Bakan Işıkhan, “Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması Programı” na Katıldı
23 Haziran 2025, Pazartesi
Bakan Işıkhan, “Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması Programı” na Katıldı
Bakan Işıkhan, “Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması Programı” na Katıldı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle ATO Congresium'da Memur-Sen tarafından düzenlenen “Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması” programına katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in 1 milyon 79 bin kişilik kadrosuyla uluslararası sendikacılık faaliyetlerinde önemli bir ivme yakaladığını kaydederek, “25 ülkeden 33 konfederasyonun yer aldığı 30 milyona aşkın emekçiyi temsil eden Uluslararası Emek Konfederasyonunun kuruluşuna öncülük etmiştir. Diğer taraftan, aynı zamanda bir sendikacılık mektebi olan Genç Memur-Sen, geleceğimizin mihmandarı gençlerimizin akademik, sosyal ve kültürel gelişimleri için pek çok çalışmayı hayata geçiriyor. Kadın komisyonumuz artan asimetrik tehditler karşısında aile kurumuna sahip çıkan faaliyetler gerçekleştiriyor. Daha burada saymayacağımız nice başarıyı, nice faaliyeti, nice önemli çalışmayı gerçekleştiren Memur-Sen'le iftihar ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi ve 86 milyon vatandaşın daha müreffeh bir ülkede yaşaması için göreve geldikleri ilk günden bu yana aşkla, şevkle, aralıksız çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, 23 yıllık iktidarlıklarında Allah'ın yardımı, aziz milletin desteğiyle sayısız engelleri aştıklarını, her alanda çok önemli mesafeler katettiklerine de değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek anayasa gerekse kanun ve mevzuat düzeyinde yaptıkları düzenlemelerle toplumun tüm kesimlerinin önünü açtıklarını aktararak, kamu hizmetlerinin etkin, hızlı, eşit ve verimli bir şekilde millete sunulabilmesi için gerekli tüm tedbirleri aldıklarını ifade etti.
"2023'te 460 Bin Sözleşmeli Personeli Kadroya Geçirdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarlıkları döneminde demokratik haklar konusunda son derece önemli atılımlar gerçekleştirdiklerine vurgu yaptı.
Bu kapsamda, 2002 ile 2010 yıllarında kamu çalışanlarına ilave bir derece verdiklerini anımsatan Erdoğan, disiplin cezalarının affedilmesinden, disiplin kurullarında sendika temsilcilerinin yer almasına kadar çalışanların lehine adımlar attıklarını söyledi.
Aile yardımı ödeneğini artırdıklarını, çocuk yardımlarını güçlendirdiklerini ve engelli yakını olan memurlara tayin kolaylığı getirdiklerini hatırlatan Erdoğan, "Refakat izni tanıdık. Maaş promosyonlarının tamamının kamu görevlilerine ödenmesini sağladık. 2010 Anayasa referandumu ile kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getirdik. Toplu sözleşme primlerini toplu sözleşme ikramiyesine dönüştürdük. Emekli memurlarımızın maaş ve ikramiyelerinde ciddi artışlar yaptık. 2011 ve 2013 yıllarında 280 bin, 2023'te ise 460 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik" diye konuştu.
Bir dönem Türkiye'nin en temel sorunlarından birinin ayrımcılık olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu görevlilerinin sırf inançlarını yaşamaya çalıştıkları için fişlendiğini, baskıya maruz kaldığını, sadece dinini hayatına tatbik ettiği için "irticacı, gerici, tarikatçı, yobaz" denilerek tahkir edildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başörtüsüne yönelik faşizan, yasakçı uygulamalara son verdiklerini de hatırlattı.
“Tüm Çalışanların Ücretlerinde Asgari Ücret Tutarı Kadar Gelir Vergisi Muafiyeti Getirdik”
Kamu görevlileri dahil tüm çalışanların ücretlerinde asgari ücret tutarı kadar gelir vergisi muafiyeti getirdiklerini kaydeden Erdoğan, 5 milyon 300 bin kişiyi kapsayan ek gösterge düzenlemesini hayata geçirdiklerini ifade etti.
Ana muhalefetin, Anayasa Mahkemesi'ne götürerek iptal ettirdiği toplu sözleşme ikramiyesi için yeni bir düzenleme yaparak, bu ikramiyenin sendika üyesi tüm kamu görevlilerine ödenmesini temin ettiklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa süre önce üniversite idari personelinin yer değişikliği çalışmasını başarıyla tamamlayarak yürürlüğe aldıklarını aktardı.
Erdoğan, kamuda sendika bilincini yaygınlaştırdıklarını, 2002'de kamu görevlilerinin sendikalaşma oranı yüzde 47,94 iken bunun 2024'te yüzde 75,18'e çıktığını bildirdi.
“2026-2027 Yıllarını Kapsayacak 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme Görüşmeleri Ağustos Ayında Başlayacak”
Türkiye'de 2002'de 650 bin 770 olan sendika üye sayısının bugün 2 milyon 251 bine yükseldiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"23 yıl önce 44 sendika varken, bugün 286 sendikamız mevcut. Özetin özeti mahiyetindeki bu tablo, bizim kamu sendikacılığının gelişip büyümesine verdiğimiz önemi çok net biçimde ortaya koyuyor. Burada şu hususu da ifade etmek isterim. 2025 yılı Ocak ayında yaptığımız zamlarla en düşük devlet memuru maaşını 43 bin 726 liraya ulaştırdık. Bu artışla birlikte 2002'den bu yana en düşük memur maaşındaki reel artış yüzde 266'ya yükseldi. Şimdi önümüzde yeni bir toplu sözleşme dönemi var. 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmeleri inşallah ağustos ayında başlayacak. Bu görüşmelerde sendikaların taleplerini can kulağıyla dinleyecek, gerçekleri gözetecek, ekonomimizin imkanlarıyla kamu çalışanlarımızın refahını dengeleyen bir yol haritası çizmeye özen göstereceğiz. Şunu tüm samimiyetimle vurgulamak arzusundayım, 23 yılda kamu çalışanlarımız için verdiğimiz mücadele, attığımız adımlar, hayata geçirdiğimiz reformlar ortadadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisi büyüdükçe, bundan ortaya çıkan katma değeri, toplumun tüm kesimlerine adaletli bir şekilde yayılmasını sağladıklarını söyledi.
Üreticiler, çiftçiler, emekçiler, sanayiciler gibi kamu görevlilerinin de haklarını layıkıyla korumanın, şartlarını iyileştirmenin ve onları enflasyona ezdirmemenin asli vazifeleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şimdiye kadar kamu görevlilerimizin sosyal, mali ve özlük haklarını nasıl geliştirdiysek, yeni dönem toplu sözleşme sürecinde de inşallah aynı prensiple hareket edeceğiz" dedi.
Tüm sıkıntılara rağmen son 2 yıldır kararlılıkla uygulanan ekonomi programının olumlu neticelerini almaya başladıklarına işaret eden Erdoğan, enflasyon hedefleri gerçekleştikçe, alım gücündeki artışın daha fazla hissedileceğini, bunun kazananının da 86 milyonun tamamının olacağı söyledi.
Kısa vadeli hesapların Türkiye'ye her zaman kaybettirdiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Popülizm bu millete geçmişte çok ağır faturalar yüklemiştir. Seçim meydanlarında bol keseden atıp tutup, şimdi belediye işçilerini kapı dışarı edenlerin kışkırtmalarına prim vermiyoruz. Dikkat ederseniz, bir tarafta İsrail ve ortakları komşumuz İran'a saldırıyor, diğer tarafta ana muhalefet partisinin genel başkanı yeniden gündeme getirdiği sorumsuz boykot listeleriyle Türk ekonomisine ve milli markalara alenen darbe vurmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
"Belediyeler üzerinden iş dünyasını, esnafı, tüccarı haraca bağlamış 3-5 yankesiciyi korumak adına utanmadan milletin ekmeğiyle oynuyor" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kimse kusura bakmasın, çevremiz ateş çemberiyle sarılıyken, böyle bir dönemde yeni boykot listeleriyle istihdam sağlayan milli markaları hedef göstermek gaflet değilse, ekonomiye savaş açmak demektir. Dünyayı takip eden, ülkesini seven, milletine karşı mesuliyet duygusu olan hiç kimse bu derece şuursuz, bu derece keyfi hareket edemez. Aslında biz bunların derdinin, kamu görevlilerimizin ve işçilerimizin hakları olmadığını geçmişte defalarca gördük. 'Kimseyi işten çıkarmayacağız.' dediler, ellerine fırsat geçince, on binlerce emekçiyi zerre acımadan kapının önüne koydular. Bugün de yandaşlarını zengin etmek, milletten çaldıklarıyla para kuleleri dikmek, ona buna hakaret etmeleri için milletin parasıyla trol orduları kurmak dışında hiçbir amaçlarının olmadığını çok iyi biliyoruz. Bırakın bizlere akıl vermeyi, normal şartlarda milletin içine çıkamayacak şahısların bizi çekmek istediği tuzağa asla düşmeyeceğiz. Doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kamuda çalışan yaklaşık 600 bin işçimizin toplu sözleşme süreçleri devam ediyor. Bu kardeşlerimizin kahir ekseriyeti, taşeron işçilikten kadroya aldığımız emekçilerimizden oluşuyor. Burada da hakkaniyetli ve rasyonel bir sonuca ulaşılacağına inanıyorum" dedi.
Çeşitli mağduriyetlere yol açan, koruyucu giyim ve donanım konusunda yaşanan sorunu da çözeceklerini belirten Erdoğan, geçen hafta bununla ilgili kanun teklifinin AK Parti Grubu tarafından Meclis Başkanlığına sunulduğunu anımsattı.
Memur-Sen'in 30. yılının Türkiye, millet, sendikalar ve kamu çalışanları için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Memur-Sen ailesinin hizmetle, mücadeleyle, başarıyla dolu daha nice 30 yıllara erişmesini temenni etti.
“Bugün Memur-Sen, Gazze’de Soykırım Yapan İsrail’e Karşı En Sert Tepkiyi Gösteren Sendikalarımızın Başında Geliyor”
Bakan Işıkhan ise, konuşmasının başında Memur-Sen’in Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan’ı ve Onursal Memur-Sen Genel Başkanı Zübeyir Yetik’i rahmetle andı.
İnan ve dava arkadaşlarının başlatmış olduğu emek ve erdem mücadelesinin bugün Memur-Sen gibi koca bir çınara dönüşerek bir milyonu aşkın üyesiyle Türkiye’nin en büyük memur sendikası konfederasyonu haline geldiğini aktaran Işıkhan, “Memur-Sen günümüze kadar sadece kamu görevlilerimizin mali ve özlük haklarını geliştirmekte kalmamış aynı zamanda dünyada mazlumların da sesi olmuştur. Bugün Memur-Sen, Gazze’de soykırım yapan İsrail’e karşı en sert tepkiyi gösteren sendikalarımızın başında geliyor” diye konuştu.
Bakan Işıkhan, kamu, özel, sivil toplum ya da akademi farketmeksizin ortak arzunun Türkiye’nin birliği, dirliği, milletin huzur ve refahı olduğuna vurgu yaparak, “Türkiye’nin güçlenmesi, ekonomimizin büyümesi, insanlarımızın gelecek kaygısı yaşamadan iş, güç sahibi olması ve refahımızın yükseltilmesi için hep birlikte çalışıyor, mevcut sorumlarımıza da kalıcı çözümler üretiyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümet olarak, sosyal diyalog anlayışıyla sendikalarımızla birlikte eşgüdüm halinde yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Birlik ve Beraberlik Duygusu Güçlü Bir Toplum ve Güçlü Bir Devlet Mekanizması İle Mümkün Olabilmektedir”
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan sendikaların büyümesi ve gelişmesi için örgütlenmelerine destek olduklarının altını çizen Işıkhan, “Toplu sözleşmeler aracılığıyla kamuda nitelikli hizmetin üretilmesini ve sunulmasını sağlayan fedakar kamu görevlilerimizin mali ve özlük haklarını günün koşullarını dikkate alarak sürekli geliştiriyoruz. Elbette şunu çok iyi biliyoruz ki bu birlik ve beraberlik duygusu güçlü bir toplum ve güçlü bir devlet mekanizması ile mümkün olabilmektedir” dedi.
“Adil ve Daha Müreffeh Bir Sistemin İnşaası İçin Çok Sesli Bir Sendikal Yapıya ve Çalışma Hayatına Sahibiz”
Bakan Işıkhan, Türkiye’nin karanlık ve vesayet dolu dönemlerden geçtiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uğruna çok bedeller ödenen emek mücadelesi ve sendikal faaliyetler Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın liderlik ettiği siyasi reformlar ve Memur-Sen gibi bu toprakların değerlerine sahip çıkan sivil toplum kuruluşlarımız sayesinde ülkemiz bu vesayet zincirinden kurtulmayı başarmıştır. Bugün, herkesin kendini özgürce ifade edebildiği ve kendine yer bulabildiği daha adil, daha müreffeh bir sistemin inşaası için çok sesli bir sendikal yapıya ve çalışma hayatına sahibiz.”
Memur-Sen’in kuruluşunun 30. Yıldönümünü kutlayan Bakan Vedat Işıkhan, Genel Başkan Ali Yalçın ve Memur-Sen’in üyelerine teşekkür ederek, “Memur-Sen gibi toplumun vicdanını temsil eden yüz akı sivil toplum kuruluşlarımızın desteğiyle Türkiye Yüzyılı’nın kaçınılmaz olacağına yürekten inanıyorum” dedi.