İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Sıkça Sorulan Sorular
Soru 1: 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulama kapsamı nedir?
6331 sayılı Kanun, kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine uygulanmakla birlikte bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekilleri, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanları kapsar.
Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri, afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, ev hizmetleri, çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar ve hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetlerinde çalışanlar anılan düzenleme kapsamında değildir.
Soru 2: İşyerindeki çırak ve stajyerler de Kanun kapsamında mıdır?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanmaktadır. Söz konusu Kanun ile çırak ve stajyerlerin kapsama dâhil edilerek mesleki risklerden korunmaları ve sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmaları güvence altına alınmıştır.
Dolayısıyla diğer çalışanlar gibi çırak ve stajyerler için de işverenin 6331 sayılı Kanun kapsamında yükümlülükleri söz konusudur. Örneğin İSG hizmet alımında çalışan sayısına dahil edilmesi zorunlu olmayan çırak ve stajyerlere de iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmelidir. Bu yükümlülükler, bu kişilerin mesleki eğitim görecekleri işyerlerinin işverenleri tarafından sağlanmalıdır.
Soru 3: 6331 sayılı Kanunda yer alan işveren vekili kimdir?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında “İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılır.” ifadesi bulunmaktadır.
Bu kapsamda; kamu kurumları dahil işyerlerinde kurumu/işyerini ve teşkilatını temsile, sevk ve idareye yetkili, teşkilatın en üst amiri ile bu amirin emrinde ve onun yardımcısı olup hizmetleri amir adına, amirin direktif ve emirleri yönünde mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlemek ve yürütmekle yükümlü olan kişiler işveren vekili olarak kabul edilir. Örneğin Bakanlıklarda; Bakan ve Bakan yardımcısı, kurumlarda kurum başkanı ve yardımcısı, illerde il müdürü ve yardımcısı işveren vekili olarak değerlendirilir.
Soru 4: İşverenin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili yükümlülükleri nelerdir?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca işverenler, işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, çalışanların ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi ile yükümlüdür.
İşverenin genel yükümlülükleri, Kanunun özellikle 4 üncü maddesinde düzenlenmiş olup 6331 sayılı Kanun; 30.12.2012 tarihinden itibaren bütün işverenlere aşağıda özetlenen yükümlülükleri getirmiştir:
• İşyerinde risk değerlendirmesi yapılması,
• Acil durum planlarının hazırlanması, yangınla mücadele ve ilk yardım çalışmalarının yapılması,
• Tahliye planının yapılması,
• İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildiriminin yapılması,
• Sağlık gözetiminin gerçekleştirilmesi,
• Çalışanların bilgilendirilmesi,
• Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesi,
• Çalışan temsilcisinin/temsilcilerinin görevlendirilmesi,
• Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurulması,
• Diğer işverenler ile İSG çalışmalarında koordinasyonun sağlanması.
Bu amaçla işverenler; çalışanları arasından ilgili yönetmeliklerde belirtilen nitelikleri haiz bir veya birden fazla işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı görevlendirir. İşyeri hekimlerinin nitelikleri, çalışma süreleri vs. ile ilgili hususlar 20.7.2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte; iş güvenliği uzmanlarının nitelikleri ile ilgili bilgiler ise 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte bulunmaktadır. On ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri ayrıca diğer sağlık personeli görevlendirmek ile yükümlü olup işyerinde tam süreli işyeri hekimi görevlendirildiği takdirde diğer sağlık personeli görevlendirilmesi zorunlu değildir. İşverenler, işyerinde gerekli niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde yukarıda yer verilen yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını, OSGB’lerden hizmet alarak yerine getirebilir.
Diğer taraftan belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini işveren kendisi üstlenebilir. Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan ancak 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekilleri, Bakanlıkça ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendileri yürütebilirler. Anılan eğitimler Genel Müdürlükle protokol imzalamış kurum, kuruluşlar veya üniversiteler aracılığıyla verilmektedir.
İşverenler ayrıca; işyerinde görev yapan işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli ile hizmet alınan OSGB’lerin İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre geçerli yetki belgesi ile görevlendirilmesinden sorumludur. İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili görevlendirilen personelin etkin bir şekilde çalışması amacıyla gerekli kolaylığı sağlamak ve bu hususta planlama ve düzenleme yapmakla, görevlendirdiği kişi veya OSGB’lerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılamakla, işyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürütenler arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla, görevlendirdiği kişi veya hizmet aldığı OSGB’ler tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirmekle, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin görevlerini yerine getirebilmeleri için, Bakanlıkça belirlenen sürelerden az olmamak kaydı ile yeterli çalışma süresini sağlamakla, çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali yargı kararı ile kesinleşen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanını Genel Müdürlüğe bildirmekle yükümlüdür.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere işyerinden personel görevlendirilse veya OSGB’lerden hizmet alınsa bile işverenin bu hizmetlere ilişkin yükümlülükleri ve sorumlulukları devam eder.
Soru 5: İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işyerinde İSG profesyonellerinin görevlendirilmesi ne zaman yürürlüğe girecektir?
27.12.2023 tarihli ve 7491 sayılı Kanun ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun yürürlüğe ilişkin 38 inci maddesi;
“MADDE 38 – (1) Bu Kanunun;
a) (Değişik: 12/7/2013-6495/56 md.) 6 ve 7 nci maddeleri;
1) 4857 sayılı İş Kanununun mülga 81 inci maddesi kapsamında çalışanlar hariç kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 31/12/2024 tarihinde,
2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 1/1/2014 tarihinde,
3) Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,
b) 9, 31, 33, 34, 35, 36 ve 38 inci maddeleri ile geçici 4, geçici 5, geçici 6, geçici 7 ve geçici 8 inci maddeleri yayımı tarihinde,
c) Diğer maddeleri yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,
yürürlüğe girer.” şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan özel sektöre ait işyerlerinde Kanun’un 6 ve 7 nci maddeleri yürürlüğe girmiş olup 31/12/2024 tarihi geçildiğinden dolayı, kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için de Kanun'un 6 ve 7 nci maddelerinde yer alan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirme zorunluluğu ile iş sağlığı ve güvenliğinin desteklenmesi hususları yürürlüğe girmiştir.
Soru 6: İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kamu kurumlarında nasıl sağlanır?
27/12/2023 tarihli ve 7491 sayılı Kanun ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 38 inci maddesinin birinci fırkasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "31/12/2023" ibaresi "31/12/2024" şeklinde değiştirilmiş olmakla birlikte bir başka değişiklik ve öteleme yapılmadığından kamu işyerlerinde de artık iş sağlığı ve güvenliği profesyoneli görevlendirme zorunluluğu 31/12/2024 tarihi itibarıyla başlamıştır. Ayrıca meri Kanun’un risk değerlendirmesi, acil durum planları, yangınla mücadele, sağlık gözetimi, iş kazalarının bildirimi, çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesi, çalışanların bilgilendirilmesi, çalışan temsilcisinin veya temsilcilerinin görevlendirilmesi, iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurulması gibi hükümleri yürürlükte olduğundan tüm bu yükümlülükler ile Kanun ve alt mevzuatında bahsedilen diğer tüm yükümlülükler yerine getirilmelidir.
Soru 7: İş sağlığı ve güvenliği hizmetinin işverence üstlenilmesi için şartlar nelerdir?
50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde sağlık gözetimi dışındaki hizmetler, Genel Müdürlükle protokol imzalamış kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, işçi ve işveren kuruluşları veya üniversiteler aracılığıyla verilen eğitimleri tamamlayarak yapılacak sınavda başarılı olmaları hâlinde işveren veya işveren vekilince de yerine getirilebilir. Örneğin, elliden az çalışanı bulunan bir hukuk bürosu, muhasebe bürosu terzi dükkânı, manav, market, apartmanlar vb. işyerlerinin işveren veya işveren vekilleri sağlık gözetimi dışında hizmetleri kendileri verebilirler. Sağlık raporları ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden alınabilir.
Elliden az çalışanı olup az tehlikeli sınıfta yer alan ve yapılan eğitime katılarak e-sertifika almaya hak kazanan işveren veya işveren vekillerinin kendi işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetini üstlenmeleri hâlinde görevlendirmelerin İSG-KATİP üzerinde yapılması gerekmektedir.
Soru 8: İşveren veya işveren vekili olarak alınan sertifika kaç işyerinde kullanılabilir?
Söz konusu sertifikayı almaya hak kazanan işveren veya işveren vekilleri, elliden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan sadece bir işyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilirler.
Soru 9: Kamu kurumlarında İSG Profesyonellerinin görevlendirilmesi nasıl sağlanır?
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu işvereni önce çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmesi konusunda teşvik etmektedir. Eğer çalışanları arasında gerekli niteliklere haiz çalışan yoksa bu hizmetlerin işyeri dışından Bakanlığımızca yetkilendirilmiş birimlerden alınması gerekmektedir. Kamu kurumları da bu personelleri kendi çalışanları arasından veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarından görevlendirebilir. Ayrıca kamu kurumları hizmet alımı yöntemiyle de Bakanlığımızca yetkilendirilmiş birimlerden hizmet alabilirler.
Soru 10: İş sağlığı ve güvenliği alanında işverenlere yönelik destek ve teşvik uygulamalarınız nelerdir?
İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği alanında gerekli tedbirlerin alınması ve İSG hizmetlerinin sağlanması amacıyla Bakanlığımızca işverenlere 2 ayrı destek mekanizması sağlanmaktadır:
a) 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 7 nci maddesi gereğince 10’dan az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından devlet desteği sağlanmaktadır. İşverenlerin bu destekten faydalanmasında işverenin Türkiye genelinde tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalıştırılan toplam sigortalı sayısı esas alınmaktadır. İşyerlerinin bu destekten faydalanması için İSG-KATİP sistemine kayıtlı onaylanmış ve devam eden iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesine ilişkin, hizmet sunucusu ile yapılmış bir sözleşmesinin olması şarttır. Bu destek, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için sağlanacak iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedelinin sigortalı başına günlük miktarı 16 yaşından büyük sigortalılar için belirlenen prime esas kazanç alt sınırının günlük tutarının sırasıyla %1,4 ve %1,6’sı kadar olacaktır. Destek kapsamında iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında hizmet sunucularından alınabilecektir.
b) Aynı Kanunla 10'dan fazla çalışanı bulunan ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarının azaltılabilmesi amacıyla teşvik sistemi getirilmiştir. 6331 sayılı Kanun kapsamında çok tehlikeli sınıfta yer alıp 10'dan fazla çalışanı bulunan ve üç yıl içinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen işyerlerinde çalışanların işsizlik sigortası işveren payı; teşvik olarak bir sonraki takvim yılından geçerli olmak üzere ve üç yıl süreyle %1 olarak alınmaktadır
Soru 11: İSG profesyonellerinin (işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, diğer sağlık personeli) yetkileri nelerdir?
• İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir.
• Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur.
• Bildirilen eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirilir.
• İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür
Soru 12: İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin hizmet süreleri nasıl belirlenir?
20.7.2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik ile 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik uyarınca iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin işyerlerine sunacağı hizmete ilişkin sürelerin belirlenmesinde işyerinin çalışan sayısı ve tehlike sınıfı esas alınmaktadır. Eğer işyeri belli bir büyüklüğün üstünde ise yine tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre tam süreli iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmesi gerekmektedir. Bu süreler iş güvenliği uzmanları için çalışan başına ve tehlike sınıfına göre 10 dakika, 20 dakika ve 40 dakika şeklinde belirlenmiştir. İşyeri hekimleri için ise süreler çalışan başına ve tehlike sınıfına göre 5 dakika, 10 dakika ve 15 dakika şeklinde belirlenmiştir.
İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin görevlendirilmesine ilişkin zorunlu çalışma sürelerinin hesabında; 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki öğrenci statüsünde olan çırak ve stajyerler, toplam çalışan sayısına dâhil edilmez
Soru 13: Kamu kurumlarında İSG Profesyonellerine ödenecek ücretler nasıl belirlenir?
İSG profesyonellerinin görevlendirilmesine ilişkin yükümlülüğün yürürlüğe girmiş olduğu İdarelerde;
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 8 inci maddesi yedinci fıkrasında yer alan "Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğine haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme, hizmet alan kurum tarafından yapılır. Bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde, günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam seksen saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz." hükmüne binaen iş güvenliği uzmanı olma niteliğine haiz personele, asli görevinin yanında çalışmakta oldukları kurumda veya diğer kurumlarda iş güvenliği uzmanlığının ikinci görev olarak verilebileceği ve bu şekilde ikinci bir görev verilen personele ilave ücret ödenmesi mümkündür.
Devlet memuru olup iş güvenliği uzmanı niteliğine haiz kişiler özel sektörde gelir getirici bir faaliyette bulunamaz. Ancak 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 12’nci maddesinde yapılan düzenlemeye göre kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olan ve yöneticilik görevi bulunmayan tabipler ile aile hekimleri kurum ve kuruluşlarındaki çalışma saatleri dışında ve kurumlarının izniyle aylık otuz saati geçmemek üzere iş yeri hekimliği yapabilir
Soru 14: Kamu kurumlarında İSG kurulu nasıl oluşturulur?
18/01/2013 tarihli ve 28532 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik uyarınca işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurulması hususundaki yükümlülük elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerini kapsar. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde; asıl işveren ve alt işverenin çalışan sayıları ayrı ayrı elli ve daha fazla ise asıl işveren ve alt işveren ayrı ayrı kurul kurar. Alt işverenin çalışan sayısı elli ve daha fazla, asıl işverenin çalışan sayısı ellinin altında ise işyerinde kurul alt işverence oluşturulur. Asıl işveren ve alt işverenin çalışan sayıları ayrı ayrı ellinin altında ve toplam çalışan sayısı elliden fazla bulunduğu durumlarda ise koordinasyon asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur. İşverenlerden birinin kurul kurma yükümlülüğü bulunması hâlinde; yükümlü bulunmayan işveren, diğer işverence kurulan kurula işbirliği ve koordinasyonu sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.
Soru 15: İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi nasıl yapılır?
İşveren; iş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde ve sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını da, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir. (https://uyg.sgk.gov.tr/IsvBildirimFormu/welcome.do)
Soru 16: Asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunan işyerlerinde İSG hizmetleri ile ilgili yükümlülükler nasıl yerine getirilir?
4857 sayılı İş Kanununun Tanımlar Başlıklı 2. maddesinin yedinci fıkrasında “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” şeklinde asıl işveren – ait işveren ilişkisi tanımlanmıştır.
Alt işverenlik hizmeti alan asıl işveren, kendi işyeri ve çalışanları için 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Benzer şekilde alt işverenler de çalışanlarının hizmet sundukları işyerinin görev yaptıkları bölümlerine özgü risk değerlendirmesi çalışmaları da dâhil olmak üzere, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi, çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sağlanması gibi Kanun hükümlerinin yerine getirilmesinden kendi çalışanlarına karşı ayrıca yükümlüdürler. Asıl işverence İSG profesyonellerinin alacağı hizmet süreleri hesaplanırken alt işverenin çalışanları işyerinin toplam sayısına dâhil edilmez.
Bununla birlikte asıl işverene ait bir işyerinde çalışmakta olan alt işverenlerin mevcudiyeti de asıl işverenin 6331 sayılı Kanun kapsamında işyerinde yürüteceği çalışmalarda dikkate alınmalı, önlemler buna göre geliştirilmelidir. Sonuç olarak; asıl işverenin alt işveren çalıştırdığı işyerlerinde müteselsilen sorumlu olması nedeniyle, alt işverenleri arasında iş sağlığı ve güvenliği konusunda koordinasyonu sağlaması gerekmektedir.
Soru 17: Geçici veya belirli süreli işlerde işverenin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülükleri nelerdir?
23.08.2013 tarihli ve 28744 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Geçici veya Belirli Süreli İşlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Yönetmelik” in 6 ve 7 nci maddelerinde; işveren, belirli süreli işlerde veya geçici süreli iş ilişkilerinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 16 ncı maddesinde belirtilen bilgilendirme yükümlülüğü saklı kalmak kaydı ile çalışanlara; işe başlamadan önce yapacakları işin ne olduğu ve bu işte karşılaşacakları riskler hakkında gerekli bilgiler ile özellikle yapılacak işin gerektirdiği mesleki bilgi, yetenek, tecrübe ve gerekli sağlık gözetiminin neler olduğu konusunda bilgi verilmesini sağlar. Ayrıca iş nedeniyle ortaya çıkabilecek ilave özel riskler açıkça belirtilir.
Ayrıca 6331 sayılı Kanunun 17 nci maddesi hükmü ile birlikte işveren, belirli süreli veya geçici süreli iş sözleşmeleri ile istihdam edeceği çalışanların bilgi ve tecrübelerini de dikkate alarak, yapacakları işin niteliğine uygun yeterli eğitim almalarını sağlar.
15.05.2013 tarih ve 28648 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında işverenin, çalışan fiilen çalışmaya başlamadan önce, çalışanın yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini sağlayacağı ve yine aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinde eğitimlerde geçen sürenin çalışma süresinden sayılacağı hüküm altına alınmıştır
Soru 18: Sağlık gözetimi kapsamında yükümlülükler nelerdir, muayeneler hangi periyotlar ile yapılmalıdır?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu Kanuna göre yayımlanan alt düzenlemeler uyarınca çalışanların, işe giriş muayeneleri yapılmadan işe başlatılması veya çalışmakta olanların periyodik muayenesi yapılmadan işe devam etmesi mümkün değildir.
6331 sayılı Kanunun “Sağlık gözetimi” başlıklı 15 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz. Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınır. 50’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir. Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.
20.07.2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasının sağlık gözetimi ile ilgili olan (c) alt bendinde de;
“1) Sağlık gözetimi kapsamında yapılacak işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler ile ilgili olarak çalışanları bilgilendirmek ve onların rızasını almak.
2) Gece postaları da dâhil olmak üzere çalışanların sağlık gözetimini yapmak.
3) Çalışanın kişisel özellikleri, işyerinin tehlike sınıfı ve işin niteliği öncelikli olarak göz önünde bulundurularak uluslararası standartlar ile işyerinde yapılan risk değerlendirmesi sonuçları doğrultusunda;
a) Az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç beş yılda bir,
b) Tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç üç yılda bir,
c) Çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç yılda bir,
defa olmak üzere periyodik muayene tekrarlanır. Ancak işyeri hekiminin gerek görmesi hâlinde bu süreler kısaltılır.”
Çalışanın rızası olmadan işe giriş ve periyodik muayeneler ile tetkiklerin yapılamayacağı ve çalışanların periyodik muayenelerinin ne sıklıkla yapılacağı hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte sağlık gözetimi kapsamında hangi testlerin ne sıklıkla yapılacağına, risk değerlendirmesinin sonuçları, çalışma ortamının özellikleri de göz önünde bulundurularak işyeri hekimi karar vereceğinden bu periyotların öne çekilebilmesi de mümkündür.
Soru 19: Çalışanın sağlığının uygun olmaması nedeniyle işi yürütemeyecek olması nasıl belgelenir ve kendisine başka görev verilebilir mi?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında; “tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz“ hükmü ile aynı maddenin üçüncü fıkrasında; "bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınır. 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir." hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca anılan Kanun'un “işverenin yükümlülükleri” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde işverenin "çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alacağı" hükmü bulunmaktadır.
Bununla birlikte, 20.07.2013 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde işyeri hekiminin görevleri arasında “özel politika gerektiren gruplar, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı alanlar, kronik hastalığı, madde bağımlılığı, birden fazla iş kazası geçirmiş olanlar gibi çalışanların, uygun işe yerleştirilmeleri için gerekli sağlık muayenelerini yaparak rapor düzenlemek, meslek hastalığı tanısı veya ön tanısı almış çalışanın olması durumunda kişinin çalıştığı ortamdaki diğer çalışanların sağlık muayenelerini tekrarlamak” bulunmakla birlikte, bu kapsamda “çalışanların yapacakları işe uygun olduklarını belirten işe giriş ve periyodik sağlık muayenesi ile gerekli tetkiklerin sonuçlarını Ek-2’de verilen örneğe uygun olarak düzenlemek” hükmü gereği İşe Giriş/Periyodik Muayene Formu düzenleme yetkisi işyeri hekimlerine verilmiştir. Kanunun 38 inci maddesi gereği, 31/12/2024 tarihine kadar kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirme zorunluluğu yürürlüğe girmediğinden bu durum farklılık göstermekte ve raporların kamu sağlık hizmeti sunucuları tarafından da düzenlenebileceği öngörülmüştü. Bu olanak devam etmekle birlikte işyeri hekimi görevlendirme zorunluluğu kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri içinde başladığından asıl olan bu raporları işyerinde görevlendirilen işyeri hekiminin düzenlemesidir.
Soru 20: Kişisel verilerin korunması kapsamında çalışanların sağlık kayıtlarına ilişkin verilerin eski işverenden alınması mümkün müdür?
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "Sağlık gözetimi" başlıklı 15 inci maddesinin beşinci fıkrasında, sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgilerinin gizli tutulacağı hüküm altına alınmış olmakla birlikte 4857 sayılı İş Kanunu'nun "İşçi özlük dosyası" başlıklı 75 inci maddesi; "İşveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren bu dosyada, işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu Kanun ve diğer kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır. İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür." hükmüne haizdir.
Öte yandan 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin "İşverenin sağlık ve güvenlik kayıtları ve onaylı deftere ilişkin yükümlülükleri" başlıklı 7 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında;
"(1) İşveren ilgili mevzuatta belirlenen süreler saklı kalmak kaydıyla;
a) İşyerinde yürütülen iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine ilişkin her türlü kaydı,
b) İşten ayrılma tarihinden itibaren en az 15 yıl süreyle çalışanların kişisel sağlık dosyalarını, saklar.
(2) Çalışanın işyerinden ayrılarak başka bir işyerinde çalışmaya başlaması hâlinde, yeni işveren çalışanın kişisel sağlık dosyasını yazılı olarak talep eder, önceki işveren dosyanın bir örneğini onaylayarak bir ay içerisinde gönderir." hükmü bulunmaktadır.
Bununla birlikte, kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemek üzere yürütümü Bakanlar Kurulunda bulunan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanunun 8 inci maddesinde, kişisel verilerin aktarılması kanunlarda açıkça öngörülmesi, bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması veya veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması hâlinde, kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Ayrıca aynı maddenin üçüncü fıkrasında da kişisel verilerin aktarılmasına ilişkin diğer kanunlarda yer alan hükümlerin saklı olduğu yönünde düzenleme yapılmıştır. Bu itibarla, eski ve yeni işveren arasında hukuka uygun olarak sağlık kayıtlarının paylaşılması mümkündür.
Soru 21: İşverenin onaylı deftere ilişkin yükümlülüğü nedir?
09.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde onaylı defter; "İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından yapılan tespit ve tavsiyeler ile gerekli görülen diğer hususların yazıldığı, seri numaralı ve sayfaları bir asıl iki kopyalı şekilde düzenlenmiş her işyeri için tek olan defter" şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin "İşverenin sağlık ve güvenlik kayıtları ve onaylı deftere ilişkin yükümlülükleri" başlıklı 7 nci maddesinde onaylı defterin nasıl olacağı ve kullanımı ile ilgili şartlar belirlenmiş olup aynı maddenin beşinci fıkrasında onaylı deftere dair tüm sorumlulukların işverende olduğu belirtilmiştir.
50'den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ile kamu kurumları için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü başladığından ve bu işyerlerinde iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmesi yapıldığında da onaylı defter tutma yükümlülüğü bulunmaktadır. İşveren, iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi istihdam yükümlülüğü başlamamış olmasına rağmen iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminden yalnız birini istihdam etmiş ise bu kişinin imzası bulunması durumunda da onaylı defterin onaylanması gerekmektedir. Bununla birlikte işverenin, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini eğitim alarak üstlenmesi hâlinde çalışma ortamındaki risklerin tespiti, gerekli önlemlerin alınarak tedbirlerin geliştirilmesi vb. birtakım faaliyetleri iş güvenliği uzmanı yerine kendisi yürüteceğinden bu hâlde anılan defterin tutulması gerekli değildir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca onaylı defter, işyerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri veya noterce her sayfası mühürlenmek suretiyle onaylanır.
Soru 22: OSGB’lerden alınan İSG hizmetlerinin geçerliliği nedir?
OSGB kapsamında görev yapan bir iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekiminin risk değerlendirmesi de dâhil bir işyerine hizmet verebilmesi için, o işyerinin tehlike sınıfına uygun sertifikaya sahip olması ve İSG-KATİP üzerinde tanımlı olacak şekilde o işyerinde görevlendirilmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde yaptığı işlemlerin geçerliliği bulunmadığı gibi, bu durum 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin Ek-7’sine göre orta ihlal bir durumdur.
Soru 23: İşyeri tehlike sınıfı nasıl belirlenir?
İşyeri tehlike sınıflarının tespitinde, o işyerinde yapılan asıl iş dikkate alınır. Esas iş/asıl iş, mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan iştir. Esas işin/asıl işin tayininde tereddüde düşülmesi halinde işyerinin kuruluş amacına bakılır. İşyerinde birden fazla asıl iş tanımına uygun faaliyetin yürütülmesi durumunda, bu işlerden tehlike sınıfı yüksek olan iş asıl işin belirlenmesinde esas alınır.
İşyeri SGK sicil numarasının ilk 2, 3, 4 ve 5. rakamı işyeri tescil kodunu/işkolu kodunu göstermektedir. Bu 4 haneli kod, İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde dörtlü kodlara karşılık gelmektedir ve işyerinin esas faaliyetini tanımlamaktadır. Tebliğde dörtlü kodlar; içeriğine göre bir veya daha fazla altılı koda ayrıştırılmıştır. Bu 6’lı kodlar ise NACE 6’lı faaliyet kodudur ve karşısında tehlike sınıfları yer almaktadır.
İşyerleri tehlike sınıfını belirlerken önce Tebliğ’de yer alan tablodan doğru 4’lü kodu seçmeli, daha sonra yaptığı işi en iyi tanımlayan altılı kodu seçmelidir. Seçilen bu NACE 6’lı faaliyet kodunun karşısında yazan tehlike sınıfı, işyerinin tehlike sınıfıdır.
Soru 24: İşyeri tescil değişikliği nasıl yapılır?
İSG hizmetleri ile ilgili sözleşmelerin yapıldığı İSG-KATİP’te işyeri bilgileri SGK’dan alınmaktadır ve söz konusu bilgileri SGK değiştirebilmektedir. Bu nedenle tescil değişikliği için işyerlerinin bağlı bulunduğu SGK İl Müdürlüğü Tescil Birimlerine başvurmaları gerekmektedir.
Soru 25: İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde; işyeri faaliyetinin, hangi NACE altılı koduna karşılık geldiği belirlenemediği durumlarda ne yapılmalıdır?
İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde, NACE Rev.2 Altılı Ekonomik Faaliyet Sınıflaması kullanılmıştır. Sınıflamada hangi faaliyetin hangi kod altında yer alacağı ile ilgili yetkili kurum, Türkiye İstatistik Kurumu’dur (TÜİK). Bu nedenle işyerleri, Tebliğ'de faaliyetini bulamıyor ise Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) başvurmalıdır.
Soru 26: Kimler mesleki eğitim almalıdır?
13.07.2013 tarihli ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasına göre Yönetmeliğin Ek-1’indeki çizelgede yer alan işlerde çalışacakların işe alınmadan önce, mesleki eğitime tabi tutulmaları ve aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden birisine sahip olmaları zorunludur. Diğer yandan işyerinin tehlike sınıfına bakılmaksızın Yönetmeliğin EK-1 listesinde sayılan ve yapılan işin tehlikeli veya çok tehlikeli olarak belirlenmesi, mesleki eğitim alma zorunluluğu için yeterlidir. Bu çizelgede yer alan işlerde fiilen çalıştırılacakların, yaptığı işe uygun ve aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde tanımlanan belgelerden birisine sahip olmaları zorunludur.
Bununla birlikte Mesleki Yeterlilik Kurumunun “Meslekî Yeterlilik Belgesi Zorunluluğu Getirilen Mesleklere İlişkin Tebliğ”de ilan ettiği mesleklerde mesleki eğitim alınması zorunludur.
Soru 27: Geçerli mesleki eğitim belgeleri hangileridir?
13.07.2013 tarihli ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Çalışanların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde belirtilen belgeler 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında geçerli mesleki eğitim belgeleridir.
Mesleki Yeterlilik Kurumunun “Meslekî Yeterlilik Belgesi Zorunluluğu Getirilen Mesleklere İlişkin Tebliğ” şeklinde ilan ettiği mesleklerde ise ilgili alanda alınmış diploma, ustalık belgesi ve MYK Belgesi geçerli mesleki eğitim belgesidir.
Soru 28: Hangi işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmalıdır?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki kamu ve özel sektör fark etmeksizin tüm işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmalıdır.
Soru 29: Risk değerlendirmesi kimler tarafından yapılır?
Risk değerlendirmesi, işverenin oluşturduğu bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Risk değerlendirmesi ekibi;
a) İşveren veya işveren vekili.
b) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri.
c) İşyerindeki çalışan temsilcileri.
ç) İşyerindeki destek elemanları.
d) İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlardan oluşur.
29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin geçici birinci maddesi uyarınca İSG profesyoneli görevlendirme yükümlülüğü henüz yürürlüğe girmemiş işyerlerinde bu ekip içerisinde işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı bulunmaksızın da diğer ekip üyeleri tarafından risk değerlendirmesi gerçekleştirilebilir. İşveren ihtiyaç duyduğu takdirde bu ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan hizmet alabilir
Soru 30: Asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde risk değerlendirmesi nasıl yapılır?
Bir işyerinde bir veya daha fazla alt işveren bulunması hâlinde; her alt işveren yürüttükleri işlerle ilgili olarak, risk değerlendirmesi çalışmalarını yapar veya yaptırır. Alt işverenlerin risk değerlendirmesi çalışmaları konusunda asıl işverenin sorumluluk alanları ile ilgili ihtiyaç duydukları bilgi ve belgeler asıl işverence sağlanır. Asıl işveren, alt işverenlerce yürütülen risk değerlendirmesi çalışmalarını denetler ve bu konudaki çalışmaları koordine eder. Alt işverenler hazırladıkları risk değerlendirmesinin bir nüshasını asıl işverene verir. Asıl işveren; bu risk değerlendirmesi çalışmalarını kendi çalışmasıyla bütünleştirerek, risk kontrol tedbirlerinin uygulanıp uygulanmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
Soru 31: Risk değerlendirmesi hangi yöntemle yapılacaktır?
Risk değerlendirmesinin yapılacağı sektör özelinde herhangi bir yöntem kısıtlaması mevcut mevzuatta bulunmamakla birlikte yapılacak çalışma öncesinde işyerinde toplanan bilgi ve veriler ışığında belirlenen riskler; işletmenin faaliyetine ilişkin özellikleri, işyerindeki tehlike veya risklerin nitelikleri ve işyerinin kısıtları gibi faktörler ya da ulusal veya uluslararası standartlar esas alınarak seçilen yöntemlerden biri veya birkaçı bir arada kullanılarak analiz edilir.
Soru 32: Çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinde ne gibi yenilikler yapılmıştır?
Çalışanların işyerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri önem arz eden konulardan biridir. Bu kapsamda, çalışanların belirli konulardan oluşan temel bir İSG eğitimini almalarının yanı sıra çalışanın fiilen çalışmaya başlamadan önce, çalışanın yapacağı işe, varsa kullanacağı iş ekipmanına ve işyerine özgü iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini içeren konularda uygulamalı olarak işe başlama eğitimi alması da öngörülmüştür. Diğer taraftan herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir. Bunların dışında çalışanlara verilecek temel eğitimler, işin devamı süresince belirlenen düzenli aralıklar içinde; az tehlikeli işyerleri için en az sekiz saat, tehlikeli işyerleri için en az on iki saat, çok tehlikeli işyerleri için en az on altı saat olarak her çalışan için düzenlenir. Yapılan iş değişmeden işyerinin değişmesi hâlinde çalışanın sahip olduğu eğitimlerin geçerliliği sağlanmış, böylece inşaat işleri gibi çalışanların sık sık değiştiği işlerde işverenlere kolaylık getirilmiştir.
Ayrıca uzaktan verilecek eğitimlere ilişkin işyerinde ilk defa verilecek temel eğitimler hariç çalışanlara tekrar verilecek temel eğitimler işveren tarafından işe ve işyerine özgü içeriğin hazırlanması ve gerekli uzaktan eğitim yönetim sisteminin sağlanması hâlinde uzaktan eğitim yöntemi kullanılarak verilebilir.
Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri; İSG profesyonellerinin yanı sıra üniversiteler ve kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, işçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve çalışanlara ücretsiz eğitim hizmeti veren ve kamu yararına kuruluş statüsüne haiz, eğitim amaçlı kurulmuş vakıflar tarafından verilebilmektedir.
Soru 33: Yüksekte çalışma eğitimi verebilmek için herhangi bir sertifikaya sahip olmak gerekir mi?
Yüksekte çalışma eğitimi mesleki eğitim kapsamında verilmesi gereken bir eğitim olmayıp işin gereği olarak yüksekte çalışması gereken çalışanlara özel olarak verilmesi gereken temel bir iş sağlığı ve güvenliği eğitimidir.
Konuyla ilgili olarak 05.10.2013 tarihli ve 28786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin Ek-4 bölümünün “Yüksekte Çalışma” Başlığı altındaki 2 nci maddesinin (g) bendinde “Bu alanlarda çalışanlara yüksekte çalışmayla ilgili tehlikeler, riskler, kontrol tedbirleri ve güvenli çalışma yöntemleri konularında eğitim verilir.” hükmü yer almaktadır.
Bununla birlikte 15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, çalışanların özellikle yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini hüküm altına almakta ve işle ilgili bilgi, tutum ve davranışlarında iş sağlığı ve güvenliği açısından olumlu değişikliğe neden olacak bir eğitim almasını hedeflemektedir.
Yukarıda verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde çalışanlara verilmesi gerekli yüksekte çalışma eğitimlerine ilişkin herhangi bir seviyelendirme ya da yüksekte çalışma eğitici belgesi şartı belirlenmemiştir. Ayrıca Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin 13 üncü maddesi bu eğitimlerin kimler tarafından verilebileceğini de belirlemekte olup yönetmelikte, eğitim vereceği konulara göre uzmanlık alanları da dikkate alınmak koşuluyla işyerinde görevlendirilmiş iş güvenliği uzmanlarının da bu eğitimi verebileceği yer almaktadır.
Bu doğrultuda, yüksekte çalışma eğitimi verilebilmesi için “yüksekte çalışma eğitici sertifikası” ve benzeri sertifikaya sahip olma şartı yoktur. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile mevzuatımıza kazandırılan proaktif yaklaşım gereği bu eğitimi verebilecek kişilerin belirli nitelikler belirlenerek kısıtlanmasına gidilmemiş olup yeterli bilgi düzeyine sahip kişilerin bu eğitimi verebilmeleri ve neticesinde çıkabilecek sorumlulukları üstlenebilmeleri yönünde düzenlemeye gidilmiştir. Sonuç olarak bu konuya ilişkin yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yukarıda belirtilen prensipler doğrultusunda bu eğitimlerin işyerinde görevli olan iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi tarafından verilebilmesi mümkün görülmektedir.
Soru 34: Hangi işlerde günde azami 7,5 saat çalışma yapılır?
16.07.2013 tarihli ve 28709 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan “Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik” in amacı, Yönetmelikte belirtilen işlerde, çalışanların sağlık kuralları bakımından, çalışabilecekleri azami çalışma sürelerini düzenlemektir.
Bilindiği üzere, mevzuat hazırlama sürecinde bir konunun geneline ilişkin bir düzenleme yapılması ve olabilecek en olumsuz şartların da dikkate alınması gerekmektedir. Bahse konu mevzuat kapsamında, işyerinden işyerine değişiklik gösterebilecek çalışma ortamında alınan koruyucu veya önleyici tedbirlerden bağımsız olarak, işin doğası ön planda tutulmuş; çoğunlukla çok tehlikeli işler sınıfında yer alan bu işlerin çalışanların sağlık ve güvenliği üzerindeki etkileri değerlendirilerek düzenlemeye gidilmiştir. Diğer taraftan düzenlemede yer alan ve çalışma süresinin kısıtlanmasını içeren hükümler işyeri veya sektör bazlı olmayıp genel olarak iş ve iş süreçlerini kapsamaktadır.
Anılan Yönetmelik içerisinde hangi işlerde günde azami yedi buçuk saat çalışılabileceği ile günde yedi buçuk saatten daha az çalışılması gereken işler belirlenmiştir. Bu Yönetmelik kapsamına giren işlerde çalışanlar, 4 ve 5 inci maddelerde belirtilen günlük azami iş sürelerinden sonra diğer herhangi bir işte çalıştırılamaz ve bu işlerde fazla çalışma yapılamaz
Soru 35: Hangi işlerde fazla çalışma yapılamaz?
4857 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi uyarınca yayımlanan “Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik” kapsamına giren işlerde ve meri Kanun’un 69 uncu maddesinde belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz
Soru 36: Geçici görevlendirme ile başka bir işyerinde görevlendirilen çalışanların iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri nasıl sağlanır?
Geçici görevlendirme ile başka bir işyerinde görevlendirilen çalışanlar, başka bir işverene ait çalışma ortamında iş görmeleri nedeniyle diğer çalışanlarla birlikte sağlık ve güvenliklerinin sağlanması için gerekli çalışmalar gidilen işyeri işverenlerince yapılmalıdır. Ayrıca bu kişilerin bilgi, tecrübe vb. eksiklikleri nedeniyle kendilerinin çalışma ortamında bir risk teşkil etmeleri halinde yine işyerinin bütünü için hazırlanan risk değerlendirmesinde asıl işverence konunun ele alınması gerekmektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 6 ncı maddesi birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren; çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşları, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanları ve bunların işverenlerini bilgilendirir.” hükmü uyarınca geçici görevlendirme ile gidilen işyeri işverenlerinin, diğer işyerlerinden geçici çalışma ile görevlendirilerek gelen personel ile bunların işverenlerini, çalışanları etkileyebilecek konular ile muhtemel iş sağlığı ve güvenliği risklerine dair bilgilendirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu bilgilendirme, geçici görevlendirilen çalışanların hizmet verilen işyerinin özellikleri, sağlık ve güvenlik riskleri, acil durum prosedürleri vb. hususlarda bilgi sağlanmasını amaçlamaktadır.
Diğer taraftan 6331 sayılı Kanunun 17 nci maddesi beşinci fıkrasında; “Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar işe başlatılamaz.” hükmü uyarınca asıl işveren, yeterli bilgi ve talimatların alındığını gösterir belgesi bulunmayan çalışanları işe başlatamaz.
Soru 37: İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik kapsamında destek elemanına verilmesi gereken eğitimleri kim verebilir?
Acil durum konularıyla ilgili söndürme, kurtarma, koruma ve ilkyardım ekiplerinde özel olarak görevlendirilenler, yürütecekleri faaliyetler ile ilgili özel olarak eğitilir. Söndürme, kurtarma ve koruma ekiplerine verilecek özel eğitimler Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla işyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi veya iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin işverence yürütülmesi halinde işveren tarafından verilebilir. Bu eğitimler, işveren ile eğitim verenlerce imzalanarak belgelendirilir. Ayrıca bu eğitimler; Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, işçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversiteler, belediyeler veya itfaiyeler tarafından da verilebilir. İlk yardım ekibindeki destek elemanlarının alacağı ilk yardımcı eğitimlerinin ise İlkyardım Yönetmeliği esaslarınca alınması gerekmektedir.
Soru 38: Kimler iş güvenliği uzmanı olabilmektedir?
29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğin dördüncü maddesinin (f) bendinde “İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı” ve (ı) bendinde ise “Teknik eleman: Teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager veya biyolog unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği lisans veya ön lisans programı mezunlarını ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Mevzuatta yer almayan bölüm mezunları iş güvenliği uzmanı olamamaktadır
Soru 39: İktisat, çalışma ekonomisi ve işletme gibi bölümleri bitirenler iş güvenliği uzmanı olabilir mi?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen iş müfettişleri ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakülte mezunları ile teknik elemanlar iş güvenliği uzmanı olabilmektedir. Teknik eleman tanımı da teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager ve biyolog unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği lisans veya ön lisans programı mezunlarını kapsamaktadır.
Soru 40: Diğer sağlık personelleri hangi işyerlerinde görevlendirilmektedir?
Diğer sağlık personelleri on ve daha fazla çalışanı bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde işyerinin büyüklüğüne göre artan sürelerle görevlendirilmektedir. Örneğin, ondan çok çalışanı bulunan akaryakıt istasyonları, inşaatlar, dökümhaneler vb. işyerlerinde diğer sağlık personeli bulundurulması zorunludur. Tam süreli işyeri hekimi çalışan işyerlerinde diğer sağlık personeli çalıştırma zorunluluğu aranmaz
Soru 41: Hangi disiplinlerden mezun olanlar işyerlerinde diğer sağlık personeli olarak görevlendirilebilir?
Diğer sağlık personeli, “İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilmek üzere Bakanlıkça belgelendirilmiş hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni ve çevre sağlığı teknisyeni diplomasına sahip olan kişiler ile Bakanlıkça verilen işyeri hemşireliği belgesine sahip kişiler” şeklinde tanımlanmaktadır.
Soru 42: İşyerinde görevlendirilecek çalışan temsilcisi sayısı nasıl belirlenir?
• İki ile elli arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir,
• Ellibir ile yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde iki,
• Yüzbir ile beşyüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç,
• Beşyüzbir ile bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört,
• Binbir ile ikibin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş,
• İkibinbir ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı çalışan temsilcisi bulunmalıdır.
Soru 43: İşverenin işyerinde kreş açma ile ilgili yükümlülüğü nedir?
16.08.2013 tarihli ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’in “Oda ve yurt açma yükümlülüğü” başlıklı 13 üncü maddesinde;
(1) Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 100-150 kadın çalışanı olan işyerlerinde, emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta EK-IV’te belirtilen şartları taşıyan bir emzirme odasının kurulması zorunludur.
(2) Yaşları ve medeni hâlleri ne olursa olsun, 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın EK-IV’te belirtilen şartları taşıyan bir yurdun kurulması zorunludur. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür.
(3) İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, kamu kurumlarınca yetkilendirilmiş yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler.
(4) Oda ve yurt açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın çalışanların toplam sayısı dikkate alınır.
(5) Emzirme odası ve/veya yurt kurulması için gereken kadın çalışan sayısının hesabına erkek çalışanlar arasından çocuğunun annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş olanlar da dâhil edilir.
hükümleri bulunmaktadır. Buna göre işverenlerin, yaşları ve medeni hâlleri ne olursa olsun 150’den çok kadın çalışanı bulunması halinde yönetmeliğin EK-IV’ünde belirtilen şartları taşıyan bir yurt kurması yükümlülüğü bulunmaktadır. Diğer taraftan işverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, kamu kurumlarınca yetkilendirilmiş yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler.
Buna göre ilgili düzenlemede oda ve yurtlar ile ilgili olarak işverene yükümlülük verilmiş olması ve giderlerinin tamamının işverenlerce karşılanacağının hükme bağlanmış olması nedeniyle bu yükümlülüğün hizmet alımı yoluyla yerine getirilmesi hâlinde kısmi de olsa çalışanlardan ücret talep edilemez
Soru 44: İSG mevzuatına uygunsuzluk hâlinde idari para cezası ne kadardır?
İşverenin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmediği durumlarda uygulanacak para cezaları, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "İdari para cezaları ve uygulanması" başlıklı 26 ncı maddesinde belirtilmiştir. Yeniden değerleme oranı göz önünde bulundurularak çalışan sayısına göre her yıl uygulanacak ceza miktarları Genel Müdürlüğümüz internet sayfasında https://www.csgb.gov.tr/isggm/%C4%B1sg-hizmetleri/%C4%B1dari-para-cezalari/ ilan edilmektedir
Soru 45: İşyeri hekimi tarafından yazılan reçetelerin ödenmesi için gereken hususlar nelerdir? (e-reçete)
İşyeri hekiminin Sağlık Bakanlığı Doktor Bilgi Bankasına kayıtlı olması gerekmektedir. Kayıt işlemi için İl Sağlık Müdürlüklerine müracaat edilmelidir. Kayıt kontrolü için https://sbu2.saglik.gov.tr/drbilgi/Duyuru.aspx adresi kullanılabilir.
İşyeri hekiminin reçete düzenlediği kişinin çalıştığı işyeri ile İSG-KATİP üzerinden İSG Hizmet Sözleşmesinin bulunması gerekmektedir. Sözleşme durumu İSG-KATİP’e giriş yapılarak Kişi/Kurum/Ekipman Kartı > Kişi Bilgileri > Kişi Kartı Bilgilerim > İSG-Hizmet Sözleşmeleri Bilgileri kısmında kontrol edilebilmektedir. Sözleşme bilgileri gün sonunda SGK ile paylaşılmakta olup İSG Hizmet Sözleşmesinin taraflarca onaylanmasının ardından 1 gün sonra reçete yazılabilmektedir
Soru 46: İSG Hizmet Sözleşmesi oluştururken ''Kişinin kamu çalışma bilgileri bulunamadı. İlgili kişinin 'Kişi Kartı Bilgilerim' menüsündeki 'Kişi 4A-4B-4C Bilgileri' sekmesine giriş yapınız ve 'DOĞRULA' butonuna tıklayınız.” şeklinde hata ile karşılaşıyorum. Hatayı nasıl çözebilirim?
İSG-KATİP’e giriş sağlayarak Kişi/Kurum/Ekipman Kartı > Kişi Bilgileri > Kişi Kartı Bilgilerim > Kişi 4A-4B-4C Bilgileri > Doğrula butonuna tıklamanız gerekmektedir.
Soru 47: Soru 47: İSG-KATİP uygulamasına giriş yaparken İki Aşamalı Doğrulama hatası almaktayım. Ne yapmam gerekmektedir?
e-Devlet’e (turkiye.gov.tr) giriş sağlayarak içindeki İKİ AŞAMALI DOĞRULAMA özelliğinin AKTİF edilmesi gerekmektedir. İki aşamalı doğrulama işlemlerinin nasıl yapılacağı ile ilgili ayrıntılı bilgilere
https://www.turkiye.gov.tr/bilgilendirme?konu=ikiAsamaliGiris&altKonu=ikiAsamali adresinden ulaşılabilir
Soru 48: İSG-KATİP uygulamasında işyerimde SGK 4A Çalışan bilgileri hatalı gözükmektedir. Ne yapmam gerekmektedir?
İşyeri adına İSG-KATİP’e giriş yaptıktan sonra Kişi/Kurum/Ekipman Kartı > İşyeri Kartı Bilgileri > SGK 4A Çalışan Bilgileri sekmesini seçiniz. Açılan sayfada an itibariyle aktif kayıtlı çalışanlarınız listelenir. Eğer burada listelenen kişilerden çıkış yapanlar varsa o kişilerin TC kimlik numarası bilgisini sayfadaki alana yazıp “TC Kimlik No İle Doğrula” butonuna tıklarsanız ve ilgili çalışanın çıkış bildirgesi verilmiş ise çalışan listeden düşecek ve çalışan sayınız azalacaktır. Benzer şekilde listede olması gereken ancak olmayan bir çalışan varsa da o kişinin kimlik numarasını girip “TC Kimlik No İle Doğrula” dediğinizde çalışanın giriş bildirgesi verilmiş ise listeye eklenecektir. Bu işlemleri yaptıktan sonra İşyeri Kartı Bilgileri > Çalışan Sayısı ve Tehlike Sınıfı Bilgileri sekmesine giriş yaparak “Doğrula” butonuna tıklayınız.
Soru 49: Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) /Eğitim Kurumu (EK) başvuru/vize/adres değişikliği başvurusunda bulundum. İşlemleri nasıl takip edebilirim?
OSGB işlemleri İSG-KATİP üzerinden yürütülmekte olup dosya durumları aynı e-devlet uygulaması üzerinden takip edilebilmektedir. Başvuru belgelerinde bulunan eksiklikler, başvurunun durumu gibi tüm bildirimler İSG-KATİP üzerinden yapılmaktadır.
Soru 50: OSGB başvuru işlemlerinde hangi belgeler istenmektedir?
29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında ve https://www.csgb.gov.tr/Media/fquimfj1/osgb-ba%C5%9Fvuru-rehberi-16-09-2024-v2.pdf adresinde yer alan OSGB başvuru rehberinde hangi belgelerin istendiği, belgelerde nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair ayrıntılı bilgi yer almaktadır
Soru 51: Eğitim Kurumu başvuru işlemlerinde hangi belgeler istenmektedir?
29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve 20.07.2013 tarihli ve 28713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliğinin 21 inci maddesinin birinci fıkrasında ve https://www.csgb.gov.tr/isggm/%C4%B1sg-hizmetleri/%C4%B1sg-hizmetleri/ adresinde yer alan EK başvuru rehberinde hangi belgelerin istendiği, belgelerde nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair ayrıntılı bilgi yer almaktadır.
Soru 52: OSGB’ler hangi katlarda kurulabilir?
OSGB’ler zemin kat ve üzeri tüm katlarda kurulabilir. Tuvalet ve arşiv bölümleri ise OSGB’ye ait olmak kaydıyla bodrum katta bulunabilir. Ayrıca tapuda bodrum kat olarak nitelendirilen ancak zemin kat niteliği taşıyan (girişi; yol seviyesi veya üstü olan) OSGB başvurularında, belediyeden kat niteliğinin mevzuata uygun olduğuna dair yazı talep edilir.
Soru 53: OSGB ve EK yetki belgesi ücretleri ne kadardır?
Genel Müdürlüğümüzün web sayfasında yer alan “İSG Hizmetleri” sekmesinde “OSGB ve EK Belge Ücreti ve Uygulamalarına İlişkin Duyuru” ve İSG-KATİP’in ana ekranında yer alan “Duyurular” bölümünde “OSGB ve Eğitim Kurumu Belge Ücreti ve Uygulamalarına İlişkin Duyuru” ile yetki belgesi ücretleri ilan edilmektedir.
Soru 54: Belge ücreti ne zaman yatırılmalıdır?
İkinci incelemeden (detaylı incelemeden) sonra belgelerin uygun bulunması durumunda belge ücreti İSG-KATİP üzerinden talep edilmektedir. Belge ücretleri T.C. Ziraat Bankası Kurumsal Tahsilat Hesabı’na başvuru ID ile yatırılmaktadır.
Soru 55: OSGB / Eğitim Kurumu adres değişikliği işlemleri sonucunda vize tarihimiz değişir mi?
Vize tarihinin süresi yetki alınan tarih üzerinden hesaplanır. Adres değişikliği yapılması bu süreyi değiştirmeyecektir.
Soru 56: OSGB / Eğitim Kurumu adres değişikliği işlemlerinde prosedür nedir?
İSG-KATİP sistemi üzerinden başvuru yapılarak Yönetmeliklerde belirtilen evrak sisteme yüklenir. Evrak işlemleri tamamlandıktan sonra başvuru durumu “Banka Bildirimi Yapıldı. Ödeme Bekleniyor (BAŞVURU ID ile Ziraat Bankası'na Ödeme Yapılabilir)” olduğunda bankaya işlem ücreti yatırılır. Daha sonra Genel Müdürlükten mevcut yetkili olunan adrese ve taşınılacak adrese yerinde incelemeye gidilir. Yerinde incelemede onay verildikten sonra taşınılır. Yeni adrese ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi yayınlatılır ve bu Gazete İSG-KATİP üzerinden yapılan başvuruda ilgili alana yüklenir. Daha sonra yetki belgesi talep edilen adrese uygun elektronik imzalı belge Genel Müdürlükçe düzenlenir.
Soru 57: OSGB / Eğitim Kurumu adres değişikliği başvurusunda bulundum, taşınabilir miyim?
Genel Müdürlükten ilgili personel yerinde incelemeye gelip taşınılmak istenilen yere onay verdiği zaman taşınılmalıdır. Bundan önce OSGB/EK yetkili adresini kesinlikle terk etmemelidir. Aksi takdirde başvurunun niteliğine göre ilgili Yönetmelikteki “Yetkilerin askıya alınması, iptali ve itiraz” başlığı altındaki bir yıl yetki belgesinin askı süresi uygulanır. Adres değişikliği başvurusunun bulunmamasına rağmen yetkilendirilen birimin adresini terk ettiği tespit edilirse yetki belgesi iptal edilir.
Soru 58: Hisse devri/ plan değişikliği/ gezici iş sağlığı aracı/ sabit tıbbi tetkik mekanı ile ilgili Genel Müdürlüğe bildirim yapmak gerekir mi?
Konu ile ilgili evrak, gerekli izin belgeleri sorumlu müdür tarafından İSG-KATİP’teki Süreç Yönetimi > Kurumsal Bildirim Başvuruları kısmına yüklenir. İSG-KATİP’ten bildirimin onaylanıp onaylanmadığı takip edilir. Eksik olması durumunda “Sürece Git” butonuna basılarak istenen belge yüklenir.
Soru 59: İl Sağlık Müdürlüğünden gezici iş sağlığı izin belgesi aldım. Ne yapmalıyım?
Alınan izin belgesi “Süreç Yönetimi > Kurumsal Bildirim Başvuruları > Gezici İş Sağlığı Aracı Yetki Talebi Bildirimi” kısmından yüklenerek onay alınmalıdır. İzin belgesi sistemden onaylandıktan sonra 20.01.2022 tarihli ve 31725 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte geçen sürelere uygun şekilde İSG-KATİP > İSG Hizmet Sözleşmeleri kısmından gezici iş sağlığı aracı sözleşmesi düzenlenmelidir. Taraflarca onaylanmamış sözleşme ile tıbbi tetkik hizmeti gerçekleştirilemez.
Soru 60: Sabit tıbbi tetkik mekânı izin belgesi almak istiyorum. Ne yapmalıyım?
İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği gereğince planda Genel Müdürlükten izin alınmadan değişiklik yapılamayacağından öncelikle “Süreç Yönetimi > Kurumsal Bildirim Başvuruları > Yerleşim Planı Değişikliği Bildirimi” nden onay alınmalıdır. Ölçekli planda, sabit tıbbi tetkik mekânında izin alınacak tüm tetkikler yer almalıdır. Sonrasında İl Sağlık Müdürlüğüne izin başvurusunda bulunulmalı ve alınan izin belgesi yüklenmelidir. İzin belgesi sistemden onaylandıktan sonra 20.01.2022 tarihli ve 31725 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’te geçen sürelere uygun şekilde İSG-KATİP > İSG Hizmet Sözleşmeleri kısmından sabit tıbbi tetkik mekânı sözleşmesi düzenlenmelidir. Taraflarca onaylanmamış sözleşme ile tıbbi tetkik hizmeti gerçekleştirilemez.
Soru 61: Yetki belgesi alırken sunduğum plana dahil olmayan küçük bir alanı OSGB planına eklemek istiyorum. Plan değişikliğinde mi bulunmam lazım?
Yetkilendirilen alanın dışında büyüklüğünün önemi olmaksızın yapılacak eklemeler adres değişikliği işlemlerine tabi olarak yürütülmektedir.
Soru 62: OSGB/Eğitim Kurumu yetki belgemi iptal etmek istiyorum. Ne yapmalıyım?
Yetki belgesi iptal işlemleri işveren yetkisi ile İSG-KATİP > Süreç Yönetimi > Kurumsal Bildirim Başvuruları > Yetki Belgesi İptal Talebi Bildirimi bölümünden yapılmalıdır. Şirket yetkilisinin imzalamış olduğu ve yetki belgesinin iptal edilmesini açıkça talep eden dilekçe ve imza sirküleri tek evrak halinde yüklenmelidir.
Soru 63: Ortak sağlık ve güvenlik biriminin sahibi/ortağıyım. Aynı zamanda iş güvenliği uzmanı/ işyeri hekimi/ diğer sağlık personeliyim. Buna rağmen İSG-KATİP’te sözleşme yapmaya çalışırken sigortam olmadığına dair uyarı almaktayım. Ne yapabilirim?
Şirket ortaklık yapısının ticaret sicil gazetesinde yayımlatılması yeterli değildir. Sözleşme yapılırken sigortalılık bilgisi SGK verilerinden alındığından SGK İşyeri Tescile ortak olarak kayıt ettirilmeli ve kişinin “Kişi Kartı > SGK Yetki Bilgileri” kısmında bu görüntülenmelidir. Verinin gelmesi için “Doğrula” butonuna basılmalıdır.
Soru 64: OSGB olarak hizmet verdiğimiz adreste başka bir iş yapmak istiyorum. Bunun bir sakıncası var mıdır?
OSGB’ler, yetki aldıkları adreste ve başvuru dosyasında yer alan planda belirtilen bölümlerde Genel Müdürlükçe yetkilendirilmedikleri konularda hizmet veremez ve faaliyette bulunamazlar. Ancak, ilgili kurum ve kuruluşların izinlerini almak ve Genel Müdürlükten onay almak şartıyla, OSGB’ler hizmet verdikleri işyerlerindeki çalışanlar ve işyeri ile sınırlı kalmak şartı ile iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili her türlü ölçüm ve analiz için gerekli donanımı OSGB’nin faaliyet gösterdiği adreste bulundurabilir ve ilgili personeli bünyesinde çalıştırabilirler. Bu amaçla kullanılacak bölümler 12 nci maddede belirtilen bölümler içerisinde olamaz ve görevlendirilecek personel mezkûr maddede belirtilen kişiler arasından atanamaz.
Soru 65: Yetki belgesi askıda olan bir kurum vize işlemini yapabilir mi?
Yetkilendirilen kurumların belgesinin askıda olması vize işlemlerinin yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Yetkilendirilen kurumlar, beş yılın tamamlanmasına en fazla 60 gün kala vize işlemleri için İSG-KATİP üzerinden müracaat eder. Belirtilen süreler içinde müracaat etmeyen kurumların yetki belgeleri, vize işlemleri tamamlanıncaya kadar askıya alınır (eğitim kurumlarının eğitim programları, vize işlemleri tamamlanıncaya kadar onaylanmaz). Vize süresinin bitiminden itibaren üç ay içinde vize işleminin tamamlanmaması durumunda yetki belgesi Genel Müdürlükçe doğrudan iptal edilir.
Soru 66: İSG profesyonellerine ait belgelerin vize süresi nedir? Vize süresi dolduktan sonra vize işlemi gerçekleştirilebilir mi?
Bireysel belgelerin vize süresi 5 yıldır. Belge vize geçerliliğinin sona ermesine 60 gün kalmasından itibaren vize başvurusunda bulunabilirsiniz. Yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre vize süresinin sınırlandırılmış bir tarihi olmayıp vize süresi geçtiğinde belgeniz geçersiz duruma düşecek ve sistem belgeniz ile yeni sözleşme yapılmasına izin vermeyecektir. Mevcut sözleşmeleriniz otomatik olarak sonlandırılacaktır. Yapılacak vize başvurusu sonrası işlemler tamamlandıktan sonra belge tekrar geçerli hale gelecektir.
Soru 67: Vize başvurusu nasıl yapılır ve nasıl takip edilir?
İSG-KATİP’e giriş yapılarak “Sertifika Vize Başvuruları” sekmesi üzerinden vize başvurusu yapılır. Aynı ekranda “Bankaya Bildirim Aşamasında” durumu “Banka Bildirimi Yapıldı, Ödeme Bekleniyor.” şeklinde değiştiği zaman Ziraat Bankasının herhangi bir şubesinden veya mobil/internet bankacılığı kanallarından Kurumsal Tahsilat Hesabına vize ücreti yatırıldıktan sonra takip eden iş gününde vize işlemi tamamlanır.
Soru 68: İSG Profesyonelleri e-İmzalı belgeyi nasıl temin etmektedir?
İSG-KATİP'e giriş yapıldıktan sonra “Teslim Edilen Sertifikalar” sekmesine giriş yapılır ve temin edilmek istenen belgenin başında yer alan kutucuk işaretlenir. “E-İmzalı Sertifika İndir” butonu yardımıyla sertifika istenilen ortama kayıt edilebilir.
Soru 69: Belge almaya hak kazandıktan sonra belge ücreti belirli bir sürede yatırılmadığı takdirde hak kaybı olur mu?
Güncel mevzuat hükümlerine göre belge ücreti yatırılması ile ilgili herhangi bir süre kısıtlaması bulunmamaktadır. Fakat hak sahiplerine belgelendirme başvurusu esnasında geçerli olan ücretler yansıtılmaktadır.
Soru 70: İSG Profesyonellerine ait belge ve vize ücretleri ne kadardır?
Bireysel belge ve vize ücretleri her yıl güncellenerek İSG-KATİP üzerinden ilan edilmektedir.
Soru 71: İş güvenliği uzmanlarının İSG-KATİP üzerinden yapılmış olan sözleşmelerinin fiili çalışmadan sayılmasında dikkat edilen hususlar nelerdir?
• OSGB bünyesinde çalışan iş güvenliği uzmanlarının sadece dışa görevlendirme ile işyerlerine hizmet verdiği dönem fiili çalışma süresinden sayılmakta olup OSGB içe görevlendirmeleri fiili çalışma olarak değerlendirilmemektedir.
• Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde sözleşmesi bulunan C sınıfı iş güvenliği uzmanlarının fiili çalışma sürelerinin hesaplanmasında yalnızca işyerlerinde tehlike sınıfına uygun iş güvenliği uzmanının sözleşmesinin bulunduğu dönemlerdeki çalışma süreleri dikkate alınmaktadır.
• Görevlendirme sonrasında SGK kayıtlarına istinaden işyerlerinin kapanması hâlinde işyerinin kapandığı tarihe kadar olan süre hesaba katılır. (İşyerleri İSG-KATİP sistemi üzerinde SGK sicil numarasına istinaden kayıtlı olup işyerinin SGK sicil numarasının değişmesi hâlinde işyeri kapalı olarak değerlendirilmekte olup sözleşmenin yeni SGK sicil numarası üzerinden yenilenmesi gerekmektedir. Aksi hâlde sözleşme İSG-KATİP üzerinden devam etse dahi fiili çalışma süresi hesabında dikkate alınmamaktadır.)
Soru 72: OSGB’lerin mevzuata uygun çalışmasını sağlamak için ne yapılmaktadır?
Ortak sağlık ve güvenlik birimlerine yönelik planlı rutin denetimlere ilave olarak Genel Müdürlüğümüze ulaşan şikâyetlere dair denetimler de yapılmaktadır. Bu denetimler neticesinde elde edilen sonuçlar göz önüne alınarak mevzuatta yer alan belli hususlara dair ilave denetimler de planlanmaktadır. Bu denetimlerde OSGB’lerin sağlaması gereken asgari koşullarının denetimine ilave olarak esasen OSGB’lerin işyerlerine sundukları hizmetlerin standartlarının yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Bu hedefe yönelik çalışmalarla birlikte mevzuata ve uygulamaya yönelik aksaklıkların da giderilmesi yönündeki çalışmalarımız devam etmektedir.
Soru 73: Eğitim kurumlarının mevzuata uygun çalışmasını sağlamak için ne yapılmaktadır?
Eğitim kurumlarına yönelik planlı rutin denetimlere ilave olarak Genel Müdürlüğümüze ulaşan şikâyetlere dair denetimler de yapılmaktadır. Bu denetimler neticesinde elde edilen sonuçlar göz önüne alınarak mevzuatta yer alan belli hususlara dair ilave denetimler de yapılmaktadır. Eğitim kurumları denetiminde kursiyerlerin eğitime katılımını sağlamak ve eğitim kurumunun standartlarının yükseltmesi hedeflenmektedir. Bu hedefe yönelik çalışmalarla birlikte mevzuata ve uygulamaya yönelik aksaklıkların da giderilmesi yönündeki çalışmalarımız devam etmektedir.
Soru 74: İSG profesyonellerinin mevzuata uygun çalışmasını sağlamak için ne yapılmaktadır?
İş sağlığı ve güvenliği hizmetini sahaya sunan İSG profesyonellerinin mevzuata uygun bir şekilde çalışmalarını sağlamak amacıyla Genel Müdürlüğümüz ve Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı ortak hareket etmektedir. Bu kapsamda OSGB ve eğitim kurumları denetim tutanakları sonucunda İSG profesyonellerine çeşitli yaptırımlar uygulanmaktadır.
Soru 75: Bakanlık işyerlerini elektronik olarak denetleyecek mi?
İş Sağlığı ve Güvenliği Bilgi Yönetim Sistemi (İBYS) merkezi bir karar destek sistemi olmakla birlikte denetime esas bilgileri içermemektedir. İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak denetimler Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığınca yürütülmekte olup ilgili birimlerce görevlendirilen müfettişler yerinde denetim ile denetimlerini gerçekleştirmektedirler.
Soru 76: Veri setlerinde yer alan bilgileri gönderme yükümlülüğümüz ne zaman başlamaktadır?
İş sağlığı ve güvenliği hizmet almakla yükümlü işyerleri için veri gönderimi yükümlülüğü 01.07.2018 tarihinde başlamıştır. Yayınlanacak veri setleri doğrultusunda ilgili verilerin İSG yazılımları (Entegratör firma) aracılığıyla gönderimi yapılacaktır.
Soru 77: İşveren olarak İBYS - bilgi yönetim sistemine dair sorumluluklarım nelerdir?
• Hizmet alan işveren için
İSG Hizmetlerine ilişkin ilgili mevzuatta belirtilen yükümlülüğünü Bakanlıkça yetkilendirilen birimlerden (OSGB veya ÇASMER) alarak yerine getiren işverenler İSG yazılımı almakla yükümlü değillerdir. Ancak iş sağlığı ve güvenliği hizmetini aldıkları birimlerce yetkili bir yazılımın kullanılmakta olduğunun işverenlerce teyit edilmesi önem arz etmektedir. İşveren dilerse kendi temin edeceği tescilli bir yazılımı kullanabilecektir.
• Çalışanları arasından görevlendirme yapan işveren için
İSG Hizmetlerine ilişkin yükümlülüğün işyerinde uygun nitelikteki çalışanlar arasından görevlendirilmesi suretiyle yerine getirildiği durumlarda; işverenin, görevlendirdiği kişilerin tescil edilmiş bir İSG yazılımı kullandığını teyit etmesi gerekmektedir.
Soru 78: OSGB olarak bilgi yönetim sistemine dair sorumluluklarım nelerdir?
İşyerlerinde görevlendirme yaparak iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan yetkili birimler, görevlendirdiği kişilerin kullanımına sunmak üzere 01.07.2018 tarihi itibarı ile İBYS yazılımı almakla yükümlüdürler. İşveren dilerse kendi temin edeceği tescil edilmiş bir yazılımı kullanabilecektir. Ancak iş sağlığı ve güvenliği hizmeti kapsamında görevlendirdikleri kişilerin yazılımı doğru ve etkin bir şekilde kullanmakta olduğunun birim yetkililerince teyit edilmesi önem arz etmektedir.
Soru 79: İş güvenliği uzmanı olarak bilgi yönetim sistemine dair sorumluluklarım nelerdir?
İşyerlerinde görevlendirme yaparak iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan yetkili birimler, görevlendirdiği kişilerin kullanımına sunmak üzere İBYS yazılımı almakla yükümlüdürler. İşveren dilerse kendi temin edeceği tescil edilmiş bir yazılımı kullanabilecektir. Ancak iş sağlığı ve güvenliği hizmeti kapsamında görevlendirdikleri kişilerin yazılımı doğru ve etkin bir şekilde kullanmakta olduğunun birim yetkililerince teyit edilmesi önem arz etmektedir.
Soru 80: İBYS kapsamında geçmişe yönelik veri gönderimi olacak mı?
01.01.2018 tarihi itibarı ile yapılan işlere ilişkin veri setlerinde yer alan bilgiler gönderilebilecektir.
Soru 81: İşyerimizde yazılıma girmiş olduğumuz veriler için belge düzenleme yükümlülüğümüz ortadan kalkacak mı?
Yazılım üzerinden verilerin gönderilmesi söz konusu hizmet ile ilgili evrak düzenleme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Yapılan işlere yönelik mevzuatta belirtilen dokümanlar oluşturulmaya devam edecektir.
Soru 82: İşyerimde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının farklı yazılımlar kullanabilmesi mümkün mü?
İSG profesyonellerinin veri setlerinde belirtilen bilgileri oluşturarak Bakanlığımıza bildirebilmesi için Bakanlığımızca tescil edilmiş bir entegratör firma tarafından erişim sağlaması gerekmektedir. Söz konusu entegratör firmalardan birini seçerek veri gönderebilmek mümkündür. Birden fazla yazılım kullanılması mümkün değildir.
Soru 83: Entegratör firma olabilmek için ne yapmalıyım?
Entegratör firma olmak için başvurmak isteyen yazılım firmalarının internet sitesindeki başvuru evraklarını hazırlayarak İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğün'den randevu alarak başvuruda bulunmaları gerekmektedir.
Soru 84: Kullanmakta olduğumuz bir yazılım var; değiştirmemiz gerekecek mi?
Kullanılan yazılımın Bakanlığımızca tescil edilen yazılımlardan olması gerekmektedir. Mevcut yazılımınızın tescil edilmesi durumunda bir değişikliğe gidilmesine gerek olmayacaktır. Bu konuda yazılım firmanız ile görüşerek ilgili prosedürü takip edebilirsiniz. İşyerinin kendi bünyesinde geliştirdiği İSG yazılımları da Bakanlıkça tescil edildikten sonra kullanılabilecektir.
Soru 85: Entegratör firma bilgilerine nasıl ulaşabilirim?
Tescil işlemleri devam etmektedir. İlgili firmaların bilgilerine yakın zamanda ibys.csgb.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Soru 86: OSGB olarak yazılımı kullandığımızda işveren de bir yazılım alacak mı?
İşverenlerin OSGB’den hizmet aldığı durumlarda ilgili OSGB yazılımı almakla yükümlü olmaktadır. Söz konusu yazılımın kullanıldığını takip etmesi işveren için yeterli olacaktır. İkinci bir yazılıma ihtiyaç duyulmamaktadır.
Soru 87: Hangi yazılım programını kullanacağıma nasıl karar vereceğim?
Bakanlığımızca tescil edilen firmalardan birinin tercih edilmesi yeterli olacaktır. İlgili firmanın seçimi taraflara bırakılmıştır.
Soru 88: Yazılım kullanırken İSG profesyonelleri olarak nelere dikkat etmeliyiz?
Bakanlığımızca tescil edilen yazılımlardan birinin kullanılması yazılım temin yükümlülüğü için yeterlidir. Ayrıca İSG Profesyonelleri Bakanlığımıza veri gönderirken e-İmza ya da Mobil İmza kullanmak zorundadır, kişi kendi oluşturduğu ve gönderdiği veriden sorumlu olacaktır. Veri gönderim süreci başlamadan önce e-İmza ya da Mobil İmza temin etmeleri önem arz etmektedir.
Soru 89: İşyerinde iş makinalarının kullanımı için sertifika şartı var mıdır?
13.07.2013 tarihli ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Çalışanların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmeliğin Ek-1 çizelgesinde yer alan işlerde fiilen çalıştırılacakların, yaptığı işe uygun ve anılan Yönetmeliğin “Mesleki eğitimin belgelendirilmesi” başlıklı 6. maddesinde tanımlanan belgelerden birisine sahip olmaları zorunludur.
Bununla birlikte anılan Yönetmeliğin Ek-1 listesinde bulunan ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında yer alan araç/ekipmanları kullanacak çalışanların aynı Kanun kapsamında sahip olmaları gereken operatör belgelerinin mesleki eğitim belgesi olarak sayılabileceği, Yönetmeliğin Ek-1 listesinde yer alan ve 2918 sayılı Kanun kapsamında olmayıp sadece iş sahası içerisinde kullanılan araç/ekipmanların kullanımının mesleki eğitime tabi olduğu ve sahip olunması gereken mesleki eğitim belgelerinin söz konusu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde tanımlanmış belgelerden biri olması yeterlidir.
Soru 90: İş ekipmanlarının periyodik kontrollerini kimler yapmaya yetkilidir?
İş ekipmanlarının periyodik kontrollerini yapacak yetkili kişiler; mühendis, tekniker, yüksek tekniker ve teknik öğretmen unvanına sahip kişilerdir. Örneğin; basınçlı kap ve tesisatların periyodik kontrolleri; makine mühendisleri, makine tekniker veya yüksek teknikerleri dışında makine veya metal eğitimi bölümü mezunu teknik öğretmenler tarafından da yapılabilir. Elektrik tesisatı, topraklama tesisatı, paratoner tesisatı ile akümülatör ve transformatör ve benzeri elektrik ile ilgili tesisatın periyodik kontrolleri ise elektrik mühendisleri, elektrik eğitimi bölümü mezunu teknik öğretmenler, elektrik tekniker veya yüksek teknikerleri tarafından yapılır.
Soru 91: İş ekipmanlarının periyodik kontrollerini yapmaya yetkili kişilerin Bakanlığa bildirim zorunluluğu başladı mı?
İş ekipmanlarının periyodik kontrollerini yapmaya yetkili kişilerin İş Ekipmanlarının Periyodik Kontrollerini Yapmaya Yetkili Kişilerin Kayıt ve Eğitimlerine İlişkin Tebliğ uyarınca EKİPNET’e kayıt yaptırmaları zorunludur.
Soru 92: İş ekipmanlarının periyodik kontrollerine ilişkin sürecin işleyişi hakkında bilgi verebilir misiniz?
İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği Ek-III tablolarında belirtilen iş ekipmanı gruplarının periyodik kontrollerini yapmak için uygun mezuniyete sahip kişiler, İş Ekipmanlarının Periyodik Kontrollerini Yapmaya Yetkili Kişilerin Kayıt ve Eğitimlerine İlişkin Tebliğ’de belirtilen şartları sağlayan ve Bakanlığımızca protokol yapılarak yetkilendirilen kuruluşlardan eğitim almak ve başarılı olmak kaydı ile periyodik kontrol yapmaya yetkili olmaktadırlar. Eğitimde başarılı olan kişilere EKİPNET sistemi tarafından kalıcı kayıt numarası verilmekte ve kişiler yaptıkları periyodik kontrolleri bu kayıt numarası ile gerçekleştirmektedir.
Ayrıca 4 Şubat 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Hakkında Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik kapsamında periyodik kontrol hizmeti alacak iş yerleri ile periyodik kontrol hizmeti verecek kişiler arasında sözleşme yapılması şartı getirilmiştir. Yönetmelik 14/A maddesine eklenen 8.fıkraya göre: “İSG-KATİP üzerinden sözleşme olmaksızın periyodik kontrol raporu düzenlenemez. Sözleşme olmaksızın düzenlenen periyodik kontrol raporları geçersizdir. Bu hükme aykırı davranan periyodik kontrol yapmaya yetkili kişinin yetkisi altı ay süreyle askıya alınır.”
Soru 93: Elektrik ve elektronik mühendisleri elektrik ile ilgili tesisatın periyodik kontrollerini yapabilir mi?
İşyerinde iş ekipmanlarının kullanımı ile ilgili sağlık ve güvenlik yönünden uyulması gerekli asgari şartları belirtmek amacıyla İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği 25/4/2013 tarihli ve 28628 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Yönetmeliğin Ek-3’ünde “periyodik kontrole tabi iş ekipmanları” başlıklı 2.3. maddesinde elektrik tesisatı, topraklama tesisatı, paratoner tesisatı ile akümülatör, transformatör ve benzeri elektrik ile ilgili tesisatın periyodik kontrolleri elektrik mühendisleri, elektrik tekniker veya yüksek teknikerleri tarafından yapılabileceği hüküm altına alınmış olup ilgi standartlarda aksi belirtilmediği sürece, tesisatların periyodik kontrollerinin yılda bir kez yapılması hususu belirtilmektedir.
Bu çerçevede, elektrik tesisatı, topraklama tesisatı, paratoner tesisatı ile akümülatör, transformatör ve benzeri elektrik ile ilgili tesisatın periyodik kontrollerinin elektrik ve elektronik mühendisleri tarafından da yapılabilmesi mümkündür.
Soru 94: İş hijyeni laboratuvarı kurmak istiyorum. Ne yapmalıyım?
İş hijyeni laboratuvarları işyerlerinde sağlığa zararlı olabilecek fiziksel kimyasal ve biyolojik faktörlerin nitel ve/veya nicel olarak ölçen laboratuvarlardır. Bu laboratuvarların kurulması için en temel koşul 27.01.2023 tarihli ve 32086 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizleri Hakkında Yönetmelikte belirtilen niteliklere sahip bir laboratuvar sorumlusunun bir laboratuvar kalite yöneticisinin ve en az bir deney personelinin istihdam edilmesidir. Daha sonra, hizmet verilecek sanayi ve hizmet kollarını dikkate alarak ölçümü yapılacak fiziksel kimyasal ve biyolojik faktörler belirlenmeli ve bu faktörleri ölçmeye yarayacak iş hijyeni metotları tespit edilmelidir. Bu metotların tespiti için www.isgum.gov.tr adresinde yer alan “Kabul edilen metotlar listesi” rehber olarak alınabilir. Sonraki aşama belirlenen metotların gerektirdiği cihaz ve sarf malzemelerin temin edilmesidir. Bu cihaz ve malzemelerle metot geçerli kılma çalışmaları gerçekleştirilmeli ve bu çalışmaların kayıtları Bakanlığımıza yapılacak başvuruda gerekli olan diğer belgelerle beraber sunulmalıdır. Metot geçerli kılma çalışmalarının nasıl yapılacağı ve diğer idari ve teknik konular hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için yine www.isgum.gov.tr adresinde bulunan “İş Hijyeni Laboratuvarları İçin Rehber” adlı dokümandan faydalanılabilir. İlgili yönetmelikte yazılı belgelerden oluşan başvuru dosyanızı teslim ettikten sonra İSGÜM personeli tarafından tarafınıza yapılacak bildirimlerin gereğini yerine getirerek yetki alma sürecini tamamlayabilirsiniz.
Soru 95: İşyerimde iş hijyeni ölçümleri yaptırmak istiyorum. Ne yapmalıyım?
İşyerlerinde yapılan iş hijyeni ölçüm test ve analizleri, mevzuat gereği zorunlu kılınan risk değerlendirmesi çalışmalarının bir parçasıdır. Bu nedenle öncelikli olarak işyerinde risk değerlendirmesi çalışmanızın taslağını çıkartmalı ve bu taslakta tespit edilen fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin hangilerinin ölçümünün yapılması gerektiğine karar verilmelidir. Daha sonra bu faktörleri ölçebilen laboratuvarların hangileri olduğu belirlenmelidir. Bu belirleme işi yapılırken www.isgum.gov.tr adresinde yer alan yetkili laboratuvarlar sekmesi kullanılmalıdır. Bu sekmede her bir laboratuvarın hangi ölçümleri yaptığı ilgili yeterlik veya ön yeterlik belgeleri içerisinde belirtilmektedir. Bu sekmede laboratuvarların iletişim bilgileri de yer almakta olup herhangi bir faktörün ölçümü hakkında daha detaylı bilgi almak için laboratuvarlarla iletişim kurulması faydalı olmaktadır. Bir laboratuvarın işyerinizde var olan tüm faktörleri ölçemiyor olabileceği göz önüne alındığında birden çok laboratuvardan hizmet alma yoluna gidilmesi tercih edilebilir. Hizmet alınacak laboratuvar belirlendikten sonra işyerinize laboratuvar personeli gelecek ve ölçüm yapılacak kişileri ve/veya noktaları tespit edecektir. Bu çalışma ön inceleme olarak adlandırılmaktadır. Ön inceleme sırasında işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve laboratuvar personelinin birlikte çalışması, ayrıca işyerinde çalışanların görüşlerinin alınması önem arz etmektedir. Ön inceleme çalışması tamamlandıktan sonra üzerinde anlaşılan ölçüm listesi karşılıklı olarak imzalanmalı ve işyerinde saklanmalıdır. Sonraki aşamada işyerinde ölçüm metotlarının gerektirdiği süre zarfında karar verilen ölçümler gerçekleşecektir. Ölçümler bittikten sonra laboratuvar gerekli analizleri ve hesaplamaları tamamlayarak tarafınıza bir rapor gönderecektir. Bu rapor içerisinde ölçümü yapılan faktörler, ölçüm tarihi ve ölçüm sırasındaki çevre şartları, ölçümü yapılan kişiler, kullanılan ölçüm metotlarının adları gibi hususlar açıkça belirtilecektir. Raporunuzda bu ve benzeri konularda yeterli bilgi bulamadığınızı düşünüyorsanız ilgili laboratuvara geri dönüş yaparak raporunuzun tadil edilmesini isteyebilirsiniz. Yeterlik veya ön yeterlik belgesine sahip bir laboratuvarın gerçekleştirildiği ölçümlerin sonuçlarının yeterli doğruluk seviyesinde olmadığını düşünüyorsanız bu konuda İSGÜM’e başvuru yaparak sonuçlara itiraz edebilirsiniz. İlgili ölçümün kayıtları ve laboratuvarla ilgili diğer hususlar incelenerek ölçüm sonucu iptal edilecek veya tarafınıza ölçüm sonucunun geçerli olduğu bildirilecektir.
Soru 96: Çalışma ortamı ölçümleri nereye yaptırılır?
27.01.2023 tarihli ve 32086 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizleri Hakkında Yönetmelik kapsamında İSGÜM tarafından yetkilendirilen kuruluşlar tarafından ortam ölçümlerinin yapılması gerekmektedir. Bu kuruluşlara ait liste İSGÜM internet sayfasında (http://www.isgum.gov.tr/labyetki.aspx) yer almaktadır. Ayrıca laboratuvar yetkilendirme ile ilgili sıkça sorulan sorulara ilişkin açıklamalara da https://www.csgb.gov.tr/isgum/hizli-erisim/laboratuvar-yetkilendirme/ adresinden ulaşılabilir.
Soru 97: Ölçüm noktaları nasıl belirlenir?
İşyerinde solunum yoluyla maruz kalınan etkenler ile ilgili olarak numune alma ve değerlendirme stratejileri belirlenirken, TS EN 689 “İşyeri Havası-Solunumla Maruz Kalınan Kimyasal Maddelerin Sınır Değerler ile Karşılaştırılması ve Ölçme Stratejisinin Değerlendirilmesi İçin Kılavuz” vb. standartlar gereğince yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ve maruziyet süresi vb. parametreler dikkate alınır. Gürültü, titreşim, aydınlatma, termal konfor gibi ölçümlerde ölçüm noktası ve sayısı belirlenirken kullanılacak metottan yararlanılır.
Soru 98: Ölçüm sonuçları nasıl değerlendirilir?
Ölçüm sonuçları değerlendirilirken kişisel maruziyet ölçümleri-referans değerlendirme süresine göre-ilgili mevzuatta (ulusal ve uluslararası mevzuatlarda) belirtilen sınır değerler ile karşılaştırılır.
Soru 99: Ortam ölçümü mü kişisel maruziyet ölçümü mü yapılmalıdır?
Ortam ölçüm sonuçları ile referans sınır değerleri karşılaştırma yapılmaz. Ortam ölçümü sonuçları risk değerlendirmesi çalışmalarında kullanılabilir, çalışanın maruziyetinin tespiti için ortam ölçümü yerine kişisel maruziyet ölçümleri yapılması gereklidir.
Soru 100: “Asbest” konusunda farkındalık oluşturmak için ne tür çalışmalar yürütülmektedir?
Asbest; çalışan sağlığı açısından çok önemli olduğundan İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün oldukça üzerinde durduğu bir konu olmuştur. Farkındalık artırma çalışmalarından önce genel olarak asbest faaliyetlerini özetlemek gerekirse; 28539 sayılı ve 25.01.2013 tarihli Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik ve 28692 sayılı ve 29.06.2013 tarihli Asbest Sökümü ile İlgili Eğitim Programlarına İlişkin Tebliğ yayınlanmıştır. Mevzuatımıza göre asbestle çalışmaların gerçekleştirilmesi için Asbest Söküm Uzmanları, tarafımızca eğitilmekte ve sertifikalandırılmaktadır. Bu uzmanlar Asbest Söküm Çalışanlarına eğitim vermektedirler. Bu kişilerin çalışacağı asbest söküm, yıkım, tamir, bakım ve uzaklaştırma alanlarında yapılan asbest ölçüm ve numune alma işlemleri, yine Mevzuatımıza göre akredite olmuş ve tarafımızca yetkilendirilmiş laboratuvarca yapılmaktadır.
Konu ile ilgili ilk olarak personelin yurtiçi-yurtdışı eğitimlerle niteliği artırılmıştır. Özellikle 2013’te yayımlanan Yönetmelik sonrası pek çok bilgilendirmeye ve bilgi paylaşımını sağlamaya yönelik toplantı, panel, seminer, çalıştay vb. organizasyonlar düzenlenmiştir, hala da düzenlenmektedir. İlgili faaliyetlerde genellikle Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi bakanlıklarla iş birliği yapılmaktadır. Bu çalışmaların içerisinde TSE, MYK, İŞKUR gibi kuruluşlar, belediyeler, üniversiteler, asbest söküm firmaları ve laboratuvarları da yer almaktadırlar. Limanlarda ve Tersanelerde İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu, Türkiye’de Asbestin Güncel Durumu ve Farkındalık Sempozyumu, Asbest ve Kentsel Dönüşüm Sempozyumu bunlardan yakın zamanda düzenlenenlerdir. Bu organizasyonlarda hem asbest konusunda farkındalık oluşturup, hem sahadaki uygulama ve işleyişlerin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Asbest konusunda gerçekleştirilecek çalışmalarda yol gösterici olması açısından hazırladığımız pek çok rehber ve yayın bulunmaktadır. Bunlara Genel Müdürlüğümüzün https://www.csgb.gov.tr/isggm adresinden ve İSGÜM’ün https://www.csgb.gov.tr/isgum adresinden ulaşılabilir.
Soru 101: Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) nedir?
Kişisel koruyucu donanım, mevzuattaki tanımıyla; kişiyi bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik tehlikesine karşı korumak amacıyla tasarlanmış ve üretilmiş kişilerce takılan, tutulan ve giyilen her türlü donanımı ifade eder. İşyerlerinde çalışanlarca kullanılan baret, koruyucu gözlük, toz maskesi gibi ürünler kişisel koruyucu donanımlara örnek verilebilir.
Soru 102: Kişisel Koruyucu Donanımların İş Sağlığı ve Güvenliğindeki yeri ve önemi nedir?
Mevzuatımızda belirlenen risklerin toplu koruma tedbirleriyle önlenemediği veya alınan teknik önlemlere rağmen istenilen düzeye indirilemediği hâllerde kişisel koruyucu donanımlar kullanılmalıdır. Tedbirler hiyerarşisinin son halkası kişisel koruyucu donanım olmakla birlikte bu kişisel koruyucu donanımların diğer tedbirlere göre daha önemsiz olduğu anlamına gelmemektedir. Keza, iş kazası sonucu yaralanma ve meslek hastalıkları ile kişi arasındaki son bariyer kişisel koruyucu donanım olup bundan öte başka bir tedbir bulunmamaktadır.
Soru 103: Bakanlık Kişisel Koruyucu Donanımların denetimini nasıl yapmaktadır?
Kişisel Koruyucu Donanımların kullanılmasına ilişkin işyerlerinde yapılan denetimler Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığınca gerçekleştirilmektedir. Kişisel Koruyucu Donanımların mevzuata uygunluğu ve güvenli olup olmadığına ilişkin denetimleri ise İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü çatısı altında yer alan Piyasa Gözetim ve Denetim Daire Başkanlığı yürütmektedir.
Soru 104: Güvenli ürün nedir?
Kullanım süresi, hizmete sunulması, kurulumu, kullanımı, bakımı ve gözetimine ilişkin talimatlara uygun ve normal kullanım koşullarında kullanıldığında risk taşımayan veya sadece ürünün kullanımına özgü asgari risk taşıyan ve insan sağlığı ve güvenliği için gerekli düzeyde koruma sağlayan ürünü ifade etmektedir. Temel sağlık güvenlik gerekleri ise Kişisel Koruyucu Donanımın insan sağlığı, can ve mal güvenliği, çevre ve tüketicinin korunması açısından sahip olması gereken asgari güvenlik koşullarıdır. Temel sağlık ve güvenlik gereklerini karşılayan KKD’ler güvenlidir.
Soru 105: Uygunsuz Kişisel Koruyucu Donanımlara ne tür yaptırımlar uygulanmaktadır?
Mevzuata uygun olmayan ürünlerin insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan, bitki yaşamı ve çevreye bir tehdit oluşturmaması koşuluyla uygunsuzluğun düzeltilebilir olduğu durumlarda düzeltici tedbirler alınır ve idari para cezası uygulanır. Ürünün teknik düzenlemesine uygunluğu belgelenmiş olsa bile ürünün risk taşıdığının tespiti hâlinde ise;
• Ürünün piyasaya arzı yasaklanır.
• Ürün piyasada çekilir.
• Ciddi risk taşıyan ürünler nihai kullanıcıdan geri çağırılır.
• Güvenli hale getirilmeyen veya getirilmesi mümkün olmayan ürünün taşıdığı risklere göre kısmen veya tamamen bertaraf edilmesi sağlanır.
Soru 106: Ciddi risk taşıyan ürünlere ilişkin bilgileri nereden öğrenebiliriz?
Bakanlıkça ciddi risk taşıdığı tespit edilen ürünlere ilişkin liste Bakanlık internet sitesinde yayınlanmakla birlikte ürünlere ait bilgilere https://guvensizurun.ticaret.gov.tr/ (GÜBİS) adresinden de ulaşılabilir.
Soru 107: Türkiye’de Onaylanmış Kuruluş var mı? Onaylanmış Kuruluşların listesini nereden bulabilirim?
Bakanlığımızca Türkiye’de, Kişisel Koruyucu Donanımların uygunluk değerlendirme işlemlerinin yürütülmesi konusunda yetkilendirilmiş beş Onaylanmış Kuruluş bulunmaktadır. Bunlar; Türk Standartları Enstitüsü, Universal Sertifikasyon Uygunluk Değerlendirme A.Ş., MNA Laboratuvarları San Tic. Ltd. Şti., Szutest Uygunluk Değerlendirme A.Ş. ve TASEV Laboratuvar ve Teknik Hizmetler A.Ş.’ dir.
KKD konusunda atanmış bütün Onaylanmış Kuruluşların Listesine Avrupa Komisyonunun internet sitesinde yer alan NANDO veri tabanından erişebilirsiniz.
Soru 108: İmalatçı herhangi bir Onaylanmış Kuruluş'u seçme özgürlüğüne sahip midir?
İmalatçı, ürünleriyle ilgili uygunluk değerlendirmesi yaptırmak için yetkinliğe sahip ve resmi listede yer alan herhangi bir Onaylanmış Kuruluş'tan talepte bulunmakta özgürdür. Ancak imalatçı veya yetkili temsilcisi Avrupa Birliği sınırları içinde AT Tip İnceleme Belgesi için yalnızca tek bir Onaylanmış Kuruluşa başvurabilir.
Soru 109: KKD ile ilgili Uyumlaştırılmış Standartları nereden bulabilirim?
Yayımlanmış standartlarla ilgili en son liste Avrupa Komisyonunun Uyumlaştırılmış Standardartlarla ilgili internet sayfasında mevcuttur. Ayrıca internet sayfamızdan liste indirilebilir veya Türk Standartları Enstitüsünden temin edilebilir.
Soru 110: CE işareti ne anlama geliyor? Zorunlu mudur?
CE işareti yeni yaklaşım mevzuatı gereği ürünün ilgili teknik düzenlemesinde belirtilen temel sağlık ve güvenlik gereklerini karşıladığını gösteren işarettir. Zorunludur ve ürünün serbest dolaşımı için pasaportudur.
Soru 111: Ürün seçiminde nelere dikkat etmemiz gerekir? Güvenli olmayan ürün nasıl anlaşılır?
Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği'ne uygun olmayan ürünün güvenliği şüphelidir. Ambalajının yırtık ve özensiz olup olmadığına dikkat edilmelidir. CE işaretinin yönetmelikte belirtilen şekilde işaretlenip işaretlenmediği, Türkçe kullanım kılavuzunun bulunup bulunmadığı kontrol edilmelidir. Ürünün güvenliği ile ilgili şüpheleriniz varsa bize, Bakanlık internet sayfasında bulunan şikâyet ve ihbar bölümünden ve iletişim bilgileri bölümünde verilen adres ve telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Soru 112: İSGÜM Kişisel Koruyucu Donanımlar Test Laboratuvarı’nda hangi KKD testleri yapılmaktadır?
https://www.csgb.gov.tr/isgum web adresinde Başvuru Formları linkinin altında yer alan deney listesi formunda İSGÜM Kişisel Koruyucu Donanımlar Test Laboratuvarı’nda yapılan testler yer almaktadır.
Soru 113: KKD Laboratuvarı'na test yaptırmak için nasıl bir yol izlenmelidir?
https://www.csgb.gov.tr/isgum web adresinde Başvuru Formları linkinin altında yer alan KKD Test Talep Formu’nun hizmet sözleşme kısmında belirtilen yol izlenmelidir.
Soru 114: Maden ocakları için İSG açısından yürütülen çalışmalarınız nelerdir?
“Güvenli Madencilik” yaklaşımı ile Bakanlığımız maden işyerlerinde risklerin önlenmesine dair çeşitli düzenlemeler gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda; Maden İşyerlerinde İSG Yönetmeliği kapsamında bazı önemli değişiklikler yapılmıştır. 10/03/2015 tarihli ve 29291 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik” kapsamında önleyici yaklaşıma katkı sunması hedeflenerek madencilik mevzuatında aşağıda yer alan bazı düzenlemeler yapılmıştır:
• Yeraltı kömür işletmelerinde oksijenli ferdi kurtarıcıların zorunluluğu getirilmiş karbon monoksit maskeleri kaldırılmıştır.
• Faaliyet alanları ile yeryüzüne çıkış ağzı arasında oksijenli ferdi kurtarıcı değişim istasyonları kurma zorunluluğu getirilmiştir.
• ILO`nun 176 sayılı Sözleşmesi ile taahhüt etmiş olduğumuz yeraltında çalışanların takibini sağlayacak personel takip sistemi zorunluluğu getirilmiştir.
• Bant konveyörler anti statik ve alev yürütmez özellikte olma; ısınmayı veya tutuşmayı tespit etmek üzere sensörler ve ortaya çıkabilecek herhangi bir yangının ilerlemesini durduracak sıklıkta soğutma/söndürme sistemi ile donatılma zorunluluğu getirilmiştir. (TS-EN 14973)
• Acil bir durumda çalışanların yerüstüne çıkmalarını kolaylaştırmak için “hayat hattı” kurulması zorunluluğu getirilmiştir.
• Madenlerde kendiliğinden yanmaya karşı bekleme barajları, su ve gaz degajına karşı ise kontrol sondajları gibi ek önlemler getirilmiştir.
• Havalandırma sisteminin acil hallerde ve ihtiyaç halinde kullanılabilmesi için hava yönünü ters çevirebilecek özellikte olması zorunluluğu getirilmiştir.
• Madenlerin haritaları elektronik ortamda üretim ilerlemesi, havalandırma vb. tedbirlerin yerleşimlerinin görülmesi amacıyla üç boyutlu olacaktır.
• Madenlerde insan naklinin yapıldığı yollarda eğim 18 dereceyi geçmeyecek, geçmesi halinde mekanik taşıma yapılacaktır.
• Kömür içerisinde ilerlenirken yapılacak tahkimat olası bir yangının ilerlememesi için yanmaz malzemeden olacaktır.
• İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak yeterli ilk yardım donanımı sağlanacağı ve en geç 6 ayda bir olmak üzere düzenli olarak gerekli tatbikatlar yapılacağı belirtilmiştir.
• Yeraltı metalik maden işyerleri için sığınma odaları kullanımı zorunlu hale gelmiştir.
“Güvenli ve Verimli Madencilik” yaklaşımı ile Bakanlığımız madencilik sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda önleyici yaklaşıma katkı sunması hedeflenerek hazırlanan özellikle “Madencilik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi(MİSGEP)” 2019 yılında yürütülmeye başlamış olup 18 Ocak 2024 tarihi itibari ile tüm bileşenlerin yürütümü tamamlanmıştır. Bu proje toplam 17,6 Milyon Avro Bütçe ile Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa finanse edilen bir projedir.
Üç bileşeni olan bu proje kapsamında;
1. Teknik Yardım Bileşeni ile 10.000 maden çalışanına İSG eğitimleri ve sağlık gözetimi sağlanmış olup ülke genelinde 20.700 yeraltı madencisine ulaşılmıştır.
• 1280 işveren, işveren vekili ve İSG profesyoneline, 1896 yer bilimi mühendislik ve İSG bölümü öğrencisine ve 27 ilde toplam 1800 iş güvenliği uzmanı, mühendis ve daimi nezaretçiye iş salığı ve güvenliği ile risk değerlendirme yöntemlerine dair eğitimler sağlanmıştır.
• Madencilik ile ilgili Kurumsal Risk Yönetim Standardı ISO 31000 ve Risk Yönetimi – Risk değerlendirme teknikleri ISO 31010 standardının çerçeve koşullarını göz önünde bulunduran beş temel konuda teknik rehberler hazırlanmaktadır. İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanacak rehberler aşağıda yer almaktadır;
o Yeraltı Madenciliğinde Havalandırma Tasarımı ve Uygulama Yöntemleri
o Yeraltı Kömür Ocaklarında Kendiliğinden Yanma
o Kömür Madenciliğinde Metan Drenajı
o Kaza/Olay İnceleme ve Kök Neden Analizi
2. Doğrudan Hibe Bileşeni kapsamında ise;
• Hedeflenen 70 işyeri ile 01.04.2021 tarihi itibariyle sözleşme imzalanmıştır. Mayıs ayında desteklerin daha fazla işyerine ulaşabilmesi adına faydalanıcı sayısı 80’e çıkarılmıştır.
• Türkiye’nin 29 ilinde 30 Kömür, 50 Metal Madeni olmak üzere toplam 80 faydalanıcı işyerinde 7800 çalışana ulaşılmıştır.
• Maden işyerlerine yapılması planlanan 420 saha ziyareti başarıyla tamamlanmıştır. Şehir merkezlerine uzak, jeolojik ve iklim koşullarının ağır olduğu yeraltı maden ocaklarına yapılan bu saha ziyaretlerinde yerinde gözlemler yapılarak sahanın ihtiyaçlarına taraflarla birlikte çözüm üretilmiştir. Saha ziyaretleri sonunda her bir işyerine özgü Tavsiye Raporları hazırlanmıştır.
• Her bir saha ziyaretinde, yeraltı maden işletmelerinde çalışma ortamının sürekli değişken ve dinamik olması sebebiyle bir önceki geri bildirimler hayata geçirilirken her bir ziyarette de yeni riskler tespit edilmiş ve taraflarla istişare edilerek bu yeni risklere de çözüm önerileri sunulmuştur. Ayrıca bu çalışmalar sayesinde sahada somut olarak %47 iyileştirme sağlanmıştır.
• Finansal destek kapsamında yeraltı maden işyerlerine aldıkları İSG hizmeti, tahlisiye eğitimleri ve İSG Yönetim Sistemi Standardı entegrasyonuna yönelik olarak bugüne kadar 24 ayda toplam 31.9 Milyon Türk Lirası hibe desteği sağlanmıştır.
• Projenin başında ihtiyaç olarak ortaya konulan ana dilimizde doküman eksikliklerine, proje süresince hazırlanan 17 Teknik Bülten, 12 İş Kazası Analizi ve teknik rehberler ile çözüm sağlanmış ve bu dokümanlar misgep.org web sitesinde yayınlanarak tarafların erişimine sunulmuştur.
• 115 Kişiye TSE işbirliği ile önleyici yaklaşım, ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi iç tetkik ve TS 13741 sayılı İş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi – Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) için – Maden Sektörü standardı eğitimi verilmiş ve sertifikalandırma yapılmıştır. Mevcut durumda 10 firmaya yerinde çalıştaylar gerçekleştirilmiş ve 3 yeraltı maden işletmemiz TS 13741 standardından belgelendirilmiştir.
• Acil durumlara hazırlık noktasında sağladığımız destek ile 322 tahlisiye eğitimine de destek sağlanmıştır. Projemizin teknik rehberlik bölümü ve İSG Profesyonellerine yönelik hibe desteği tamamlanmış olup tahlisiye eğitimlerine ve İSG Yönetim Sistemi entegrasyonuna dair destekler ise devam etmektedir.
• Ayrıca, 9 Teknik Bülten, 9 İş Kazası Analizi hazırlandı.
3. Hibe Bileşeni kapsamında;
• Toplam 6 milyon avro destek sağlanan 36 hibe projesi onaylanmıştır. Üniversiteler, meslek liseleri, organize sanayi bölgeleri, birlikler, sendikalar gibi çeşitli paydaşlar tarafından sunulan projeler ile çalışanlar ve sahaya yönelik iş sağlığı ve güvenliği iyileştirmeleri sağlanmıştır. Bu kapsamdaki projelerde de inşaat, maden, tehlikeli atık, kimyasal, mermer madenciliği vb. alanlarda saha uygulamaları, eğitimler, iş hijyeni laboratuvarlarının kurulumu, sanal gerçeklik eğitimleri gibi çeşitli faaliyetler yapılmıştır.
Soru 115: Kömür sektörüne yönelik ayrı iş sağlığı ve güvenliği kanunu çıkarılmasına ilişkin bugüne kadar yapılan çalışmalar nelerdir?
Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki tüm maden işyerlerini kapsamaktadır. Yönetmeliğin ekleri kapsamında Yeraltı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Özel Hükümler başlıklı Ek- 3 bölümünün 10 uncu bölümünden itibaren grizulu maden ocaklarına özel hükümler yer almaktadır. Bu değişiklikler başlıklar halinde aşağıda özetlenmektedir.
• Üç boyutlu yer altı çalışma planının elektronik ortamda hazırlanması
• Başyukarılarda insan ve malzeme yollarının ayrılması
• Eğimin 18 dereceyi geçtiği galerilerde mekanik vasıta bulundurulması
• Havalandırma verilerinin ölçüm istasyonları vasıtasıyla kayıt altına alınması
• Merkezi izleme sistemine bağlı oksijen, metan, karbonmonoksit, hidrojensülfür, sıcaklık ve hava hızı değerlerini ölçecek sensörlerin belirtilen yerleştirilmesi
• Bu sensörlerin asgari olarak, ocağın ana hava giriş yolunda, üretim bölgelerinin her birinin temiz hava giriş ve hava dönüş yollarında, hazırlık çalışması yapılan bölgelerin hava dönüş yollarında ve ocağın kirli havasının ocak dışına çıktığı nefesliklerde bulunması gerekliliği
• Ocakta yeterli sayıda metan, karbonmonoksit, oksijen ve hidrojensülfür gazlarını ölçecek özellikte kalibre edilmiş seyyar gaz ölçüm cihazları bulundurulması
• Grizulu veya yangına elverişli kömür damarlarının bulunduğu ocaklarda, tüm çalışanlara çalışma süresince oksijenli ferdi kurtarıcı sağlanması
• Ani gaz geliri veya göçük veya su baskını ihtimali olan bölgelerde çalışanların korunması ve güvenli bir çalışma ortamı sağlanması için yürütülecek faaliyetlerin sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilmesi
• Çalışılmakta olan yerler yakınında, basınç altında birikmiş tehlikeli ve zararlı gazların veya yeraltı suyunun tehlikeye neden olabileceği durumlarda veya eski çalışma yerlerinde su veya gaz birikme ihtimalinde kontrol sondajı yapılması
• Yeraltı kömür ocaklarında gaz degajı riskinin değerlendirilmesi ve bu hususların sağlık ve güvenlik dokümanında yer alması
• Jeoloji ve damar yapısı müsaade ettiği müddetçe, ana yollar ve havalandırma yollarının kömür içerisinden sürülmemesi, bu durumun sağlanamadığı ana yollar ve havalandırma yollarında kömürün hava ile temasını tamamen kesecek gerekli tedbirler alınması
Soru 116: Ülkemiz madenlere dair uluslararası sözleşmelere taraf mıdır?
176 sayılı Madenlerde Sağlık ve Güvenliğe dair ILO Sözleşmesi 6580 sayılı Kanunla 4/12/2014 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiştir. Söz konusu sözleşme yer altı ve yerüstü madencilik faaliyetlerinde sağlık ve güvenlik ile çalışma ortamının iyileştirilmesine dair hükümleri içermektedir. Sözleşmenin hükümlerinin tamamı ülkemiz mevzuatında zaten var olan hükümler tarafından kapsandığı için ülkemiz tarafından yasalaşma süreci kısa vadede tamamlanmıştır. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği önleyici yaklaşımı yansıttığı ve bir rehber niteliğinde olduğu AB Komisyonunca da belirtilmiş olup 176 sayılı ILO sözleşmesi ile uyumludur. 176 Sayılı Sözleşme 185 üyesi bulunan ILO ülkelerinden 28’i tarafından imzalanmıştır. Maden İşyerlerinde İSG Yönetmeliği 19.09.2013 tarihli ve 28770 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu yönetmelik 3/12/1992 tarihli ve 92/104/EEC sayılı Avrupa Birliği Direktifi ile 3/11/1992 tarihli ve sayılı 92/91/EEC Avrupa Birliği Direktifine paralel olarak hazırlanmış ve AB kapsamındaki uluslararası yükümlülüklerimizi yerine getirmektedir.
Soru 117: Bina inşaatlarında iş sağlığı ve güvenliği anlamında yeni kriterler konulması düşünülmekte midir?
Genel Müdürlüğümüzün inşaat sektörüne yönelik çalışmaları kapsamında, mevzuat düzenlemeleriyle ilgili olarak 2013 yılında “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik mevcut durumda inşaat sektörüne ilişkin en kapsamlı ve güncel düzenleme niteliğindedir. Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünde yer alan, günümüz teknolojisi ve mevzuat anlayışla uyum sağlayan hükümler de bu Yönetmeliğe dercedilmiştir. Yönetmelikte cephe iskelelerinin ve güvenlik ağlarının ilgili standart numaralarına atıfta bulunularak standartlara uygun olması gerektiğine dair düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca yüksekte çalışma ve iskeleler başta olmak üzere birçok konuda günümüz şartlarına uygun teknik bilgiler eklenmiştir.
2018 yılında sektörde özellikle yüksekten düşme kaynaklı kazaların ana nedenleri arasında görülen standartlara uygun olmayan ekipman kullanımın azaltılması odaklı faaliyetler yürütülmeye başlanmıştır. Bu kapsamda 07 Mart 2018 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği işbirliğinde Ankara’da “İnşaat İş Ekipmanları Çalıştayı” düzenlenerek sektör temsilcileri ile bir araya gelinmiştir. Mevzuat çalışmaları kapsamında ise Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik çalışması yürütülmüş ve cephe iskeleleri dışında diğer iş ekipmanlarının asgari kriterleri ile uygulama ve kullanım esaslarına yönelik teknik altyapı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu ekipmanlar arasında geçici kenar koruma sistemleri, sütunlu çalışma platformları, güvenlik ağları, yaşam hatları yer almış ve ilgili mevzuat düzenlemelerinin yapılmasıyla yüksekten düşmelerin sıkça yaşandığı alanlarda güvenliğin sağlanması hedeflenmiştir.
Mevcut çalışmalar kapsamında teknik konular ve yasal düzenlemeler kapsamında standarda uygun üretim yapan iş ekipmanı üreticileri ile istişarelere devam edilmekte, güvenli iş ekipmanlarının inşaat sahalarında kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik atılacak adımlar konularında işbirliği devam etmektedir.
Soru 118: İnşaatlarda yaşanan iş kazalarını ve ölüm vakalarını azaltmak üzere Bakanlığınız ne gibi iş güvenliği politikaları üzerinde çalışmaktadır?
Genel Müdürlüğümüz 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girdikten sonra yeni politika ve yaklaşımlar çerçevesinde birçok proje ve faaliyet yürütmüştür. İnşaat sektörüne yönelik çalışmalar kapsamında, Kanun sonrası ikincil mevzuat çalışmalarının yanı sıra sahada etkin sonuçlar doğuracak projeler yürütülmüştür. 2013-2015 yıllarında İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi yürütülerek 33 ilde düzenlenen seminerlerle yaklaşık 2500 uzmana eğitimler verilmiştir. 2013-2014 yıllarında İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) ile Bakanlığımız Arasında Rehber Hazırlanması Protokolü imzalanarak Yapı İşlerinde Risk Değerlendirilmesi Rehberi ve Sağlık ve Güvenlik Planı Rehberi yayına hazırlanmıştır. ILO 167 sayılı İnşaatlarda İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesinin 29.11.2014 tarihli ve 29190 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması sağlanmıştır. 2014-2016 yıllarında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği gibi paydaşlarımızla “Güvenli İskele Projesi” yürütülmüştür. Proje kapsamında cephe iskelesi üreticileri ile istişare toplantıları düzenlenerek alt yapı çalışmaları yürütülmüş ve iskele üreticisi firmaların standartlara uygun üretim yapmaları sağlanmıştır. Proje öncesinde ülkemizde belgeli üretim yapan firma bulunmazken gelinen noktada 48 iskele firması standartlara uygun üretim yapmaktadır. Ayrıca proje kapsamında 13 ilimizde seminerler düzenlenmiş olup katılımcı profilini iskele üreticileri, iş güvenliği uzmanları, mühendisler, işverenlerin oluşturduğu 2000’in üzerinde katılımcıya ulaşılmıştır.
2015 yılında güvenli iskelesi projesinin yürütülmekte olduğu süreçte ayrıca ahşap dış cephe iş iskeleleriyle ilgili olarak TSE ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile oluşturulan komisyon tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında bu iskelelerin teknik kriterleri ve kullanım esasları belirlenmiştir. Söz konusu çalışma sonucu oluşturulan Ahşap Bileşenlerden Oluşan Dış Cephe İş İskeleleri Standardı (TS 13662) 2015 yılında yayımlanmıştır.
İnşaat sektöründe meydana gelen kazaları ve bu kazalara bağlı kayıplara en aza indirmek için 2017 yılında “Hedef Sıfır” çalışmaları yürütülmüştür. Bu kapsamda 23-24 Mart 2017 tarihlerinde İstanbul ilinde "İnşaat Sektöründe Hedef Sıfır-Pratik Çözümler" semineri gerçekleştirilmiştir. 13 Mayıs 2017 tarihinde de Sn. Bakanımız ve tüm tarafların üst düzey katılımı ile Hedef Sıfır Vizyonu deklare edilmiştir. Hedef Sıfır Vizyonu kapsamında, Bakanlığımız üst düzey yetkililerin katılımı ile 33 ilde işverenler, yapı denetim firmaları ve İSG profesyonellerine yönelik birer günlük bilgilendirme seminerleri ve saha ziyaretleri gerçekleştirilmiştir.
Sektörde farkındalığın artırılması ve iş kazalarının önlenmesi için devam ettirilen bilgilendirme faaliyetleri kapsamında 2017 yılında Adana, Bursa, Samsun ve İzmir’de inşaatlarda iş kazalarının ve bu kazalara bağlı kayıpların önlenebilmesine yönelik teknik bilgiler paylaşılmıştır. Sempozyumlarda büyük projelerden konusunda uzman temsilciler destek sağlamış ve ilgili ekipmanların örnek kurulumları gerçekleştirilmiştir.
2018 yılında sektörde özellikle yüksekten düşme kaynaklı kazaların ana nedenleri arasında görülen standartlara uygun olmayan ekipman kullanımın azaltılması odaklı faaliyetler yürütülmeye başlanmıştır. Bu kapsamda 07 Mart 2018 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği işbirliğinde Ankara’da “İnşaat İş Ekipmanları Çalıştayı” düzenlenerek sektör temsilcileri ile bir araya gelinmiştir.
Ayrıca mevzuat çalışmaları kapsamında Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik çalışması yürütülmüştür. İskele dışında diğer iş ekipmanlarının asgari kriterleri ile uygulama ve kullanım esaslarına yönelik teknik altyapı çalışmaları gerçekleştirilmiş ve geçici kenar koruma sistemleri, sütunlu çalışma platformları, güvenlik ağları, yaşam hatları ile ilgili mevzuat düzenlemelerinin yapılmasıyla yüksekten düşmelerin sıkça yaşandığı alanlarda güvenliğin sağlanması hedeflenmiştir.
2019 yılından itibaren yönetmelik değişikliği sonrası asgari kriterleri belirlenen iş ekipmanlarında farkındalığın arttırılması ve paydaşların inşaat sektörüne özel çeşitli teknik konularda bilgi düzeylerinin geliştirilmesi amacıyla dokümantasyon çalışmalarına ayrı bir önem atfedilmiş ve mevcut durum itibariyle sayısı 200’e yakın sayıda dokümanın sektörel internet adresi (guvenliinsaat.csgb.gov.tr) üzerinden sosyal taraflarla paylaşılması sağlanmıştır.
2020 yılı başı itibarıyla ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınına yönelik çalışma komisyonu kurulmuş, inşaat sahalarında alınması gereken tedbirleri açıklayan kontrol listeleri ve rehberler hazırlanmıştır.
2021 yılında Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü etkinlikleri kapsamında sektör taraflarının katılımıyla “Yapı Sektöründe Yüksekte Çalışma Kaynaklı İş Kazaları ve Çözüm Önerileri Konulu Çevrimiçi Semineri” gerçekleştirilmiştir.
2022 yılında iş kazalarının sebeplerini ortaya koymak ve alınabilecek tedbirlere vurgu yapmak amacıyla animasyon video çalışmaları yürütülmüş ve inşaat sektörü özelinde yüksekte güvenli çalışma temalı video hazırlanmıştır. Ayrıca 92 sayılı inşaatta sağlık ve güvenlik uygulama rehberinin gözden geçirilmesi çalışmaları çerçevesinde gerçekleştirilen ve 5 gün süren ILO toplantısına katılım sağlanarak teknik konularda görüş bildirilmiş ve uluslararası rehberin güncellenmesi sağlanmıştır.
OSTİM Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde, PLATFORMDER, ARÜSDER ve İŞİM işbirliği ile gerçekleştirilen 'Yüksekte Çalışma Semineri'ne katılım sağlanarak yükseltilebilir seyyar iş platformları özelinde sunumlar gerçekleştirilmiş ve tarafların bilgilendirilmesi sağlanmıştır. Benzer şekilde Konya Sanayi Odası tarafından düzenlenen etkinliğe destek sunulmuştur. İnşaat sektörüne nitelikli iş gücü yetiştiren yapı öğretmenlerinin eğitimlerine yönelik AB projesi açılış toplantısına katılım sağlanmış ve teknik konularda destek sunulmuştur. Risk Yönetimi Derneği (RİSKYÖN) tarafından "Sıfır Riske Yolculuk" ana teması ile düzenlenen Risk Yönetimi Sempozyumunun "İnşaat Güvenliği" başlıklı oturumunda sunumlar gerçekleştirilmiştir. Standarda uygun üretim yapan geçici kenar koruma ve güvenlik ağı firmaları ile sektörün problemleri ve güvenli ekipmanların yapı sahalarında kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik atılacak adımlar konularında istişare toplantılarında bulunulmuştur.
Bunların yanı sıra inşaat sektörüne yönelik teknik bilgilerin verildiği çeşitli rehber, broşür, poster vb. yayın ve dokümanlar hazırlanarak dağıtımı gerçekleştirilmektedir. Ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin (OSGB) denetimleri kapsamında, denetimin gerçekleştirileceği illerde OSGB yetkilileri eşliğinde inşaat işyerlerine ziyaretler gerçekleştirilerek rehberlik çalışmaları yürütülmektedir. Böylece sektörde faaliyet gösteren firma yetkilileri, iş güvenliği profesyonelleri ve ilgililerin bilgi düzeyleri ile farkındalıklarının artırılması hedeflenmektedir.
Ayrıca inşaat sektöründe düşme dışındaki diğer kaza tiplerinin de ele alınması ve bu alanlara yönelik önleyici faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi amacıyla iş kazası verilerinin analiz çalışmaları düzenli olarak devam etmektedir.
İş kazaları ile etkin mücadele edilebilmesi adına tüm tarafların yeterli ve nitelikli bilgiye erişebilmesi için sektöre özel internet sayfası (guvenliinsaat.csgb.gov.tr) hazırlanmış olup çeşitli konularda ilgili sayfanın zenginleştirme çalışmaları düzenli olarak devam etmektedir.
Soru 119: Bakanlığınızın, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) nün 1988 tarihli, 167 sayılı İnşaat İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Sözleşmesinin onaylanması yönünde herhangi bir hazırlığı, çalışması veya girişimi var mıdır?
167 sayılı İnşaat İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Sözleşmesi ILO tarafından 20 Haziran 1988 tarihinde kabul edilmiş, 11 Ocak 1991 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz tarafından 29 Kasım 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6571 sayılı Kanun ile onaylanmıştır.
Soru 120: Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği kapsamına sadece 41, 42 ve 43 ikili NACE kodunda yer alan işyerleri mi dahil olmaktadır?
41, 42, 43 ikili NACE kodları genel olarak inşaat sektöründe hizmet veren işyerlerinin yer aldığı NACE kodlarıdır. Bunlar 41: Bina inşaatı, 42: Bina dışı yapıların inşaatı ve 43: Özel inşaat faaliyetlerini kapsamaktadır. İlgili Yönetmeliğin kapsam maddesinde “6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına giren tüm yapı işlerinin yapıldığı işyerlerinde uygulanır” ifadesi yer almaktadır. Yapı işlerinin de hangi hususları içerdiği Yönetmeliğin Ek-1’inde belirtilmiştir. Ek-1’de inşa işlerinin yanı sıra işyerlerinde gerçekleştirilecek tadilat, yenileme, tamir, restorasyon, bakım, boyama ve temizlik işlerinin de yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla 6331 sayılı Kanun kapsamında yer alan tüm işyerlerinde, Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin Ek-1’inde belirtilen faaliyetlerin bulunması halinde Yönetmelik kapsamında yer almaktadır.
Soru 121: Çalışanlar dış cephe iş iskelesinde çalıştıkları esnada emniyet kemeri kullanmak zorunda mıdır?
İş sağlığı ve güvenliği mevzuatı incelendiğinde; cephe iskelesinde çalışıldığı esnada emniyet kemeri kullanımının zorunlu olduğuna dair gerek Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde gerekse İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğinde böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. (Örneğin asılı erişim donanımları için böyle bir zorunluluk vardır.) Ancak mevzuatta zorunlu olduğunun açıkça belirtilmemesinin emniyet kemerinin kullanılmayacağı anlamına gelmediği de önemle dikkate alınmalıdır.
Alınacak önlemlerde kişisel korunma tedbirlerinden ziyade toplu korunma tedbirlerine öncelik verilmesi, mevzuatımızda açıkça belirtilen önemli bir risklerden korunma ilkesidir. Konuyla ilgili olarak, Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği EK-4 Yüksekte Çalışma başlığı altında toplu korunma tedbirlerinin riski tamamen ortadan kaldıramadığı, uygulanmasının mümkün olmadığı, geçici olarak kaldırılmasının gerektiği vb. durumlarda kişisel koruyucu donanım (KKD) kullanımına başvurulması gerektiği ifade edilmektedir.
Normal şartlarda iskelelerde düşme riskine karşı toplu korunma, korkuluk sistemleri ile sağlanmaktadır. Standartlara uygun, güvenli şekilde kurulmuş bir cephe iskelesinde ise korkuluklar ve diğer hususlar eksiksiz yer aldığından toplu korunma tedbirleri sağlanmış olmaktadır. Ancak her ne kadar tedbirler sağlanmış görünse de kullanılan alet ve ekipmanlar, hava koşulları ya da çevrede yapılan faaliyetler kaynaklı riskler de değerlendirilip KKD kullanımına karar verilmesi daha doğru olacaktır. Bunun yanı sıra özellikle iskelenin kurulum ve söküm aşamalarında düşme riskinin daha da artacağı ve çalışma koşulları gereği KKD kullanımına ihtiyaç olabileceği dikkatlice değerlendirilmelidir. Her ne kadar kurulum ve söküm aşamalarında düşmeye karşı geçici platform ya da geçici korkuluk veya benzeri sistemler kullanılarak ve düşmeye karşı bir üst katın korkulukları yerleştirilerek toplu korunma tedbirlerine başvurulsa da bu sistemlerin yerleştirilmesi esnasında da KKD kullanımına başvurulup başvurulmayacağı değerlendirilmelidir. Bu sistemlerin yeterli görülmediği veya uygulanamadığı durumlarda çalışanın uygun noktalara (yaşam hatları, üreticinin belirttiği ankraj noktaları gibi) bağlandığından emin olunmalıdır.
Sonuç olarak; her çalışmanın kendi koşulları söz konusu olduğundan mevcut durum dikkate alınarak karar verilmelidir. Öncelikle kullanılacak iskele standartlara uygun şekilde tam olarak kurulmalı; akabinde mevcut tedbirlerin yeterliliği sorgulanmalı ve düşmeye karşı KKD kullanımına karar verilmesinde; yapılan faaliyetler, çalışma çevresi, kullanılan alet ve iş ekipmanları gibi kriterler göz önünde bulundurularak yapılan risk değerlendirmesi esas alınmalıdır
Soru 122: İnşaat kat kenarlarında kullanılmakta olan güvenlik ağları inşaat yükseldikçe tekrar kurulmalı mıdır? Böyle bir zorunluluk var mıdır?
Güvenlik ağları standartlara uygun şekilde üretilirken çeşitli statik ve dinamik testlerden geçmekte ve güvenlik ağlarının sönümleyebileceği enerji miktarı bu testlere göre belirlenmektedir. Bu noktada mevzuatımızda belirtilen düşme yüksekliği kavramı önem arz etmektedir. Bu kavram çalışanın düşebileceği nokta ve güvenlik ağı arasındaki dikey mesafeyi ifade etmekte ve hiçbir koşulda 6 metreyi geçmemektedir.
Güvenli bir çalışma için ağın sadece standartlara uygun olması tek başına yeterli bir kriter olmayıp kurulumu ve kullanımı da standartlara ve mevzuata uygun olmalıdır. Aksi takdirde yeterli olduğu düşünülen bir tedbir istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilecektir. Örneğin 4 katlı olan bir inşaatta güvenlik ağının uygun şekilde kurulduğu ve mevcut durumda bu inşaatın 7. kata ulaştığı varsayılırsa, güvenlik ağının yerinde değişiklik yapılmaması ve önceden kurulduğu yerde bırakılması düşme yüksekliği ile ilgili sınır değerlerin aşılmasına neden olacaktır.
Sonuç olarak, ilgili mevzuat doğrultusunda güvenlik ağlarının taşınması, yani sökümü ve uygun şekilde tekrar kurulumuyla, sürdürülebilir bir korumanın sağlanması gerekmektedir.
Soru 123: Güvenlik ağları malzeme düşmesine karşı kullanılabilir mi?
Düşmeyi durdurucu sistemlerden olan güvenlik ağlarının tasarım ve kullanım amacının iyi bir şekilde anlaşılması doğru kullanım için son derece önemlidir. Bilindiği üzere 31/12/2018 tarihinde yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğine Ek-5 bölümü eklenmiş ve bu güncellemede güvenlik ağlarının standartlara uygun bir ürün olarak temini ve kullanımı ile ilgili herhangi bir geçiş sürecine ihtiyaç duyulmayarak yayımı itibarıyla ilgili hükümlerin yürürlüğe girmesi sağlanmıştır.
Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği incelendiğinde bahse konu güvenlik ağlarının, malzeme düşmesini engellemek için değil, yüksekten düşen çalışanları düşmenin muhtemel etkilerinden korumak amacıyla tasarlanan ağlar olduğu görülmektedir. Bu noktada malzeme düşmesine karşı farklı güvenlik ağları ile ek tedbirler alınmasında ise mevzuatsal açıdan herhangi bir engel bulunmamakta olup bu amaçla kullanılan güvenlik ağlarının daha küçük ağ gözü boyutuna sahip olması gerektiği hususu da gözden kaçırılmamalıdır.
Soru 124: Yaşam hatlarının kullanımında hangi hususlara dikkat edilmelidir?
Yaşam hatları; yüksekte yürütülen çalışmalar sırasında düşmeye karşı kişisel koruyucu donanımlar kullanan çalışanın güvenli bir noktaya sürekli bir şekilde bağlantısının sağlanması amacı ile tasarlanmış düşmeye karşı koruyucu tertibatlar olarak tanımlanabilir. Yaşam hatları düşmeye karşı korumada düşmenin önlenmesi için çalışma alanını sınırlandırma amacıyla kullanılabileceği gibi düşmenin tamamen önlenemediği alanlarda olası bir düşme durumunda çalışanın güvenli bir mesafede ve düşmenin etkisiyle çalışanın üzerine gelecek yükün azami bir değeri aşmayacağı şekilde durdurulması için de kullanılabilmektedir. Emniyet kemeri, bağlantı halatı ve bağlayıcılar (karabina, kanca vb.) gibi ekipmanlar ile birlikte kullanılan yaşam hatları toplu koruma tedbirlerinin alınamadığı veya yeterli olmadığı durumlarda tercih edilmelidir.
Yaşam hatlarının kullanımında öncelik olarak ilgili yaşam hattı sisteminin standartlara uygun olduğundan emin olunmalı ve yaşam hatlarının, sadece üreticisinin uygun gördüğü yaşam hattı tertibatlarıyla birlikte kullanılması sağlanmalıdır. Detayları Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde düzenlenen bu sistemler için aşağıdaki standartlar dikkate alınmalıdır:
i. Kılavuzlu tip düşme durdurucular ile rijit ve dikey yaşam hatlarının kullanıldığı sistemlerde, EN 353-1 Standardı.
ii. Kılavuzlu tip düşme durdurucular ile esnek ve dikey yaşam hatlarının kullanıldığı sistemlerde, EN 353-2 Standardı.
iii. Esnek veya rijit yatay yaşam hatlarının kullanıldığı sistemlerde, EN 795 Standardı veya CEN/TS 16415 Standartları.
Yaşam hattı ankraj noktalarının, uygulanabilir olduğu sürece düşme mesafesini azaltacak şekilde baş seviyesinin üstünde olmasına dikkat edilmeli ve yaşam hatları ile ankraj noktalarının konumlarının; çalışanların çalışma alanının her yerine güvenli bir şekilde erişebilmelerine ve düşmeleri durumunda sarkaç etkisine maruz kalmamalarına imkân sağlayacak ve çalışma alanını yeterince kapsayacak şekilde planlanması sağlanmalıdır.
Soru 125: Emek yoğun bir sektör olan tarım sektöründe risk faktörlerinin en aza indirilmesi için Genel Müdürlük olarak politika ve tedbirleriniz nelerdir?
Genel Müdürlüğümüzün tarım sektörüne yönelik politika ve tedbirleri genel olarak;
• Tarım sektöründe çalışanlara yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin artırılması
• Tarım sektöründe işverenlere, çalışanlara, İSG profesyonellerine yönelik bilgilendirme ve farkındalık artırma faaliyetlerinin artırılması
• Mesleki eğitim uygulamalarında İSG konusunda işbirliklerinin devam ettirilmesi
• Mevsimlik çalışanların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi
• Tarım sektöründe en fazla iş kazası ve meslek hastalığına neden olan makineler, pestisitler vb. konularda farkındalıkların artırılması, üreticilere ulaşılarak üretimden itibaren sağlık ve güvenliğin ön planda tutulması noktasında çalışmaların yürütülmesi şeklinde sıralanabilir.
Soru 126: Tarım sektöründe hedeflenen iş sağlığı ve güvenliği koşullarının sağlanması için Genel Müdürlük olarak yürüttüğünüz faaliyetler nelerdir?
2012 yılında merkezi İngiltere’de bulunan İngiltere İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü IOSH ile İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdürlüğü İSGÜM arasında protokol imzalanmıştır. Protokol kapsamında tarım ve gıda sektörlerinde yapılacak işyeri ziyaretleri ve incelemeleri ile sektöre yönelik risklerin tespit edilmesi, iş sağlığı ve güvenliği koşullarının belirlenmesi, iyileştirme uygulamalarına yönelik eğitim, bilgilendirme yapılması ve sektöre yönelik 6 adet rehberin hazırlanmasını sağlamıştır. Proje kapsamında 6 ilde toplam 13 işyeri ziyaret edilmiştir. Proje sonucunda:
• Hayvancılık sektöründe iş sağlığı ve güvenliği risklerinin belirlenmesi rehberi,
• Kırmızı et ve kanatlı hayvan işleme tesislerinde iş sağlığı ve güvenliği rehberi,
• Meyve-sebze işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği rehberi,
• Örtü altı yetiştiriciliğinde iş sağlığı ve güvenliği risklerinin belirlenmesi rehberi,
• Süt ve süt ürünleri imalatı sektöründe iş sağlığı ve güvenliği rehberi,
• Açık tarım alanlarında iş sağlığı ve güvenliği risk değerlendirmesi rehberi hazırlanmıştır.
Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Pilot Projesi 2 Mart 2012 tarihinde başlatılmıştır. İlk çalışma olması nedeniyle pilot illerden başlanılması uygun görülmüş olup, Şanlıurfa ve Adana pilot iller olarak belirlenmiştir. Projesi kapsamında seçilen illerde risk değerlendirmesi, sağlık taraması, ortam ölçümleri ve anket çalışması gerçekleştirilmiştir.
Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Pilot Projesinin devamı niteliğinde 19 Mart 2013 tarihinde Bakanlığımız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ankara Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Harran Üniversitesi arasında “Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği İşbirliği Protokolü” imzalanmıştır. Bu protokol ile tarım sektöründe karşılaşılan ve çalışanların sağlık ve güvenliğini tehdit eden riskler ve bu risklere karşı alınacak önlemler, işverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitimi ve nihai hedef olarak güvenli davranış bilincinin geliştirilmesi amacıyla yapılacak çalışmalar ve oluşturulacak eylem planının yaygınlaştırılması için işbirliği amaçlanmıştır.
14-15 Ocak 2016 tarihlerinde Ankara’da “Tarım ve Ormancılık Sektörlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Risklerinin Değerlendirilmesi TAIEX Çalıştayı” düzenlenmiştir. İki gün süren çalıştayda Türkiye’den ve Avrupa’dan sektörün seçkin isimleri aynı platformda tecrübe ve bilgi paylaşımı fırsatı bulmuş, sektörde devam eden sorunların farklı coğrafya ve koşullarda nasıl çeşitlendiği, farklı perspektiflerden, paralel mevzuatlar çerçevesinde bu sorunlara ne tür çözümler üretildiği ve üretilebileceği üzerinde tartışılmıştır.
Öz Orman-İş Sendikası tarafından Temmuz-Kasım 2018 tarihlerinde düzenlenen Tarım, Ormancılık İş Kolu İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Projesine Bakanlığımızın desteğiyle 10 farklı ilde tarım ve ormancılık sektörü çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmiştir.
Sektöre yönelik İSG yayınları, ulusal tezler, istatistik raporları, haberler ve bilgilendirmelerin yer aldığı guvenlitarim.csgb.gov.tr web sayfası açılmıştır.
Tarım sektöründe çalışanlara yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin artırılması, tarım sektörlerinde işverenlere, çalışanlara, İSG profesyonellerine, tarım yayımcılarına, danışmanlarına yönelik bilgilendirme ve farkındalık faaliyetlerinin artırılması, mesleki eğitim uygulamalarında İSG konusunda işbirliklerin devam ettirilmesi, mevsimlik çalışanların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, tarım sektöründe en fazla iş kazası ve meslek hastalıklarına neden olan makineler, tarım ilaçları (pestisitler) vb. konularda farkındalıkların artırılması, üreticilere ulaşılarak üretimden itibaren sağlık ve güvenliğin ön planda tutulması ile ilgili çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.