca 2015 yılı Dönem Başkanlığımız sırasında G20’nin istihdam kanalında “Görev Gücü” olarak yürütülen faaliyetler, “G20 İstihdam Çalışma Grubu” adı altında kalıcı hale getirilmiş ve söz konusu Çalışma Grubu’nun görev tanım belgesi de yine Dönem Başkanlığımız sırasında oluşturulmuştur. 2015 yılı Bakanlığımızın öncülük ettiği istihdam kanalındaki faaliyetler kapsamında ücret eşitsizlikleri konusu ilk kez gündeme getirilmiş, eşitsizliklerle mücadele edebilmek için takip edilebilecek politika öncelikleri belirlenmiştir. Yine, Dönem Başkanlığımızın önceliklerinden biri olan “Uygulama” konusunda da Türkiye verilen taahhütlerin ve kabul edilen stratejilerin uygulanması konusuna önem vermiş, bu doğrultuda izleme mekanizmalarının kurulmasına öncülük etmiştir. İş sağlığı ve güvenliği alanında ise Dönem Başkanlığımız döneminde Bakanlığımızın girişimiyle kurulan G20 İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Ağı (G20 OSH Network), bugün halen aktif bir şekilde faaliyet göstermektedir. Ülkemiz ve ABD’nin eş başkanlığını yürüttüğü bu Ağ, İstihdam Çalışma Grubu altında uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesine katkı sağlamaktadır.
Bakanlığımız G20 İstihdam Çalışma Grubu’nun ulusal eşgüdümünden sorumlu olup yıl içerisinde düzenlenen G20 İstihdam Çalışma Grubu toplantılarına teknik düzeyde, G20 Çalışma ve İstihdam Bakanları Toplantılarına ise Bakan düzeyinde aktif olarak katılım sağlamaya devam etmektedir.